Kedileri çoğu insan tanır; evde veya dışarıda kediyi sevince şımarır ve sürekli ilgi ister.
Köşeye sıkışan kedi!
Kedi sevildiği zaman çok uysaldır ve horlamaya başlar. Ama sevmeyince ve eziyet edince durum değişir.
Geçen gün TV'de konuşan gazeteci Hüsnü Mahalli, başından geçen bir olayı anlattı: " Yıllar önce yazlıkta iken, bir kedi mutfağa dadandı ve sürekli balık çalıyordu ve sonunda kediyi yakaladım ve korkutmak için elime bir sopa aldım, 'niye balıkları çalıyorsun? 'diye bağırdım ve sopayı gösterdim. Kedi kaçıyor ve ben kovalarken kedi tırnaklarını göstererek homurdanıp tıslamaya başladı ve üzerime atlayacağını anlayınca kediyi bıraktım" dedi.
*
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu ve Cumhuriyet ile yaşıt olan Cumhuriyet Halk Partisi'nin başına gelenler, bana bu olayı anımsattı.
CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanması, çeşitli suçlamalarla İstanbul'un ilçe belediye başkanlarının ve bazı büyükşehir belediye başkanlarının hapsedilnesi, hasta olanlara bile tutuksuz yargılama adına ev hapsi bile verilmemesi, aylardır iddianame hazırlanmaması, Anayasaya göre 'masumiyet karinesi' varken bazı siyasiler ve medya tarafından belediye başkanlarının rüşvet ve yolsuzlukla suçlanması yurtsever insanları çok üzüyor.
İstanbul il kongresinin mahkeme kararı ile iptal edilerek il başkanlığına kayyım olarak( çağrı heyeti) Gürsel Tekin'in getirilmesi, İl binasına binlerce polisle girmesi, partililerin ve milletvekillerinin tartaklanması, biber gazıyla müdahale, binanın işgali ve yaşananlar demokrasi adına utanç verici bir durum. Bu olaylar, partinin kuruluş yıldönümü haftasında yaşanınca daha bir üzücü. Aynı durum başka partilerin de başına gelebilir.
Bir de 15 Eylül'de yapılacak kurultay davası var. Eğer son yapılan ve Özgür Özel'in genel başkan olduğu 38. Kurultay iptal edilir, partiye eski genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu kayyım olarak atanırsa parti iyice karışacak. Amaç, CHP'yi tartıştırmak, yükselen gücünü kırmak ve iktidara yürüyen CHP'yi etkisiz hale getirmek herhalde. MHP lideri Bahçeli ise sürekli CHP'yi suçlamakta. Oysa anamuhalefet partisi olan CHP etkisiz hale gelirse, iktidarı denetleyen anamuhalefet partileri olmazsa demokrasi yerine otoriter yönetimler olur ve bundan da geniş halk kitleleri zarar görür.
Oysa, halkın çözüm bekleyen onlarca sorunu var:
- Yüksek enflasyon ve hayat pahalılığı...
- İşsizlik...
- Yoksulluk ve açlık...
- Eğitimde fırsat eşitsizliği...
- Gelir ve gider eşitsizliği...
- Kadın cinayetlerinin önlenemesi... Kadınlara ve çocuklara karşı işlenen suçların cezasız kalması...
- Tarımın ve hayvancılığın bitme noktasına gelmesi...
- Ülkede can güvenliğinin olmaması...
- Az kazanandan çok , çok kazanandan az vergi alınması...
- Emeklilerin insanca yaşayacak maaşa sahip olmaması...
- Asgari ücretin genele yayılan bir ücret olması ve insanca yaşanacak bir ücretin verilmemesi...
- Gençlerin gelecek umutlarının yok olması ve eğitimli gençlerin başka ülkelere gitmesi...
- Anayasal haklar olan yaşama, barınma, seyahat, düşünce özgürlüğü ve toplantı ve gösteri hürriyetinin yok sayılması.
- Göreve alınmalarda liyakata önem verilmemesi.
- Ülkemize yerleşen düzensiz göçmenlerin sorunları..
- Yangınlarla ormanların yok olması ve kuraklık.
- Depremlere karşı yeterli önlem alınmaması ve her depremin felakete yol açması.
- Maden arama adı altında tarım alanlarının, zeytinliklerin ve köylerin yok edilmesi.
Ve...Daha nice sorunlar çözüm beklerken hep CHP' nin üzerine gidilmesi, sürekli suçlanması; toplum, ekonomik ve diğer sorunlar yerine CHP'yi konuşsun diye mi yapılıyor?
Halkımız yıllardan beri çözülmeyen sorunlarının çözülmesini bekliyor ve artık değişim istiyor. Değişim, CHP'li belediyelere, İl başkanlığına ve partiye atanacak kayyımlar yerine, iktidar değişikliğiyle istiyor.
Atatürk'ün kurduğu parti olan CHP'ye yapılan her türlü saldırılardan parti güçlenerek çıkıyor ve halk, partisine ve lideri olan Özgür Özel'e sahip çıkıyor.
Köşeye kıstırılan bir kedi nasıl kükreyen bir aslana dönüşürse CHP de, bütün saldırılardan daha da güçlenerek çıkacak ve iktidara yürüyecek.