Özdilek

TBMM

CHP Lideri Özgür Özel’den Grup Toplantısında Gündemi Sarsacak Açıklamalar- 2

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin TBMM Grup Toplantısında konuştu. AKP ve Başsavcı için Çarpıcı Açıklamalarda bulundu.

18 Haziran 2025 Saat: 13:17
CHP Lideri Özgür Özel’den Grup Toplantısında Gündemi Sarsacak Açıklamalar- 2
CHP Lideri Özgür Özel’den Grup Toplantısında Gündemi Sarsacak Açıklamalar- 2

Haber: Özgen Sarıkaya/Net Medya Grup-İGFA-

“YAMYAM GİBİ GİTTİNİZ GAZİOSMANPAŞA’NIN İRADESİNE ÇÖKTÜNÜZ”

“PARTİNİZE 879 ARAÇ TAHSİS EDİLMİŞ, BAKAN YOK”

“AKIN GÜRLEK; LÜKS YATI, BOĞAZDAKİ EVİ İNKAR ETSİN, BELGESİ ELİMDE”

“ZULÜMLE AÇTIĞINIZ YOLDAN BAŞKASI YÜRÜR, BİRİNİZ DIŞARIDA KALMAZ”

“UMUT, CUMHURİYET’İN TA KENDİSİDİR, CUMHURİYET HALK PARTİSİ’DİR”

“TESLİM OLMAYANLARA SELAM, TESLİM OLMAMIZI BEKLEYENLERE DERT OLSUN

“BU ZULME ASLA SESSİZ KALMAYACAĞIZ”

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin TBMM Grup Toplantısında konuştu.

https://youtu.be/sgbieuji_mo

“19 Mart darbesinin üzerinden tam 90 gün geçti. Arkadaşlarımız, dünya kadar iftiraya rağmen bir kuruşu bile ispatlanamayan bir yolsuzluk iddiasıyla içeride tutuluyorlar. Her gün televizyonlarda kendilerinin, yakınlarının, ailelerinin haysiyetiyle oynanıyor. Gözaltında günlerce tutuluyorlar. Çağrıldıklarında gidecekleri bir Emniyet Müdürlüğü’ne apar topar sabahın köründe tıkılıyorlar. Dört gün tutuluyorlar. Kimi bırakılıyor, üç sonra bir daha alıp dört gün daha aynı işkenceye tabi tutuluyor. Silivri’de, zindanlarda, yüksek güvenlikli cezaevlerinde terör örgütünün, suç örgütlerinin başıymışçasına tecritte tutuluyorlar. İçlerinden çocuğu olanlar, çocukları ile tehdit ediliyor. ‘Gel şuna imza at. Çocuğuna kavuş. Yoksa 20 yıl göremezsin.’ Birbirlerine düşürmek için yalanlar, iftiralar söyleniyor. Hangisinin annesi yola gidemeyecekse 500 kilometre öteye o arkadaşımız yollanıyor. Hangisinin evladı, eşi ona ulaşamayacaksa 400 kilometre öteye yollanıyorlar. 50 kişinin yatması gereken koğuşlarda 80 kişinin kaldığı, yer yatağında nöbetleşe yatıldığı, kendine ait yatakların olmadığı koğuşlarda tutulup, sonra hızla geri çağırıp ‘Oraya mı gidersin, evine mi gidersin? Bence sen bu iftira metnine imza atarsın’ diyorlar. Böyle bir zulüm varken Cumhuriyet Halk Partisi kendi doğrularından sapmadan, kendi tutarlılığını terk etmeden ama asla mücadeleyi bırakmadan, Tayyip Erdoğan ‘İç cepheyi güçlendirmek lazım, çatışmamak lazım’ derken bir yandan bu zulme asla ve asla sessiz kalmayacaktır. Mücadelemizi sonuna kadar meydan meydan, miting miting, eylem eylem sürdüreceğiz. Ya aklınızı başınıza alacaksınız ya onu biz aklınıza getireceğiz.”

