Necdet Güler
Necdet Güler

Ormanla İlgili Hassasiyetimiz

1 Ocak 1970 Saat: 02:33
YORUM YAPTavsiye EtYazdır

Bu yazı 2.019 kez okunmuştur

Toplumumuz, ne yazıktır ki bu güne kadar  orman konusunda duyarlılık kazanamamıştır. Bunun en önemli nedeni toplumumuzun değer yargılarının  değişik olmasına bağlı olarak ormanın yaşamımız açısından öneminin net olarak ortaya konulamamış olmasıdır.
         Bazen, orman konusunda Türkiye’deki duyarsızlığı irdelediğimde, acaba Orman Mühendisi olmayıp bir başka mesleği seçmiş olsaydım, Türk insanı olarak ormana, bitki örtüsüne, erozyona ilgim ne kadar olurdu diye düşünmekten bile kendimi alamıyorum .
        Ormanlar gidiyor ve bunun en vahim sonucu olarak havadaki karbondioksit oranı arttığı için kuraklık geliyor, şehirleri seller basıyor, tarımsal üretim azalıyor. Ormanlar böyle azalmaya devam ederse Türkiye’de yaşam ortamı kaybolacak. Durum bu iken okumuşlarımızın bile büyük çoğunluğu konuya uzak. Mürekkep yalamış belli bir kesimin dışında umursayan yok. Karar vermesi gereken siyasiler bu konuya nadiren değiniyor. 
       Dünya üzerindeki konumuna da bağlı olarak oluşan değişik ekolojik şartlar nedeniyle Türkiye ormanlarında ağaç türü ve diğer bitki çeşidi sayısı oldukça fazladır. Üstelik ormanlarımızın tamamına yakını doğaldır. Yani Avrupa ormanları gibi yapay  ağaçlandırma ile oluşmuş değildir. Doğal oluş çok büyük avantajdır. Zira yapay ormanlarda çok sonraları da ortaya çıkan uyum problemleri olmamaktadır. Ama 20 milyon hektar orman varlığımız Türkiye'nin bütün alanı dikkate alındığında yetersiz kalıyor. Üstelik çok büyük kısmının verimi düşük ; Bir hektar ormanımızda yıllık ortalama artım 0,880 m3. Bu rakam eski Yugoslavya’da 2.7 m3, Yunanistan’da 2.1 m3, Romanya’da 2.6 m3, Danimarka’da 6 m3. ( ÖZER.A.E. ve Ark. tarafından 1993 yılında 1.ormancılık şurasına sunulan rapor ) Farkı görünce üzülmemek mümkün mü? Nedeni yıllardır süregelen tahribat.
      Şimdi, bu noktada, Prof. Dr. Necmettin Çepel tarafından kaleme alınan Orman ve Biz. Ormanın Tanıtımı, Yararları ,Tahribi ve Korunma çareleri isimli kitaptan alıntılar yaparak yurdumuzda orman tahribatı açısından nereden-nereye geldiğimizi görelim: On bin yıl önce Anadolu’nun % 72’si ormanlarla kaplıymış. Bugün bu oran % 22 dolayında. 1402 yılında Timur Osmanlılara karşı savaşmadan önce fillerini Ankara ormanlarında saklamış. Şimdi oralarda orman yok. Türkiye'de orman azalmasında yangınların payı % 27.2 iken yasal düzenlemelerin payı %56. (Herhalde, dünyada, yasal düzenlemelerin bu kadar yüksek oranda orman tahribine neden olduğu başka ülke yoktur.). Bu % 56, Türkiye’de orman açısından toplumsal hassasiyetin ne derece düşük olduğunun da net göstergesi değil midir?

 

Kocaeli Haberci Tavsiye Formu

Bu Yazıyı Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız

Yazarın Diğer Yazıları

İzmit'in zehirli havası4 Ekim 2023 Saat: 16:19
28 Eylül 2023 Perşembe günü akşamı Kocaeli Ansiklopedisi'nin tanıtımı nedeniyle Kongre Merkezinde Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen geceye katıldım.
Bitkileri sinirlendirmeyin20 Mayıs 2023 Saat: 19:08
Ne tuhaf başlık değil mi? Ama gerçek ; arada bir sinirlendikleri oluyor!
Batak14 Şubat 2023 Saat: 21:02
Deprem denilince aklıma İzmit’te iki alan gelir.
Çerkeslerin 101 yıl süren savaşı29 Ocak 2023 Saat: 19:35
Çerkes toplumuyla ilgili bilimsel yayınları okuyup irdeleyince bilmediğim birçok şeyi öğrendim ve çok şaşırdım. Üstelik, onların başlarına gelenleri öğrendikçe içim sızladı.
Yürüyen ağaç !22 Ocak 2023 Saat: 10:42
Bunu da duydum; yürüyen ağaç! Şaka gibi.
Tüm Yazıları
DepolamaTaşıma iletme sistemiMerdiven Tırmanma CihazıEngelli merdiven tırmanıcıUluslararası evden eve nakliyatAdaklıklazer epilasyonAnkara evden eve nakliyat