Özdilek
Fahri Örengül
Fahri Örengül

Her şeyin sahtesi var

“Paranın sahtesi var... Tablonun sahtesi var...“Paranın sahtesi var...Altının, gümüşün, elmasın sahteleri var... Var oğlu var!..

25 Temmuz 2016 Saat: 19:54

    Peki, dinin ve ideolojinin de sahteleri yok mu? Olmaz olur mu hiç? Var. Dinin sahtesi, siyasete karışmış olanıdır. Din duygularının ve dince kutsal kavramların siyaset adına kullanılması ile din, din olmaktan çıkar, siyasetin aracı olur.

Siyaset ticarete, ticaret siyasete, din de her ikisine araç edildi mi, artık bu sömürünün sonu gelmez... Din ticareti ile meşgul olanlara bakın, hemen hemen hepsi milyarder... Yalnızca Türk Lirası ile milyarder değil bunlar, dolar milyarderi, mark milyarderi olmuşlardır birçoğu...

   Oh ne kolay... Çek bir besmele, gelsin paralar... Finans kuruluşları, şirketler ve bu finans kuruluşları ve şirketler aracılığı ile kazanılan milyarlar... Elhamdülillah Müslüman’ız!... Elhamdülillah milyarderiz!... Bir kolumuz siyasette, öbür kolumuz ticarette, ayaklarımız da tarikatlarda... Bir üçgen bu... Ticaret, siyaset ve tarikat üçgeni...

Bunlar dindarın sahtecileridir. Zavallı yoksul Müslüman yurttaşların kanlarını emenler de bunlardır. İnanç sömürücüleridir bunlar... Atatürk'ün laiklik ilkesinin ne kadar yararlı, ne kadar gerekli olduğunu, bu din sahtecileri ortaya çıkınca daha iyi anlıyoruz... Kim savaşacak bunlarla? Laiklik ilkesi, sahte Atatürkçüler ile sahte Müslümanların aralarında paylaşacakları bir koz değildir.

    Atatürkçülüğün ilk koşulu devrimci olmaktır, çağdaş olmaktır, demokrat olmaktır. Öyle ödün siyaseti ile Atatürkçülük olmaz, öyle pazarlıkçı ve uzlaşmacı yaklaşımlar ile lâiklik ilkesi savunulmaz... Yasakçılık ile ise hiç savunulmaz. Bir yanda sahte Müslümanlar, din tacirleri, inanç sömürücüleri... Bir elleri siyasette, öbür elleri ticarette, ayakları da tarikatlarda dolananlar... Öte yanda da sahte Atatürkçüler... İşleri geldiği sürece, bu sahte Müslümanlar ile kol kola girip, öpüşenler... Birbirlerine siyasal destek sağlayanlar... Yasakçılıkla, hot-hotçulukla Atatürkçülüklerini kanıtlayacaklarını sananlar. Bir yanda sahte Atatürkçüler, öbür yanda sahte Müslümanlar...”

Bu metni benim yazdığımı düşünüyorsunuz değil mi? Bu metin hala kimlerin katlettikleri anlaşılamayan rahmetli Uğur Mumcu'nun 1 Mart 1987’de kaleme aldığı bir metin. Bu gün hala ne kadar güncel, sanki bugün yaşanmakta olanların işaretini yaklaşık 30 yıl önce vermiş. Bugün yaşananların temeli işte böyle, en az 30 yıl öncesine dayanıyor. Çok partili rejime geçişten sonra ülkenin kuruluş genetiği ile oynamak moda oldu. Bir tarafta samimi dindarların dini duyguları ile oynayarak siyasi rant elde edenler, diğer tarafta Atatürkçülük ile oynayan sahte Atatürkçüler. Siyasete, sahtecilik girdimi kavramlar karışıyor. Ne mutlu ki; Türk insanının demokrasiye inancı güçlüde de ülkemiz ciddi badirelerden sağduyulu halkımız sayesinde kurtuluyor.

     Devrimci olmak dış güçlerin ülkemizi dışarıdan yönlendirmesine, sömürmesine karşı durmak demektir. Devrimci olmak gerçek Müslümanları bağrına basarak din ve inanç sömürüsü yapmadan halkla bütünleşmek demektir. Büyük Atatürk de böyle yapmadı mı? Kurtuluş Savaşında, sahte dindarlar, sahte demokratlar yedi düvel ile işbirliği yaparak vatan hainliği yapmadı mı? Büyük Atatürk bunlara karşı samimi dindarlarla Alevi, Sünni, Kürt, Türk demeden topyekun bir Kurtuluş Savaşını örgütlemedi mi? Çare Cumhuriyetin kuruluş genlerine sahip çıkmaktır, çare samimi vatandaşlarımızın din duyguları, etnik kökenleri ile oynayarak ülkeyi bölmeye çalışanlara karşı duymaktır. Çare bu sahtekarları ortaya çıkarmak ve gereğini hukuk kurallarından ayrılmadan yapmaktır. Çare laik, demokratik, hukuk devleti ilkelerinden ayrılmamak, ülkenin kuruluş felsefesini geliştirmektir. Tabi haklı ve haksızı doğru ayırt ederek adaletsizliğe neden olmadan.

YORUMLAR Üye Girişi

Bu Yazıya Yorum Yapılmadı. İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz? 
Lütfen Resimdeki kodu yazınız
 

Kocaeli Haberci Tavsiye Formu

Bu Yazıyı Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız

Yazarın Diğer Yazıları

Fatma Kaplan Hürriyet rüştünü ispatladı25 Ocak 2024 Saat: 10:33
Siyasi partiler demokrasinin vazgeçilmez temel unsurlarıdır.
Gençlerin hayalleri siyasetçilerin hedefi olmalıdır7 Mayıs 2023 Saat: 21:38
Makalenin başlığı Millet İttifakı’nın Kocaeli’de yaptığı mitingde sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun söylediği bir cümleden esinlenerek oluşturuldu.
KILIÇDAROĞLU tabuları yıkarak geliyor30 Nisan 2023 Saat: 00:06
7 Kasım 2022 tarihli bu köşedeki makalenin başlığı “Kılıçdaroğlu tarih yazıyor” şeklindeydi. Kılıçdaroğlu tarih yazmaya devam ederken toplumda ayrışmaya neden olan tabuları da yıkıyor.
Kılıçdaroğlu suç mu işliyor?20 Şubat 2022 Saat: 21:05
Öncelikle şunu kabul etmek lazım ki 21. yüzyılda artık elektrik bir ticari mal değil, kamusal ve toplumsal bir hizmet sunumudur.
CHP Hala Neden Kocaeli’nin Kalesi Değil12 Ocak 2022 Saat: 07:32
Bu başlık bana ait değil ,CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun pazar günü yapılan Kocaeli il danışma toplantısına sinevizyonla verdiği mesajdan alınma Mesaj
Tüm Yazıları
DepolamaTaşıma iletme sistemiMerdiven Tırmanma CihazıEngelli merdiven tırmanıcıUluslararası evden eve nakliyatAdaklıklazer epilasyonAnkara evden eve nakliyat