Yılmaz Işık
Yılmaz Işık

Ağustos Böceği…

Akşam olunca güneş saklanır saklanmaz, mis gibi kokmaya başlayan kuru ve sararmış otların arasında ötmeye başlarlar Ağustos böceği familyası…

11 Ağustos 2016 Saat: 21:46

Koro halinde öyle de güzel konser verirler ki her akşam… Gecenin koyu karanlığında upuzun çayıra yatıp gökyüzündeki  iri yıldızları izlerken öyle de güzel dinlenir ki  bir diğer adı cırcır böceği olan ağustos böceği…

Hâlbuki masallarda onlar çalışkan karıncaların yanında birer tembel böcek tanınmışlığındadır ağustos böceği…

“Cır-cır…” bütün gece ötüşleri sabah namazına kadar sürüp gider. Tan ağırdı mı yine dalarlar topağın ve ot köklerinin altındaki  yuvalarına bir sonraki akşamın gelmesini beklerler…

Masallarda ve çizgi filmlerde özellikle kendisine tembellik sıfatı yakıştırılan ağustos böceklerinin çok ilginç özellikleri bulunmaktadır. Bu böcekler herkes tarafından genellikle ötmeleriyle bilinmektedir.

 

Masallarda ve çizgi filmlerde özellikle kendisine tembellik sıfatı yakıştırılan ağustos böceklerinin çok ilginç özellikleri bulunmaktadır. Bu böcekler herkes tarafından genellikle ötmeleriyle bilinmektedir.

 

Böcek türlerinde ötenler genellikle erkeklerdir. Ötüşlerin nedeni ise, tam kesin olmamakla birlikte dişileri çiftleşmeye çağırmak diye bilinmektedir. Erkek ağustos böcekleri, karın zarlarının titreştirilmesiyle birlikte vızıltılı bir sesle öter. Bu vızıltı çekirgelere çok benzer fakat bu böceklerin çekirgelerle bir akrabalık ilişkisi bulunmamaktadır. Buna rağmen ağustos böceği ve çekirge sürekli karıştırılır. Oysaki, ağustos böceklerinin zar gibi saydam yapıda iki çift kanatları bulunur. Bu özelliğiyle bu böcekler daha çok gece kelebeğine benzemektedir.

 

Ağustos böcekleriyle ilgili toplumda çok yanlış bir kanı vardır. Bu da, bu böceklerin oldukça tembel olmasıdır. Bunun nedeni ise, Lafonten’den Türkçe’ye çevrilmiş olan olduğu ‘’Ağustos Böceği ile Karınca’’ hikayesidir. Bu hikaye oldukça bilindik bir hikayedir ve hikayede ağustos böceği saz çalar ve yan gelir yatar. Yani çalışmaz tembeldir. Burada ise, bir karıştırma söz konusudur. Hikayede anlatılan ağustos böceği değil, yeşil çekirgedir. Öyle ki ağustos böceklerinin yaşam süresi sadece birkaç haftadır. O dönem de adını aldıkları Ağustos ayıdır.

 

Sadece bu ay yani ağustos ayı içinde yaşayan ve ömürleri  bu ay süresince olan bu böcek türünün nesli dişilerin toprağa larva bırakmasının ardından son bulur…Yeryüzünde ağustos böceklerinin 2000 türü bulunmaktadır. Toprak altında yıllarca yaşayabilme özelliği olan bu böcekler ne yazık ki kanat sahibi olur olmaz sonlarının yaklaştığı bilinmektedir…Bunlar kanatlandı mı biliniz ki sonları yaklaşmaktadır. Ve geceleri bize eşsiz konser veren bu gizemli böcekler asıl yaşam alanı toprağın içinden çıkıp kanatlandıktan sonra  diğer hayvanlara yem olmaktadır. Yem olmaktan kurtulmayı başaranlar ise, bir araya gelir ve koro halinde tiz seslerle öterler.