“TÜM SİYASİ TUTSAKLAR İÇİN TUTUKSUZ YARGILAMA İSTİYORUZ”

“Bir gözüm Silivri’deki mahkemesindeydi, geçen mahkemesine katılmıştım. Bugün Mansur Başkan hepimiz adına orada. Biz grup toplantısı için buradaydık. Aylardır büyük bir haksızlıkla Silivri’de tutulan ve bizim de her mitingimizde kendisine destek verdiğimiz Sevgili Ümit Özdağ’dan iyi haber var. Tahliye oldu. Zafer Partisi’ne hayırlı uğurlu olsun. Bunun önemli bir adım olmasını… Şunu söylemiştim hep. Bir partinin, bir siyasi partinin Genel Başkanını alıp içeri atamazsınız. Bir siyasi partinin belediye başkanlarını, milletin yönetsin diye oy verdiklerini, suçu ispatlanmadan asla içeri atamazsınız. Tayyip Erdoğan yıllarca yargılandı ama bir gün gözaltına alınmadı. Yıllarca yargılandı, bir gün tutuklu yargılanmadı. Cezası onaylandığında bile evine polis gidip almadı. ‘Cezanız onaylandı, buyurun cezaevine teslim olun’ dendi. Davulla, zurnayla, konvoyla, mitingle gitti teslim oldu. Dün kendisine yapılmayan zulmü; bugün genel başkanlara ve belediye başkanlarımıza yapıyor. Bunun için bir kez daha -ki Ümit Özdağ’ın kararı bu açıdan önemli bir kazanımdır- tüm siyasi tutsaklar için, hem Selahattin Demirtaş için, hem Ekrem Başkan için, hem Figen Yüksekdağ için, tüm siyasi tutsaklar için, tüm belediye başkanları, meclis üyeleri için tutuksuz yargılanma istiyoruz. Kendimize güvenimiz tam. TRT’den canlı yayın istiyoruz.”

“ARKADAŞLARIMIZ PIRIL PIRIL”

“Bizim pırıl pırıl belediye başkanlarımız, hangisini saysam diğerlerinin hatırı kalır. Ama en genç ikisini söyleyeyim. Gaziosmanpaşa Hakan, Avcılar. İkisi de pırıl pırıl arkadaşlarımız. Sabahın köründe, biri beş aylık evli, evi basılarak, daha yeni taşınmış komşuları ‘Gel buraya’ deyip ev didik didik aranarak, insanlık onuruna aykırı bir şekilde içeriye atıldılar. Suçlama; adayken, daha sonra birlikte çalışmadıkları, eskiden AK Parti ile çalışan bir müteahhit. Bu müteahhide demişler ki, kendi ifadesi o. ‘Sen AK Partililere seçimde araba falan veriyorsun, bu CHP’lilerde yok. Gelince seni duman ederler onlara da ver.’ Kendi ifadesiyle diyor ki ‘Ağabey 10 buraya verdiysem, bir tane de bunlara yolladım’ diyor. Arkadaşlarımız adayken ilçe başkanlığına adayın resminin giydirildiği birer, ikişer araç verilmiş. Başkanların bunlarla teması yok. Daha sonra da ilişkileri yok. Araç gelmiş, giydirilmiş araç. ‘Bir iş adamı yolladı’ demişler. ‘Bir partili yolladı’ demişler. Bildiğiniz gibi kullanılmış gitmiş. Bunun için aracı teslim almayan, haberi olmayan, onunla bir ilişki kurmayan arkadaşlarımız Utku Caner Çaykara bunun için içerde. Diğeri de, o kişi, kendinden önceki AK Partili belediye başkanının imzalayıp yolladığı, AK Partili belediye meclis çoğunluğu elinde olduğu için Gaziosmanpaşa’da, geçen bir karardan dolayı başkan içeride. Başkan içeride, o belediye meclis grubu kendi içinden bir AK Partili’yi seçiyor. Belediye başkanvekili diye. Ya düşünün; Gaziosmanpaşa’da millet oturmuş, karar vermiş, belediye başkanı Hakan demiş. Kendiliğinden önceki AK Partili’nin yolladığı, AK Partili komisyon üyelerinin onaylayıp Meclis’e yolladığı, AK Partili belediye meclis üyelerinin oylarıyla geçmiş bir karardan Hakan’a tutuklama yapıyorlar. Yerine de Gaziosmanpaşa ‘Hakan yönetecek’ diyor, hala Hakan Belediye Başkanı. Unvanı o. Maaşının üçte ikisi yatıyor. Vekil seçilecek, AK Parti çoğunluğuyla bir AK Partili vekil çıkarıyorlar. Sonra da Sayın Erdoğan arıyor bu kişiyi, kahkahalar arasında gülerek tebrik ediyor. ‘Gaziosmanpaşa’yı aldık’ diyorlar. Siz Gaziosmanpaşa’yı almadınız, siz Gaziosmanpaşa’yı almadınız. Gaziosmanpaşa’yı Gaziosmanpaşalılar Hakan’a verdi, siz yamyam gibi gittiniz Gaziosmanpaşa’nın iradesine çöktünüz.”

