Özdilek
Necdet Güler
Necdet Güler

ŞEHİRDEKİ YABANCI

1 Ocak 1970 Saat: 02:33

 
      Yabancı bir yerde olmak uyum gerektirir. Uyum sağlayamazsan yaşamın sıkıntılı olur, hatta yaşayamazsın.
      Canlılar içinde yabancı şartlara en iyi uyum sağlayabilen insandır. İnsanlar kutupta bile yaşayabilirler. İşte Eskimolar. Çünkü insan denilen yaratık aklını kullanır, yaşamını zorlaştıran, hatta engelleyen şartları yapay tedbirlerle  değiştirebilir.
     Ancak hayvanlar ve bitkiler böyle değildir. Dünyanın her tarafında insan görebilirsiniz ama her yerde, örneğin  Maymun veya Palmiye ağacı göremezsiniz.
    Bir hayvanın yabancı bir yerde (Doğal olarak bulunmadığı yerde) yaşaması insanlar tarafından özel şartların sağlanması ile mümkün olur. Kutup ayıları için hayvanat bahçelerinde içi sürekli buz kaplı ortamlar oluşturulması bunun örneğidir. Bu durum bazı bitkiler için de geçerlidir. Örneğin sıcak iklimlerin bitkisi Ficus elastica  (Halk arasındaki ismi Kauçuk) Antalya caddelerini süslerken İzmit’te ancak kapalı alanlarda yetiştirilmektedir.   
     Canlılar içinde yabancı yere uyumu en zor olanı bitkilerdir. Öyle ki bunlardan büyük bir kısmını doğal olarak bulunmadığı yerde yetiştirmek mümkün değildir. Çünkü bitkinin kendisine uygun olmayan ortamda alabileceği biyolojik nitelikli tedbirler çok kısıtlı olduğu gibi bazılarını oluşturması -hayatta kalabilirse- uzun yıllar gerektirir. Kısa ömürlü bitkilerin uygun olmayan şartlara dayanması genelde imkansızdır.  Ağaçlar için durum farklıdır: Bir ağaçlandırma alanına yabancı tür (= orada doğal olarak bulunmayan tür) olarak getirilen bir ağaç, neslini devam ettirebilirse uzun yıllar sonrasında, oradaki yaşam şartlarına uyumlu bir ırkını oluşturur. Bu ırk neslini devam ettirir. Ama çoğu zaman birileri bu oluşumun heba olmasına neden olur: " Burada, bu ağaç türü bulunduğuna göre" diyerek o ağaç türüne ait tohum veya fidanları başka yerlerden getirip kullanır. Böyle yaparak yeniden orada doğal olarak bulunmayan bir türü kullanma durumuna düştüğünün farkında değildir. Yeni gelenler önce gelenlerin "uyumlu ırk oluşturma" mücadelesine tekrar girecekler ama belki başaracaklardır.
      Şehirde bu konudaki bilgi ve dolayısıyla hassasiyet daha düşüktür. Konuya ilgi duyanların şehirlerde yapacakları ufak gezilerle bile bu durumu görmesi çok kolaydır. Bir ağaç türünün, şehrin bulunduğu yörede doğal olarak bulunmasının, herhangi bir caddede kullanılmasını garanti etmeyeceğinden habersiz olanlar onun şehirde istedikleri yerde yaşayabileceğini sanırlar. İlk yıllar fidan için işler iyi gider. Yaşlandıkça zayıflar, kurumalar görülür, böcek ve mantar gibi zararlıların tasallutu başlar. Üstelik şehirde zararlı gazlar, köklerine işleyen zehirli sular, dökülen yapraklarının toplanması ile toprağının sürekli fakirleşmesi olayı vardır. Orada kaldırım,  su kanalı vs. nedeniyle köklerini tahrip ederler ve eline motorlu testere alan birileri, budama adı altında bütün dallarını keser.  Şehirdeki ağaçların hayatı hep tehlikededir.  İzmit için de değişen bir durum yoktur.
       Emekli olmadan önce "İzmit’te şehir içi ağaçlandırmalarında görülen gelişim yetersizliği ve kuruma nedenlerinin bulunması" na yönelik olarak yaptığım bir araştırmada ortaya çıkan durum bunu doğrulamaktadır: Yaşadığımız şehirde bulunan 52 tür ağacın (2005 yılı itibariyle) %46’sının sağlıksız olduğu belirlenmiştir. Bu sonucun alınmasında en büyük etken, yörede doğal olarak bulunanların bile kullanımı için şehir içinde en uygun yerlerin tespiti gerekirken toprak ve iklim şartları başta olmak üzere hiçbir bilimsel inceleme yapılmadan, yörede doğal olarak bulunmayan ağaç türlerinin şehir içinde kullanılmış olmasıdır. İzmit’te yabancı türlere yönelme o kadar yüksek boyuttadır ki doğal olarak bulunan türlerden bazıları ortadan kalkmış ve unutulmuştur.
       Örnek mi istiyorsunuz? İşte Palmiye… Bütün uyarılara karşın hala İzmit’te Palmiye ağaçları dikilmektedir. Palmiye sevgisi !... o kadar büyüktür ki bir böcek tasallutu nedeniyle (Yazılı basında bu böceğin İstanbul’a da ulaştığı ve güney illerimizde bile bu nedenle binlerce palmiyenin kesilip yakılması konu iken ) onlar üstelik, Derince Battı-Çıktı’sının üstünde, dünyada tek örnek olarak, bir metreküplük betonarme kutulara bile dikilmiştir. Bu dikim anlatmak istediğimin tam özetidir.

YORUMLAR Üye Girişi

Bu Yazıya Yorum Yapılmadı. İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz? 
Lütfen Resimdeki kodu yazınız
 

Kocaeli Haberci Tavsiye Formu

Bu Yazıyı Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız

Yazarın Diğer Yazıları

İzmit'in zehirli havası4 Ekim 2023 Saat: 16:19
28 Eylül 2023 Perşembe günü akşamı Kocaeli Ansiklopedisi'nin tanıtımı nedeniyle Kongre Merkezinde Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen geceye katıldım.
Bitkileri sinirlendirmeyin20 Mayıs 2023 Saat: 19:08
Ne tuhaf başlık değil mi? Ama gerçek ; arada bir sinirlendikleri oluyor!
Batak14 Şubat 2023 Saat: 21:02
Deprem denilince aklıma İzmit’te iki alan gelir.
Çerkeslerin 101 yıl süren savaşı29 Ocak 2023 Saat: 19:35
Çerkes toplumuyla ilgili bilimsel yayınları okuyup irdeleyince bilmediğim birçok şeyi öğrendim ve çok şaşırdım. Üstelik, onların başlarına gelenleri öğrendikçe içim sızladı.
Yürüyen ağaç !22 Ocak 2023 Saat: 10:42
Bunu da duydum; yürüyen ağaç! Şaka gibi.
Tüm Yazıları
DepolamaTaşıma iletme sistemiMerdiven Tırmanma CihazıEngelli merdiven tırmanıcıUluslararası evden eve nakliyatAdaklıklazer epilasyonAnkara evden eve nakliyat