Kadir Uğur Yılmaz
Kadir Uğur Yılmaz

Iran İsrail Çatışması

15 Haziran 2025 Saat: 00:09

İran-İsrail Çatışması: Füzelerin Gölgesinde Rejim Projesi

Ortadoğu yine ateşe yürüyerek giriyor. Son iki gündür İsrail ile İran arasında karşılıklı füze saldırıları yaşanıyor. Medyada “misilleme”, “savunma” gibi tanımlarla yer bulsa da yaşananlar çok daha derin bir kurgunun habercisi. Bu çatışma, sadece bir askeri gerilim değil; İran’da rejimin geleceğini, bölgesel etnik fay hatlarını ve küresel ittifakları doğrudan etkileyecek bir dönüm noktası.

Savaş Mermisi Değil, Rejim Mühendisliği

İran halkı uzun süredir mollaların baskıcı yönetiminden bıkmış durumda. Ekonomik kriz, sosyal hakların kısıtlanması ve ağır baskı rejimi, halkı sistemden kopardı. Şimdi ise bu savaş, içerideki rejimi test edecek bir turnusol kâğıdı işlevi görüyor. Rejim bu savaşı içeride “birlik ve dayanışma” vesilesi olarak kullanmak istese de halkın bu kez arkasında olup olmayacağı meçhul.

Zira ABD ve Batı’da yıllardır dillendirilen Pehlevî projesi, bu ortamda yeniden gündeme geliyor. Reza Pehlevî’nin diplomatik temasları, medya röportajları ve diasporadaki hareketliliği, bir rejim değişikliği planının zeminini hazırlıyor. Ama bu değişim, sokaktan değil, masadan gelecek gibi.

Etnik Fırtına Kapıda

İran sadece Farslardan oluşmuyor. Nüfusun ciddi bir kısmı Kürt, Azerbaycan Türkü, Beluç ve Araplardan oluşuyor. Savaş ortamı bu etnik yapıların kırılgan dengesini daha da hassaslaştırabilir.

Kürtlerin olası bir ayaklanması, rejimin Fars nüfusla sıkı kenetlenmesine neden olabilir. Ancak Güney Azerbaycan çok daha stratejik. Burada yaşayan 20 milyona yakın Azerbaycan Türkü, hem tarihi hem de kültürel olarak Azerbaycan Cumhuriyeti’yle güçlü bağlara sahip. Üstelik Azerbaycan ile İsrail arasındaki stratejik işbirliği, Tahran’ın başını ağrıtacak bir başka cepheyi açabilir.

Çin'in Kartı ve ABD'nin İtibarı

Unutulmaması gereken bir başka aktör: Çin. İran’ın uzun vadeli stratejik ortağı olan Çin, bu çatışmada sessiz kalmaz. Teknoloji, silah ve diplomatik destekle İran’ın yanında yer alabilir. Bu durumda savaşın boyutu sadece bölgesel değil, küresel bir hesaplaşmaya döner.

ABD için ise tablo hiç parlak değil. Ortadoğu’da bir rejimi daha dönüştürme niyetindeyse, artık elinde ne moral üstünlük ne de askeri hegemonyası kaldı. Ukrayna, Tayvan ve şimdi İran derken ABD’nin aynı anda birçok cephede varlık göstermesi imkânsızlaşıyor.

Sonuç Yerine: Bu Savaşın Kaybedeni Halk Olmasın

İran-İsrail çatışması bir satranç oyunudur ama taşlar halkın sırtında kırılıyor. Füzeler fırlatılıyor, açıklamalar yapılıyor, stratejik analizler dönüyor… ama olan yine sokağa, pazara, evlere oluyor. Ve perde arkasında birileri yeniden İran'ın rejimini şekillendirmeye hazırlanıyor.

Bu kez halkın kaderi bir kez daha kendi iradesi dışında yazılmasın.

 

Kocaeli Haberci Tavsiye Formu

Bu Yazıyı Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız

Yazarın Diğer Yazıları

Gizli Komisyonla Anayasa mı Yapılır?29 Temmuz 2025 Saat: 15:16
Avrupa Kendine Ağlasın! Dünyada İnsan Kalacak Mı?18 Temmuz 2025 Saat: 20:49
Bir zamanlar Avrupa kıtası vardı… Tarlaları çalışan, çocukları oynayan, çanları çalan bir Avrupa... Şimdi ne var?
Nikomedya’nın şövalyeleri: Atilla Ağırbaş ve Ece Özbaş13 Temmuz 2025 Saat: 22:24
Değerli okurlarım
Tarihe Not: Çözüm Süreci Değil, Çöküş Süreci11 Temmuz 2025 Saat: 14:00
Yine birileri, karanlık masalarda “Yeni bir çözüm süreci” masalı anlatmaya başladı.
Tüm Yazıları