“879 İBB ARACI BELEDİYE HİZMETİNDE DEĞİL, NEREDE?”

“Şimdi bütün milletimizin gözünün içine bakarak. Öyle bir noktadayız ki, bizim arkadaşların suçu neymiş? Bu iftiracı adam güya bir, iki araba giydirmiş, AK Parti’ye yolladığı gibi bizimkilere yollamış. O araçlar kampanyada kullanılmış, belediye başkanı suçluymuş içeride. 2019 yılı. Ekrem İmamoğlu İBB Başkanı olur, ‘Bir envantere bakalım, araçlarımız kaç taneymiş ve neredeymişler?’ Sonuç; 879 tane İBB aracı, İBB’nin kendisini ya da kiraladığı araçlar yok. Belediye hizmetinde değil. Nerede bunlar? Okçular Vakfı'nda, TÜGVA’da, AK Parti’de, AK Parti Genel Merkezinde, AK Parti İstanbul il Başkanlığında, AK Parti’nin İstanbul’daki çeşitli ilçe başkanlıklarında. 879 tane. Bunlardan sadece 59’una bakalım. Her birinin dökümü uzun uzun var. Bakın gazeteci arkadaşlarıma vereceğim. Birden başlıyor, plaka 34 NZ 7552. Marka, Volkswagen Passat, 2.0. Model 2017. O gün için iki yıllık araba. Tahsis edilen kurum AK Parti İl Başkanlığı. Tahsis tarihi 28 Mart. Böyle tam 59 tane var. 34 HE, Dacia Lodgy marka, 2018 model. AK Parti İl Başkanlığında. 59 tanesi AK Parti İl Başkanlığında bu araçların. Damatların, kızların, oğlanların vakıflarında bolca araç var. Böyle en tepedekiler çoğunlukla kendileri tarafından kullanıyorlar, vakfın başkanı olarak. 879 tane araç. Örneğin bu araçlardan bir tanesi. 34 NU 3819. Renault, Fluence binek oto. Tahsis tarihi 2019, 7 Şubat. Ak Parti İl Başkanlığı’na verilmiş. Ne zaman kullanılacakmış? ‘Seçim süresince’ yazıyor bakın, seçim süresince. Belediyenin aracını, belediyenin şirketten kiraladığı aracı AK Parti İl Başkanlığına seçim süresince, pek çoğu 18-20 ay boyunca. Bakın Gaziosmanpaşa’nın yeni belediye başkanı var ya, 10 yıl boyunca hiç çalışmadan, bankamatik memuru olarak İBB’den maaş almış, o da ispatlı.”

“AKIN GÜRLEK’İN KENDİSİNE TAHSİS EDİLMİŞ”