Ta ki ömürleri sona erene kadar…

 Son günlerde akşamları onların bu tiz sesle çıkardıkları sesleri dinliyorum…

Bu beni hem küçüklüğüme götürüyor, hem onların binlerce yıl ötesinden gelen hikayelerine yöneltiyor aynı zamanda…

 Siz hiç sıcak ağustos akşamlarında ağustos böceği konseri dinlediniz mi?

 Önemle ve ivedilikle tavsiye ederim…

***

GÜNÜN SÖZÜ: “Annesi işlerine karışmaya devam ettikçe, hiç kimse yaşlı değildir.”  - E.Paul Hovey

***

BÜYÜK TEHLİKEDEN DÖNÜLDÜ…

Seçilmiş insanlar bu memleketin başına Mars’tan gelmediler…

 Bu Millet bir Pazar günü ailecek sandık başına gidip seçti…

O yüzden seçilmiş siyasetçi yine geldiği gibi sandıkla gider…

15 Temmuz’da büyük bir badire atlattık!

 Milletimize ve hepimize büyük geçmiş olsun!

Millet ülkesine ve demokrasisine sahip çıktı!

Şimdi yapılacak olan şey bu girişim ile yaralanan huzur ve güvenliğimizin tekrar tesis edilmesidir. Bu hususta Devlet ile Millet  yine yekvücut olmalı!

***

Bir fıkra:

Kahraman

Erler sabah yoklamasında. Çavuş içlerinden birine soruyor.

-Söyle bakalım nerdensin?

-Maraş'lıyım komutanım...

Çavuş sinirlenir ve askere okkalı bir tokat atar. Ardından tekrar sorar.

-Bir daha söyle bakayım nerdensin?

-Maraş'lıyım komutanım...

Çavuş bu sefer iyice hiddetlenir ve askere okkalı bir tokat daha atar. Ardından tekrar sorar.

-Oğlum bak sana son defa soruyorum. Nerelisin?:

-Kahramanmaraş'lıyım komutanım.

-Hah! şimdi oldu der ve yanındakine sorar...

-Oğlum sen nerelisin?:

-Kahraman Sinopluyum komutanım..

SAĞLICAKLA KALIN!

YORUMLAR Üye Girişi

Bu Yazıya Yorum Yapılmadı. İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz? 
Lütfen Resimdeki kodu yazınız
 

Kocaeli Haberci Tavsiye Formu

Bu Yazıyı Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız

Yazarın Diğer Yazıları

Ve Kadına Karşı Şiddet Mücadelesi resmen başladı…18 Aralık 2019 Saat: 15:02
Evet şairimizin de dediği gibi eli öpülesi kadınlar olmasa ne olurdu Dünyanın hali, nice olurdu?
Hayattan öteden beriden…6 Aralık 2018 Saat: 11:21
Uzun zamandır köşe yazısı yazamadım…Özel işlerim dolayısıyla çok sevmiş olduğum yazı yazma tutkumun ısrarcılığına daha fazla dayanamadım…
Adım Başı Dilenci Dolu!14 Aralık 2016 Saat: 12:40
Dün Gebze Eski Çarşı’da bazı eski dostlarla karşılaşınca ayaküstü sohbete daldık…
Gebze Metro’yu Bekliyor!23 Ekim 2016 Saat: 19:50
Kocaeli büyükşehir, İzmit şehiriçinde hayata koyduğu Akçaray Projesiyle haşır neşir olup, an itibariyle İzmit trafiğini de keşmekeşe çevirirken, Kocaeli’nin Batı Yakası olan Gebze Bölgesi de Metro’pyu bekliyor…
Siyasette dil ve üslup…26 Eylül 2016 Saat: 12:59
GÜNÜN SÖZÜ: “Körlerin ülkesinde, tek gözlü insan kral olur. (Desiderius Erasmus)
Tüm Yazıları
DepolamaTaşıma iletme sistemiMerdiven Tırmanma CihazıEngelli merdiven tırmanıcıUluslararası evden eve nakliyatAdaklıklazer epilasyonAnkara evden eve nakliyat