Manipülasyonun Adı: Fatma Kaplan Hürriyet ve Metro Gerçeği

Açık konuşalım: Bu artık yanlış anlamadan öte, bilinçli bir manipülasyondur.

Evet, İzmit’te bir metro inşaatı var. Kocaeli ve bölge için son derece önemli bir yatırım. Ancak her büyük projede olduğu gibi burada da plan, program ve proje son derece önemlidir. Hangi güzergâhtan geçeceği, nerede istasyonların konumlanacağı, hangi noktaların bağlantı noktası olacağı gibi meseleler teknik uzmanlık gerektirir. Bu işler öyle “ben yaptım oldu” mantığıyla yürümez.

Fatma Kaplan Hürriyet’in yaptığı şey, tam olarak bu teknik ve planlama hassasiyetini dile getirmekti. Kentin kalbinden geçen, yeraltına uzanan bu dev sistemin bazı bölümlerinde yeni yapılmış binaların, belediye kontrolündeki yapıların veya sembolik öneme sahip alanların doğrudan etkileneceğini ifade etti. Yani “metroya karşıyım” demedi; “doğru planlama yapalım, kentin geleceğini düşünelim” dedi.

Ama ne oldu?
Bazı köşe yazarları ve medya mensupları bu sözleri çarpıtarak “Fatma Hürriyet metro istemiyor” noktasına getirdiler. İşte tam da burada akıl tutulması yaşanıyor. Çünkü bu ülkenin en büyük sorunu, yapılanı değil, yapılmak isteneni bile siyasete malzeme etmek.

Kocaeli’de metro gibi stratejik bir altyapı projesinin siyaset üstü bir konu olması gerekirken, ne yazık ki “algı siyaseti” yine devreye girdi. Oysa metro, bir belediye başkanının karşısında değil; tam aksine, o başkanın da katkısıyla büyüyebilecek bir projedir.

Fatma Hürriyet İzmit’te sadece belediye binasını değil, kentin geleceğini korumaya çalışıyor. Çünkü metro, bir ulaşım projesi olmanın ötesinde, şehrin alt yapısına, imarına ve geleceğine doğrudan müdahale eden bir hamledir. Eğer bu hattın geçtiği bölgede önemli kamu binaları, kültürel alanlar veya yeni yatırımlar varsa, bunların gözden geçirilmesi kadar doğal bir şey olamaz.

Ama belli ki bazıları için önemli olan “doğru proje” değil, “doğru algı.”
Belli ki eleştiriyi bile düşmanlık sanıyorlar.
Ve belli ki bu kentin geleceğini değil, kendi siyasi geleceğini düşünenler var.

Oysa doğru olan, eleştiriden korkmamak, tartışmadan kaçmamak ve yapılan işin kent yararına olup olmadığını sorgulamak. Fatma Kaplan Hürriyet de tam bunu yapıyor. İzmit halkının hakkını, mülkünü ve geleceğini savunuyor.

Bir belediye başkanının en büyük görevi, “yapılan” her işe kayıtsız şartsız onay vermek değil; doğru olanı doğru yerde, doğru biçimde yapmak için mücadele etmektir.

Ve Fatma Hürriyet tam olarak bunu yapıyor.
Bunu anlamayanlar ya gerçekten anlamıyor, ya da anlamak işlerine gelmiyor.