“Şimdi buradan Akın Gürlek’e söylüyorum. Sen 2019 öncesine bakmıyorsun ya, neden? Çünkü adaletin peşinde, suçun peşinde, yolsuzluğun peşinde değilsin. O yüzden bir şey bulamıyorsun 2019’dan sonra. Sen ismin peşindesin ve Ekrem İmamoğlu’nun peşindesin. Suç arasan 2019’un öncesine gitmen lazım. Şimdi 2019 öncesine gitse Akın Bey ne görecek? Ekrem İmamoğlu’nun gelir gelmez Teftiş Kurulu’na bir yazı yazdığını, Teftiş Kurulu’nun 879 arabayı bulamadığını, arayınca bunların kiminin AK Parti Genel Merkezi’nde, kiminin o vakıfta, bu vakıfta, AK Parti siyasetine emanet olduğunu görecek. Bir tane bu arabaların bazılarının konu gündeme gelince hemen getirilip bırakıldığını, bazılarının Teftiş Kurulu’nun raporundan sonra geldiğini, ama bazılarının Teftiş Kurulu’nun Bakanlığa yazı yazmasından, Bakanlığın da aracın peşine düşmesinden bir ay sonra ancak geri geldiğini görecek. Bunlardan bir tanesi lüks bir araç, Opel Insignia. En lüksü Opel’in. Aynı yöntemle İstanbul Büyükşehir Belediyesi soruşturma raporu, Teftiş Kurulu Başkanlığı sayfa 34. Tahsis tarihi belli, plakası 34 NZ 2301. Kime tahsis edilmiş? Akın Gürlek’in kendisine arkadaşlar. Akın Gürlek’in kendisine. Akın Bey hem de en son o teslim etmiş arabayı. 34 NZ 2301 plakalı Opel Insignia arabasına İstanbul Büyükşehir tarafından verilip de bu araca 540 gün boyunca bindiniz mi? Bindin. OGS’sini, HGS’sini, benzinini ve şoförünü, bakım masraflarını hepsini İBB karşıladı mı? Karşıladı. Şimdi seçim döneminde, seçim dönemi arıyorsan bak AK Parti’ye verilmiş. Bir müteahhitin bir belediye kampanyasına araç yollamasından belediye başkanı tutukluyorsun. 11 belediye başkanımız tutuklu eften püften. Bu rezilliğin içinde bizzat kendin varsın. Ondan 2019’un öncesine gitmiyorsun. Şu kadarını söyleyeyim. Cumhuriyet Cumhuriyet Halk Partili Belediyelerden CHP’nin ne il başkanlığına, ne ilçe başkanlığına, ne bir başka yere, ta beş yıl önce ‘İstanbul İl Başkanlığı’na bir araç tahsisliymiş Beşiktaş’tan’ dediler, Emniyet’in kullandığı koruma aracı çıktı. Ondan bile bir siyasi tahsis çıkmadı. Emniyet’in dört şoförünün istediği koruma aracı çıktı. Cumhuriyet Halk Partisi’nde bu işler asla ve asla yaşanmazken AK Parti burasına kadar içinde, içinde olanlardan bir tanesi de bir araba için belediye başkanı tutuklayan Akın Gürlek.”

“TUZ KOKMAMIŞ, KOKMUŞ ŞEYİ TUZ DİYE YUTTURMAYA ÇALIŞIYORLAR”

“Devam ediyorum. Akın Gürlek’in 87 yıl boyunca alacağı bütün maaşları, harcamayıp biriktirip verse, alabileceği bir lüks yat gezdiğini biliyorum, ispatı elimde, inkar etmesini bekliyorum. Akın Gürlek’in korunması gereken kültür varlığı olarak geçen, Maliye Hazinesi’ne kayıtlı İstanbul Öngörünüm Boğaziçi bölgesinde, imar mevzuatına aykırı ekleri var diye tutanak tutulmuş bir evin kendisine tahsis edildiğini, aşırı lüks döşendiğini, kurşun geçirmez camlarla donatıldığını, projede olmayan havuz yapıldığını, yakınları, korumaları, şoförleri için kaçak müştemilat inşaatı yapıldığını biliyorum. İnkar etsin, açıklamayı bekliyorum. Hodri meydan. Bu kadar açık, bu kadar net. Tuz kokmuş diyeceğim. Tuz kokmamış, kokmuş bir şeyi tuzluğun içine koymuşlar, tuz diye yutturmaya çalışıyorlar. Tuz diye yutturmaya çalışıyorlar. Buradan AK Parti’nin vicdan sahibi siyasetçilerine sesleniyorum. Şu kadar vicdanınız varsa, 879 araba partinize tahsis edilmiş, açıp bakan yok. Seçimde 1.5 ay bir Peugeot Partner kullanılmış diye belediye başkanı görevden alıyorsunuz. Başkanın haberi yok, ilgisi yok. Bu kadar zulüm, bu yaptıklarınızın açtığı yoldan yarın başkası yürür, bir taneniz dışarıda kalmaz. Bir taneniz dışarıda kalmaz. Bu kadar haksızlık, bu kadar hukuksuzluk, bu kadar vicdansızlık. Hâlâ hiçbir şey yokmuş gibi yüzümüze bakıyorsunuz ya, vallahi bu da bu kadar büyük bir yüzsüzlük. Yazıklar olsun ya.”

