Fikret Gökmen
Fikret Gökmen

Kur korumalı mevduat sorunu çözer mi?

Daha önceki yazılarımda da belirttiğim üzere önce sade vatandaşlara kur korumalı mevduat getirildi.

7 Şubat 2022 Saat: 12:38

Ardından da kurumlar vergisi kanununda yapılan bir düzenleme ile aynı uygulama şirketlere de sağlandı.

            Sistemin özü, döviz bozdurup en az üç ay vadeli hesaba yatırılırsa (şirketlerde yasa üç ay diyor ama uygulama 6 ay şeklinde) üç ay sonunda faizden vergi alınmayacağı gibi kur farkı oluşmuşsa faiz + kur farkları ödenecektir. Şirketlerde ise kur farkları kurumlar vergisinden istisna edilecektir.

            Görüldüğü üzere çok büyük avantajları var. TL’niz hem faiz geliri hem de kur garantisi altında. Ancak gelişmelere bakıyoruz. Kurlarda beklenen çözülme olmuyor. Ocak ayı sonu itibarıyla sadece döviz tevdiat hesaplarında %3,8’lik bir çözülme olduğu görülmüştür.

            Şirketler ile ilgili uygulamadan da beklenen fayda sağlanacağı kanaatinde değilim. Zira ihracatçı firmalarda genellikle ağırlık döviz bulunmaktadır. Bu firmaların döviz gelirlerinin %25’ini zaten TL’ye dönüşümü yasal zorunluluk haline getirildi. Geriye kalanını da 6 ay vadeye bağlarsa işletme sermayesi olarak (hammadde alımı, işçilik ödemeleri vs.) elinde kullanacak bedel kalmayacaktır. Türkiye’deki firmaların büyük bir çoğunluğunun toplam kaynakları içinde özvarlıkları (ana sermayesi) %20’ler civarında %80 borçlarla dönüyor. Dolayısıyla kur korumalı mevduattan yararlanan firma sayısının sınırlı kalacağını düşünüyorum.

            Dolayısıyla düşünülen bu yöntemin kur sorununu çözmesi ne yazık ki zor görünmektedir. Kurları dengede tutmanın en geçerli yolu, cari fazla vermek ve merkez bankası rezervlerinin güçlü olmasıdır. Bugün gelinen noktada her ikisi de olumsuz. Bu durumda da yabancı döviz kaynaklarını ülkeye çekecek ortamın yaratılması kaçınılmazdır. Çünkü yurtiçi tasarruflarımızda yetersizdir. Ülke olarak yabancı sermayeye ihtiyacımız kaçınılmaz boyutlardadır.

            Yabancı sermaye tilki gibi kurnaz, tavşan gibi ürkektir. Güven duymadığı hiçbir yerde olmaz. O nedenle güvenli bir adalet sisteminin olmadığını gördüğü ülkeye bırakın yatırım yapmayı kaçmanın yollarını arar. O nedenle ülkenin en önemli sorunu güvenilir bir hukuk sisteminin yaratılmasıdır. Ne yazık ki bugün ülkemizde bu sistem çok bozulmuştur. Tüm mahkemelerin kararları kamu vicdanında tartışılır hale gelmiştir. Yabancı yatırımcılarda da aynı kuşku olduğunu değişik çevrelerin raporlarında da açık açık ifade edildiği görülmektedir. (Fıtch’in son raporunda olduğu gibi)

            Tüm bu nedenlerle bence ülkenin düzlüğe çıkması için ilk önceliğin hukuk güvenliğinin tesis edilmesi gerekmektedir. Bu konuyu çözmeden diğer yöntemler palyatif çözüm olmanın ötesine geçemeyecektir.

 

 

Kocaeli Haberci Tavsiye Formu

Bu Yazıyı Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız

Yazarın Diğer Yazıları

VERGİNİN DAYANAĞI KANUNDUR25 Ağustos 2025 Saat: 11:46
Çok kullanılan bir deyim vardır. “Koyun can derdinde, kasap mal derdinde”
Nerden nereye21 Temmuz 2025 Saat: 07:34
Ülkenin son 60 yıllık tarihinin canlı tanığıyım. Bu yıllar içinde darbeler, ciddi siyasi dönüşümler ve kısmi savaşlar (Kıbrıs) yaşadık.
Haklı olan kaybetmez !29 Haziran 2025 Saat: 13:59
Cumhuriyet Halk Partisinin 54 yıllık seyri, sinema şeridi gibi hafızamda canlanınca, birbirinin kopyası birçok senaryo aklıma düşüyor.
Ben yaptım oldu22 Haziran 2025 Saat: 19:57
Türkiye Büyük Millet meclisi başkanlığına 16. 06. 2025 tarihinde bir torba kanun teklifi sunuldu.
VERGİDE PATİNAJ8 Haziran 2025 Saat: 21:17
Maliye bakanlığı, kayıt dışı ekonomi ile mücadele etmek için 2023-2024 vergilendirme dönemleriyle ilgili olarak “kayıt dışı ekonomi ile mücadele eylem planı” yürürlüğe sokmuştur.
Tüm Yazıları