Gerçi zorluklar son 10 yılda hep artarak devam etti. Geldiğimiz durumda da artık dayanılmaz boyutlarda bulunmaktadır.
20 yıldır ülke sürekli algılarla yönetildi. Ülkenin gerçekleri hiçbir zaman gerçek gündem yapılıp tartışılmadı.
Ne yazık ki aynı oyun devam ediyor. Ekonominin freni patlamış nereye toslayacağı belli olmadığı bir dönem yaşıyoruz.
200 -300 TL ile pazar yaparken 1.000 tl ile yapamaz hale geldik.
Bu halde bile, hükümet köpek derdinde. Köpekleri uyutalım mı uyutmayalım mı gibi konularla toplumu oyalama peşinde. Bu yolla hem gündem saptırılmış hem de top belediyelere atılarak bir taşla iki kuş vurma gibi bir düşünceleri var.
Bugünlerde de belediyelerin vergi ve Sosyal Güvenlik Kurumu borçlarının tahsili konusu ortaya atıldı.
Şimdiye kadar neredeydiniz. Son seçimlerde aldığınız yenilginin öcünü mü almak istiyorsunuz?
Belediyelerin devlete olan vergi borç toplamı 56 milyar TL dir. Devletin toplam vergi alacağı ise, bir trilyonun üzerinde. Görüldüğü üzere belediyelerinin vergi borcu toplam borcun sadece % 5 i.%95 in üzerine gidemiyorsunuz ama belediyelerin üzerine gitmeye kalkıyorsunuz. Amaç ne? Halkın hizmet alma hakkını kısıtlamaktan başka ne işe yarayacak ki?
Yandaş troller de bunları örnek olarak gösterip algı yaratma operasyonlarına hemen başladılar. Yani onlar da bir şekilde görevlerini yapıyor.
Sonunda vergi düzenlemeleri meclise indi. Önceki tasarıyı değerlendirdiğimizde meclise inen kısmı tam bir trajedi. Önceki tasarının tamamen içi boşaltılmış, sadece cezalar 20 kata kadar arttırılmış. İlave olarak kurumlar vergisi mükelleflerine asgari vergi, katma değer vergisi düzenlemelerinde de mükelleflerin geçmişte ödedikleri katma değer vergileri inceleme konusu haline getirilmiş.
Cezalar uçuk bir şekilde arttırılmış. Örneğin önceden 6.000 tl olan ceza 100.000 TL ye kadar çıkarılmış. Çocuğunuzu fırına gönderdiniz ekmek aldı geldi, ancak fiş almadı 5.000 TL ceza ödeyebilirsiniz.
Zaten yönetimin öteden beri bir prensibi bütçeyi cezalarla dengelemek. İdari, trafik ve vergi cezaları ile durumu kurtarmaya çalışıyorlar.
Mevcut düzenleme ile beklenilen vergi gelirlerinin toplamı 300 milyar TL gibi. Oysa yıl sonunda beklenen bütçe açığı 2,6 trilyon tl. Bu nedenle bu düzenlemelerle doğan vergiler tahsil edilebilirse açığın % 10 nu kapatacaktır. Bu bile ne kadar zor durumda olduğumuzun açık bir göstergesidir.
Ne yazık ki KDV ve ÖTV de de son sınıra gelinirdi. Bu vergiler tüketim vergisi olduğundan tüketimin yapılması durumunda ortaya çıkacaktır. Vatandaşın geliri sürekli reel olarak azaldığından tüketime de olumsuz yansımakta ve dolayısıyla bu vergi gelirlerinin de artmasını engellemektedir. Oranlarda arttırım yaparak bir sonuç almak o nedenle mümkün değil.
Artık yapılması gereken tek şey üst gelir gruplarına yönelmektir. Maliye bakanının da ifade ettiği gibi 5.000.000 aylık harcama yapan bir kişinin hiç geliri bile görünmüyor.
Gider bildirimi ve bunun sonucu olarak nereden buldun sorusunun sorulması engellendiği sürece bu manzara devam edecektir. Hükümetin kamuoyuna sunduğu tasarıda bu konu vardı. Esasen Maliye Bakanlığı bürokratları bunun farkında ama siyasiler bir türlü aşılamıyor.
Çünkü siyaset ve siyasetçi yapısı değişti. Bunların bir kısmı kendilerinin ve çevresinin edinimlerini açıklayamaz durumda olduklarından sürekli engel olunmaktadır. Yine tasarıdan çıkarmayı başardılar.
Ama nereye kadar. Ekonominin durumu ortada. İstenildiği kadar toplum başka mecralarda oyalandırılmaya çalışılsın gerçekler örtbas edilemiyor.
Yani şimdi toplumun en önemli sorunu mu köpeklerin konuşulması? Yoksa yıllarca birikmiş belediye Sosyal Güvenlik Kurumu borçları mı?
Ama halkı artık bu algı oyunları çok ilgilendirmediği son seçimlerde görüldü. Boşuna gayret etmeyin.