Özdilek
Necdet Güler
Necdet Güler

Bilgi ve görgü

O günü hiç unutmuyorum. Roma’nın dış semtinde bulunan enstitüyü buldum. Bahçesinden geçtim ve kapısından girdim.

30 Ekim 2016 Saat: 23:16

Binanın güzelliği ve modern dış yapısı beni büyülemişti. İçeri girdiğimde beni gören bir kişi oldukça nazik bir şekilde  ne için geldiğimi sordu. “İtalyan Hükümetinin bursuyeri olarak  Türkiye’den geldiğimi “söyledim. Bana “Hoşgekdiniz” dedi ve kendisiyle gelmemi söyledi. Bir kat yukarı çıktık. Kapıda “Direttore” yazıyor.  İçeri girdi, konuştu ve beni içeri buyur etti. Bir yıl kadar çalışacağım enstitünün müdürü Prof. Scaramuzzi’nin karşısındaydım.

Hoşgeldiniz… Perugia’daki üniversitede italyanca kursları nasıldı filan konuşmaları. Bildiğim fransızca ve altı haftada öğrenebildiğim italyamcamı karıştırıp konuşuyorum. Öyle çay-kahve ikramı filan yok.

(Bunun için belli bir zamanda yemek salonuna gidiliyor, çaylar , kahveler içiliyordu)

Ama beni bir şey çok şaşırtmıştı..Müdürün odasının hali. Basit büyük bir masa, karşısında ikili basit bir koltuk. Vay canına… Bu ne sadelik…Böyle müdür masası mı olur.? Bakan, genel müdür filan gelince müdürün koltuğuna oturup ayakta duran müdürü sorgulamıyor mu? Türkiyede müdür odası dediğinde konfordan geçilmez. Üstelik oda ufak..

Telefon etti. Bir başka bey geldi. Çalışacağım entomoloji bölümünde profesör.. Onunla Entomoloji bölümüne gittik. Orada bana bir koltuk ve masa  verdiler. Diğer profesör ve laborant ile tanıştım. Yaptığım tahsil.  Türkiyedeki ormanların durumu, ağaçlandırmalar konusunda konuştuk.

Öğle yemeği vakti geldi dediler..İki kat daha çıktık. Çok güzel bir yemek salonu, dört kişilik bembeyaz örtülü masalar. Profesör. ile bir masaya oturduk. Bir bayan görevli araba ile yemek dağıtıyor. Kapıda müdür gözüktü. Bizim masaya geldi oturdu.

Vay canına…Müdür geldi diye kimse istifini bozmadı. Yanımızdaki masalarda oturanlar kendilerini hiç kısıtlamadılar. Müdüre bakmadılar bile..

O anda aklıma hemen “o” evrakta yazılı olan geldi. İtalyan hükümetinin vereceği bursla ilgili olarak Orman Bakanlığından gelen resmi yazıda şu satırlar vardı: “.İtalyan hükümetinin, araştırma konusunda çalışanların bilgi ve görgüsünü arttırmak üzere Türkiye’ye tahsis ettiği burstan faydalanmak üzere...”

Demek ki görgü olarak göreceklerimden biri bu dedim kendi kendime..Müdür için ayrılmış bir özel masa yok.. Her gün, geldiğinde dört kişilik masalarda nerede bir boş yer var müdür oraya oturuyordu..Şoför, laborant, kütüphane memuru, masada kim varsa, onların yanında boş sandalyeye.. Önceleri bunu çok yadırgadım sonra ben de alıştım. Bir gün kütüphanede kitapları karıştırırken içeri bir bölüm başkanı ile müdür girdi, ortadaki masaya oturdular ve bir konuyu tartışmaya başladılar. Bir ara  bölüm başkanı müdüre şöyle dedi.

Bay müdür. Bu konu benim uzmanlığıma giriyor. Benim dediğim gibi olacak.

Yine vay canına dedim..Görgüme bir katkı daha…

Bir gün bana, genel müdürün geleceğini söylediler. Yemek salonuna çıktım italyan uzmanlar ve diğer çalışanlarla. Bir halka oluşturduk. Ben bekliyorum burnu havada, bakışları sert bir adam gelecek. Herkes sus-pus onu dinleyecek. Düşündüğümün tam tesi, çok sempatik bir adam geldi, herkesin elini sıktı. Sıra bana gelince kendimi tanıttım. İçtenlikle elimi sıktıktan sonra bana memnun olup-olmadığımı sordu. Yahu..! bu adam bizim genel müdürlere hiç benzemiyor, şaşırdım kaldım. Sonra ortaya bir masa geldi, üstünde kadehler ve şampanya. Garson kadın Emma şampanyaları dağıttı ve içtik. Artık aşağı kata inme zamanı geldi. Merdivenlerden iniyoruz. İşte resmi yazıda belirtilen  en büyük görgü herhalde bu dedim: Genel müdür, elinde ıslak bez, her gün koridorlardaki pencere denizliklerini ve kalorifer peteklerini silen ( Bu işi ondan başka yapan yoktu) yaşlı kadın işçinin koluna girmiş, hem onunla konuşuyor ve hem de merdivenden inişine yardım ediyor. Bu sefer çok fazla şaşırdım. Bu nasıl oluyor diye düşündüğüm çok oldu. Sonra cevabını buldum :Kimse kimseyi suistimal etmiyor.

Türkiye’ye döndükten sonra inanın resmi davranışlara adapte olamadım. Kısa bir zaman sonra, çalıştığım araştırma kurumundaki müdürün yanından hiç ayrılmayan birisi bana şöyle bir şey söyledi:

Müdür bey diyor ki dış ülkelere gidenler asi olup dönüyorlar.…

Siz beni görgümü arttırmak için göndermediniz mi? O halde…

YORUMLAR Üye Girişi

Bu Yazıya Yorum Yapılmadı. İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz? 
Lütfen Resimdeki kodu yazınız
 

Kocaeli Haberci Tavsiye Formu

Bu Yazıyı Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız

Yazarın Diğer Yazıları

İzmit'in zehirli havası4 Ekim 2023 Saat: 16:19
28 Eylül 2023 Perşembe günü akşamı Kocaeli Ansiklopedisi'nin tanıtımı nedeniyle Kongre Merkezinde Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen geceye katıldım.
Bitkileri sinirlendirmeyin20 Mayıs 2023 Saat: 19:08
Ne tuhaf başlık değil mi? Ama gerçek ; arada bir sinirlendikleri oluyor!
Batak14 Şubat 2023 Saat: 21:02
Deprem denilince aklıma İzmit’te iki alan gelir.
Çerkeslerin 101 yıl süren savaşı29 Ocak 2023 Saat: 19:35
Çerkes toplumuyla ilgili bilimsel yayınları okuyup irdeleyince bilmediğim birçok şeyi öğrendim ve çok şaşırdım. Üstelik, onların başlarına gelenleri öğrendikçe içim sızladı.
Yürüyen ağaç !22 Ocak 2023 Saat: 10:42
Bunu da duydum; yürüyen ağaç! Şaka gibi.
Tüm Yazıları
DepolamaTaşıma iletme sistemiMerdiven Tırmanma CihazıEngelli merdiven tırmanıcıUluslararası evden eve nakliyatAdaklıklazer epilasyonAnkara evden eve nakliyat