Necdet Güler

Bir dere düşünün. Kıyısı ağaçlarla, çeşitli çalı ve otlarla bezenmiş bir dere. Ağaçlarından kuş cıvıltıları geliyor.

Elime 1996 yılında basılmış bir kitap geçti: Tunus Cumhuriyeti Gençlik ve Çocuk Bakanlığının bir yayımı.

Fotoğrafta bir kamusal alana dikilmiş kırmızı direkler görüyorsunuz.

Ülkemizde, çok yaygın olumsuz davranışlar ve sonuçları hakkında yazılar yazılmasından genelde kaçınılır. Çünkü bunu yapmayı, yaşadıkları topluma hakaret kabul ederler.

Geçenlerde elime bir yayın geçti, İtalya’da, Ferrara üniversitesinde yapılmış bir araştırma. Konusu domates. Çok kapsamlı bir çalışma.

Dün internette bir habere rastladım, gazetenin birinde de gördüm: Bodrum’da Tavus kelebeği bulunmuş.

Geçenlerde ilginç bir araştırma okudum: Uçakların saldığı karbondioksidi de içeren bir araştırma. Bologna Üniversitesinde yapılmış. Okuyunca çok şaşırdım, eminim siz de şaşıracaksınız.

Geçenlerde ilginç bir araştırma okudum:

Bitki ile beslenen bir böcek, dünyanın her yerinde yaşayamaz. Çünkü üstünde yaşayabildiği bitki türü dünyanın her yerinde bulunmaz.

Biz kendimize has, çok özel davranışları ve inanışları olan bir milletiz.

Her kentin birçok tanınan kişisi vardır. Hatta bazılarının ünü bir bölgeye yayılır.

Geçenlerde bir yazı gördüm: “Öğretmen adaylarının çoğu sınıfta kaldı” başlığının üstünde

Trafiğin yoğun olduğu yol kenarında bir ticarethane. Kaldırımdaki, “Park Yasağı” levhasının yanında, üzerinde ticari kuruluşun ismi veya amblemi olan bir başka levha. Üstünde şöyle bir yazı var: “Aracınızı park etmeyiniz”.

Ben ve arkadaşlarım 60’lı yıllarda, elimizde futbol topu, maç yapmaya bugünkü Orman İşletmesi’nin ötesindeki düzlük alanlara giderdik

Şimşekler çakan bir günde etrafa, genzinizi yakan, keskin ve kötü kokulu ozon gazı yayılır.

Sene 1953 olmalı. Annem-babam Devlet Hastanesine (Şimdi Kocaeli Devlet Hastanesi) gittik bir hastayı ziyaret için. O zaman askeri hastanenin dışında sadece bu hastane vardı herhalde.

Biz insanlar tabiatta olup-bitenin çok azının farkındayız.

Atmosferdeki karbondioksit oranında olan artışın dünyamız için yarattığı tehlikeye değinmekten bilim insanları adeta helak oldular.

Çevrenize bakın. Bazı insanlar ilaç içmeye adeta bayılıyorlar. Bunların çoğu ağrı kesici ve olabilecek olumsuzlukları önlemeye yönelik ilaçlardır.

Aşağıda anılan yerlerde sahile yakın ağaçların taçlarında kurumalar ilk görüldüğünde nedenini belirlemek için toprak incelenmiş, köklerde, gövde, dal ve yapraklarda böcek, mantar, bakteri gibi parazitler aranmış ama sonuç alınamam

Belediye ceviz fidanı (Juglans regia L.) dağıtacakmış.

Hayatını kaybetmiş bütün öğretmenlerin anısına…

Geçenlerde bir yayında gördüm. Doğu Karadeniz Bölgemizde yıllık yağış % 86 kadar artmış ama diğer bölgelerimizde, yani Türkiye’nin büyük kısmında % 60-80 kadar azalmış.

Yıllar geçti ancak farkına vardım. İlkokul, Ortaokul ve Lise çağlarında tarih derslerinde hep sadece şunu okuduk ve öğrendik: