Maketlere bakmayı oldum olası severim. Çok büyük bir nesneyi bir bütünlük içinde her açıdan görmenin en basit ve anlaşılır yoludur.
Diyelim ki bir toplu konut alanından ev alacaksınz. Maket üzerinden görebilirsiniz dairenizi. Genel yerleşim planı içerisinde seçtiğiniz dairenin cephesini, güneşe ve çeşitli açılara bakış durumunu en iyi buradan izlersiniz. Adeta ortada henüz hiçbir şey yokken, hayalinizde netleşmiş bir bina çıkar ortaya.
Bir kente -bu kent hele de bizimki gibi bir kent ise- uydu fotoğrafından bakınca da zaten var olan coğrafi ya da yapay şekillerin (evler yollar parklar insan yapısı ne varsa) sizi nasıl dumura uğrattığını görürsünüz.
Ülkemizin diğer kentleri daha iyidir demeyeceğim. Ancak bu kentte yaşadığımıza göre Kocaeli’yi veri almamız yanlış olmaz sanırım. Kocaeli’nin bir maketi olsaydı neye benzerdi diye düşündünüz mü hiç? Ben düşündüm. Aklıma ilk gelen “İnşaat molozu döküm sahası” oldu.
Hani her yerde asılı olan, İzmit’in meşhur uydu fotoğrafı var ya ona bakıp ta yarım saat, düşünmeden iz sürmeden evini ya da çalıştığı yer bulan var mı? Yada düz bir hat halinde sıralanan binalar yada cadde gören var mı?
Yaşamaya çalıştığımız kentin hali zaten ortada. Bundan neden bahsedeyim ki? Herkes görüyor kepazeliği. İlimiz, Üniversitelerin kentleşme derslerinde “bir kentin nasıl olmaması gerektiğine” dair ders konusu olmalıdır.
Kocaeli’nin plansız projesiz büyümesinde günahı olan eski yeni, ölü diri, Belediye Başkanları, Valiler, Milletvekilleri, Bakan yada Başbakanların yada bu günaha şöyle böyle bulaşmış herhangi bir kamu görevlisinin, şahsında yada gıyabında bu suç ile yüzleştirilmesi, suçlanması, ve eğer somut deliller bizi buna vardıracaksa “kent düşmanı” ilan edilmesi gerekmektedir.
İşte bu yüzden, kente karşı işlenen suçlar tek tek tespit edilmelidir. Hangi bina kaldırıma çıkmış, veya yolu işgal etmiştir? Caddeler ve sokaklar neden sabit genişlikte değildir? Neden bunca büyük binanın altında otopark yoktur? Kaldırımlar neden bu kadar dar tutulmuştur. Altyapı ihaneti ne zaman ve nasıl başlamıştır? Hazine arazileri ne zaman ve nasıl peşkeş çekilmeye başlanmıştır? Daha bir ton soru bulabiliriz.
Bu suçlara kimin yönetsel döneminde izin verilmiş, kimlerin olduğu meclisten geçmiş, hangi vali yasallığı denetlememiş, hangi merkezi idarenin hangi çapsız bürokratı birşeylere göz yummuş çıkarılmalıdır ortaya.
Kenti iğfal edenler ve bunlardan cesaret alıp etmeye hevesli olanlar bu kadar kolay kurtulamamalı sorumluluklarından. Hem toplum vicdanında hem de hukuk önünde suçları ile yüzleştirilmelidirler.
Hem öyle bir yüzleşme ki, bugün de bundan sonra da kenti yönetmeye iddialı olanları, her adımlarını atarken 2 kez düşünmeye sevketmeli.