Kocaeli Ticaret Odası üyelerinin çoğu Ersan Ertoptamış’ı tanırlar. 40 yıla yakın bir zamandır Oda çalışanı, 20 yıla yakın süredir genel sekreterlik yapmış deneyimli bir bürokrat
Ersan Ertoptamış, geçtiğimiz günlerde Oda’daki görevlerinden ayrılmak zorunda bırakıldı.
Sebebi ne olursa olsun bu kadar uzun bir süre Oda’nın 1 numaralı bürokratı olarak görev yapmış bir kişinin bu şekilde işine son verilmesi, ahde vefa ile hiç bağdaşmamıştır.
Muhakkak ki her işin bir sonu olması doğaldır; Ersan bey’in de artık pozisyonunu bırakmasının zamanı gelmiş olabilir. Ancak; yöntem asla böyle olmamalıydı. Güzel bir sonu Ersan Ertoptamış bunca yıllık emeğinin karşılığında hak etmiş olmalıydı. Düzenlenecek bir veda yemeği organizasyonu rahatlıkla yapılabilir, gönlü kırılmadan, plaketle onurlandırılarak Oda tarihinde hak ettiği yeri alması sağlanabilirdi.
Bence hiçbir şey için geç kalınmış sayılmaz. Konu, Oda seçimleri yapıldıktan sonra iktidara gelen yeni heyet tarafından tekrar gözden geçirilir, Ersan Ertoptamış’a yapılmış olan bu haksızlık giderilebilir.
Bu olayın zamanlaması ve vuku buluş şekli enteresan bir şekilde olmuştur.
Bilindiği üzere Oda genel sekreteri, seçim dönemlerinde bütün adaylar tarafından baskı altına alınır. Tarafsız olması gerekirken, güç dengeleri içinde mecburen taraf olmak zorunda kalır. Bu noktada maharet isteyen şey, bütün adayları mümkün mertebe idare etmesidir. Sanırım Ersan Ertoptamış, daha önceki seçim dönemlerinde başardığını bu defa başaramamış olmalı ki, mevcut iktidar kendisinin işine son vermiş olmalı.
Bu hadisede ortaya çıkan sonuç şudur:
Oda genel sekreteri, görevini yerine getirirken performans düşüklüğü gösterdiğinden veya liyakatsiz olduğundan değil, seçimlerde iktidar olmayı hedeflemiş grupların çekişmesinden dolayı işinden olmuştur.
Peki; bu doğru bir yaklaşım mı’dır?
Hayır; fakat acı gerçek de budur.
Değişmesi mümkün mü’dür? Bunu önümüzdeki süreçte gözlemleyip anlayabileceğiz.
ODA SEÇİMLERİNDE BAŞKAN ADAYLARI
Oda seçimlerinde Başkanlığa aday olan kimi adaylar, nedense meclis seçimleri sonuçlanıncaya kadar adaylıklarını açılamaktan kaçınıyorlar. Gerekçeleri ise şöyle:
‘’Önce meclis üyesi seçileyim, bakarsın seçilemem, sonra meclis üyesi bile seçilememiş kişi olarak Başkanlığa aday oluşum alay konusu olur.’’
Bence bu son derece yanlış bir değerlendirmedir.
Başkanlığı hedeflemiş kişinin önce kendi grubundan meclis üyesi seçilebilmiş olması tabiidir ki şarttır. Ancak; Başkanlık görevine aday olunabilmesi için, proje üretilerek hedef belirlenmesi ve bu hedefe varılabilmesi için ekip oluşturulması şartı vardır. Bütün bu oluşumlar sağlandıktan sonra yine de seçim kazanılamaz ise, durumu kabullenmekten başka bir çare yoktur. Ya belirlediğiniz hedefler seçmenlerce benimsenmemiştir, ya da siz kendinizi iyi ifade edememişsinizdir.
Sonuç olarak, sadece seçim kaybetmiş olursunuz. Fakat kazanırsanız, Başkanı olmayı hedeflediğiniz kurumu olduğu noktadan çok daha üst seviyelere çıkartma şansınız doğabilir. Kocaeli Ticaret Odası’nın çeşitli kademelerinde seçimle işbaşına gelmiş bir eski üye olarak,
uzun yılların tecrübesi ile yazdığım bu tespitlere katılmayanlar olabilir. Karşı görüş açıklarlar ise bu sütunlarda aynen yayınlayacağım.