Nüfusu 350 bin olan (İzmit’ten küçük) bir devlet, bizi perişan etti.
Aynı İzlanda Avrupa şampiyonu oldu. Takımın toplam değeri bizim bir futbolcumuzun değerinin altında. Arda’ya Barca’nın biçtiği değer 75 milyon Euro. Üstelik kuzey kutbunda olan bu ülkede kışın antrenman yapmak da mesele ve bu takımın başarısı tesadüf değil, istikrarlı.
Bu nasıl oluyor?
Çünkü bu takım Fatih Terim’in “haydi yavrum çıkın ezin” gibi doldur boşaltlarıyla oynamıyor. Sistemi var, fizik gücü var ve takım oyunu oynuyor. Başlarında kaprisleriyle milleti bezdiren, ben bilirim diyen, eleştiriye gelmeyen, ağzından “şeref” kelimesini düşürmeyen ancak başarısızlık karşısında istifa etme şerefini göstermeye bir hocaları yok.
Onların Futbol Federasyonunun başında Beşiktaş’ı batırıp ödül olarak TFF’nin başına gelmiş bir federasyon başkanı yok. Bir açık oturumda; “biz üzerimizdeki 3 takımla da maçlarımızı yaptık, onların daha birbirleriyle maçları var” mazeretine sığınacak kadar da basit düşünebiliyor. Kimse de ona; üzerindeki 3 takımın hangi ülkeler olduğunu, nüfuslarını, ülke ekonomilerini sormuyor. Böyle bir adamın vizyonu ne ki, ülke futboluna vizyon biçsin.
Vizyonuna bir örnek; YERLİ FUTBOLCUNUN DEĞERİ DÜŞSÜN diye yabancı sayısını 18’e çıkardı. Sonuç; ülkemize bir sürü kalitesiz yabancıyı doldurdu ve kulüpleri borç batağına sürükledi. Ekonominin olmazsa olmazı arz talep eğrisidir. Arz çok, talep az olursa fiyatlar düşer, tersi olursa fiyatlar artar. Bu gün piyasaya arz edebildiğimiz yerli futbolcu talebin çok çok altında. Bursa’nın 3 yerlisi Ozan, Volkan Şen ve Şener Fenerbahçeye milyon dolarlara gitti. Hani fiyat düşecekti?
79 milyon nüfusumuz var ve bunun sadece 5 milyon kadarı yurt dışında yaşıyor. Ancak Milli takımımızın %80’i yurt dışı kökenli futbolcular. Ülkemizde futbol oynayıp “yerli” sandığımız birçok futbolcunun da alt yapısı yurt dışında.
Kurtuluş amatörde;
1- Amatör futbol TFF’den ayrılmalı, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğüne bağlanmalı.
2- Amatörün yöneticileri işçi, küçük esnaf, memur gibi dar gelirli, yük üzerlerinden alınmalı.
3- Devlet amatöre sponsor bulmalı, birinci sponsor da TFF olmalı.
4- Kulüp antrenörlerinin ücretleri ve spor malzemeleri belediyeler veya devletin bulacağı sponsorlar tarafından ödenmeli.
5- Devlet kurumlarının amatör futbol takımı kurmaları ve Bakanlıkların bu kurumlara bütçe ayırmaları, kurum çalışanlarını doğal üye yapmalı ve spor aidatı kesmeli. (Bunu rahmetli Özal başlattı, daha sonra gelenler ilgilenmediler.)
6- Yönetici olacakları eğitimden geçirip sertifika vermeli. Yöneticiler uzman olmalı.
7- Kulüplerin tesislerden daha fazla yararlanması, tesislerde idman için daha fazla kullanabilmesi sağlanmalı.
8- Okullarda spora ilköğretimde başlatılmalı, öğleden sonraki dersleri spor eğitimine ayırmalı.
9- Her çocuk spora önce jimnastikle başlamalı. Zira her sporda olmazsa olmaz; denge, konsantre ve sıçrama özelliklerini bu sporla kazanabilir.
10- Siyaset spordan uzak tutulmalı, yöneticilik ve destek partililere değil, liyakate göre verilmeli.
Sevgi ve Muhabbetle kalın.