“PARTİ PROGRAMIMIZ TEMMUZ’DA HAZIR OLACAK”

“Son olarak önemli bir mevzumuz var. Bunlar AK Parti’nin dayattığı gündemler. Esas ekonomi, üzerimize düşen vazifeleri bize de hatırlatanlar. Öyle ya sekiz çeyrek altın alan emekli düşmüş iki çeyreğe. Dizine vuruyor teyzem. Yedi çeyrek alan asgari ücretli, düşmüş üç çeyreğe. Sorunlar çok da, bunları anlatmak iyi de, meydan meydan gezmeye, mücadeleye devam da, CHP bu işleri nasıl çözecek? İşte Cumhuriyet Halk Partisi bir yandan kendi tüzüğünü yapmıştı, önüne yol haritası koymuştu. ‘Mayıs’ dedik, bu yaşanan iki ay biraz geciktirdi. Temmuz ayında partinin programı hazır, bütün Türkiye’ye arz edeceğiz. Son bir tartışmayı hep beraber yapacağız. Sonra da hayata geçireceğiz. Parti programı partilerin ülkeyi yönetmeye dair, ülkenin nasıl yönetileceğine dair vizyon belgeleridir. Son derece titiz, 81 ilde 973 ilçede çalışıldı, tekrar il raporları geldi. Akademisyenlerle ve sivil toplum örgütleri ile çalışıldı. Barolarla çalışıldı hukuk için. Bütün illerden gelenin yanında bizler Ankara boyutunda çalıştık. Dünyanın başarılı sosyal demokrat parti programlarını okuduk, özetledik, alıntıladık. Belli bir yere geldik. Ama ülkeyi yönetmenin de, hele hele bu sistemde, bu rejimde bir başka adının, bir başka duruşunun, partisinin tutumuyla paralel ama net söylemlerinin olması gerektiği açık. Bir yandan devletin bütün imkanları elinde, ‘Her şeyi ben yaparım’ diyen, devletin bakanlıklarından, partinin sloganına ‘Türkiye Yüzyılı’ diye ilanlar verip her bakanlığın ne yapacağına özel gazeteler bastıran birilerine karşı şüphesiz cumhurbaşkanı adayının da bu ülkeyi nasıl yöneteceğini ve nasıl düzelteceğini söylemesi gerektiği bir zemin var. Ama bir yandan adayın arkasında 15,5 milyon vatandaşın attığı oy, önünde Silivri’nin demir parmaklıkları var. Bunun için 23 Mart‘ta 15,5 milyon yurttaşımızın oyuyla Cumhurbaşkanı Adayımız olan Ekrem İmamoğlu’nu, onu fiziken hücresinde tutarak siyasetten men edeceklerini, onun azmini kıracaklarını, onu yıldırıp yok edeceklerini, siyaset arkadaşlarının ona sırt döneceğini, onu orada bırakıp hatta bunu kendilerine fırsat bileceğini düşünenler Cumhuriyet Halk Partisi’ni tanımamışlar. O günden bugüne ben partinin Genel Başkanı olarak hemen her hafta, bazen birden çok kez, grup başkanvekillerimiz, genel başkan yardımcılarımız, milletvekillerimiz kendilerine ziyaretlerde bulundular. Elbette dayanışma duygularını ifade ettik. Ama oturduk çalıştık, çalışmaya da devam ediyoruz.”

“BU BİRLİKTELİK GELECEĞİ İNŞA GÜCÜNÜ DE BARINDIRIYOR”

“Yerel seçimlerde partimizi Türkiye’nin birinci partisi yapmış kadrolar olarak, bugün de açık ara birinci olmamızı sağlayan Türkiye İttifakı, toplumun tüm kesimlerini bir araya getirmeye devam ediyor. 19 Mart darbesi sonrasındaki direniş, bu birlikteliği bir kez daha gösterdi. Bu birliktelik darbeye karşı demokrasiyi savunduğu gibi, Türkiye’nin geleceğini inşa edecek gücü de içinde barındırıyor. Milletin demokrasi için verdiği mücadele, ‘Nasıl bir Türkiye’de yaşamak istiyoruz’ sorusunun cevabını Bayburt’tan Yozgat’a, Van’dan İstanbul’a, ülkemizin her yerinde görüyoruz. Bayburtlu teyzenin ‘Altını anlat’ dediği gibi, İstanbul’daki esnaf da ‘Nasıl çözeceksiniz?’ diyor. Mücadeleye elbette devam ediyoruz. Ancak nasıl çözeceğimiz konusunda Türkiye’yi hak ettiği saygın yere taşıyacak, çağın getirdiği büyük değişimleri yakalayan, çağa yön veren bir ülke olma yolunda tüm yurttaşlarımızı haysiyetli bir yaşama kavuşturacak ortak bir geleceğin inşası için hep birlikte çalışıyoruz. Bu çalışmalarımızla kuracağımız ortak geleceğin iktidar programını da hep birlikte şekillendireceğiz. Partinin programının tamamlanmasıyla birlikte oradan start alan bir şekilde, Türkiye İttifakı’nın temsil ettiği birlikteliği daha da güçlendireceğiz. İktidar programı hazırlıklarımızın kurumsal yapısını hazırladık, tasarladık, büyük bir memnuniyetle bugün anonsunu, önümüzdeki günlerde fiziki pozisyonunu, ardından açılışını ve yol yürüyüşünü hep beraber tarif edeceğiz, hep beraber gerçekleştireceğiz. Bu kurumsal yapı ile Cumhuriyet Halk Partililerin ve kendini Türkiye İttifakı’ndan gören herkesin katkılarını alacağız.”

“CUMHURBAŞKANLIĞI ADAY OFİSİMİZİ KURDUK”

“Bu birlikteliği sağlamak, iktidar programımızı en kapsayıcı şekilde oluşturma kararlılığıyla Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisimizi kurduk, bunun müjdesini buradan her birinize vermek isterim. Şu anda partimizin imkanları, binaları ve mekanlarıyla somutlaşacak olan Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisimiz; kendi içindeki yatay hiyerarşiye dayalı, dayanışma ve iş bölümünü merkeze alacak bir anlayışla bugünden yeni siyaset anlayışımızın iktidar adımları olarak somutlaşmıştır. Hedefimiz; iktidar programıyla ülkemizin yenilenen dünyada güçlü ve güvenli kılmak, zengin, müreffeh ve adil bir düzen kurmak. Özgür demokratik, hukukun üstün, vatandaşların mutlu ve huzurlu olduğu yeni bir yaşamın güvencesini sağlamaktır. Bugün anonsunu yaptığımız Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisimiz ve Cumhurbaşkanlığı Adaylığı süreci yalnızca tek bir kişinin iktidar yolculuğu değildir, olamaz. 10 milyonların hayalini kurduğu geleceğin bugünden Ekrem İmamoğlu’yla birlikte kurma kararlılığının ta kendisidir. İşte Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisimiz; adayımızla, partimizle, Türkiye İttifakı ile ortak geleceğin inşasının çalışmalarının yürütüleceği yerdir. Parti programıyla paralel, bugünden başlayarak seçim gününe kadar yürütülecek kampanya çalışmalarına, iktidar programının hazırlığı çalışmalarına katkı vermek isteyen herkes, aday ofisinin doğal üyesidir, destekçisidir. Cumhuriyet Halk Partisi’nin MYK’sından, Parti Meclisi’nden, milletvekili grubundan, il başkanlarından, ilçe başkanlarından, kadın ve gençlik kollarından, temas halinde olduğumuz tüm örgütlü yapılardan Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi’nin çalışmalarının yürütülmesinde fiilen görev almalarını ve ortaya çıkacak ürüne sahip çıkmalarını ve o ürünü içerideki adayımızın yerine bütün Türkiye’de kapı kapı anlatmalarını, ilgililerine ulaştırmalarını ve Cumhurbaşkanı Adayımızın Türkiye’yi yönetme ideali, fikri ve somut önerilerini kapı kapı, sokak sokak, ev ev, servis servis, kahvehane kahvehane, tarla tarla Anadolu’ya taşımalarını bekliyoruz. Böyle bir görev tarif ediyoruz. Bu derece kapsamlı ve kapsayıcı çalışmaların yürütülebilmesi ve farklı parti organlarıyla eşgüdümün sağlanabilmesi merkezi bir koordinasyonu gerekli kıldığından; bu eşgüdüm ve koordinasyonu sağlayacak üç kişilik bir İcra Kurulu’nu Ekrem Başkanımız’la dün yaptığımız görüşmede belirledik. Ben Cumhuriyet Halk Partisi Genel Merkezi adına koordinasyon için Sayın Genel Sekreterimiz Selin Sayek Böke’yi, Türkiye Büyük Millet Meclisi Grubumuzdan Grubumuzu temsilen Sayın Bülent Tezcan’ı ve Sayın Cumhurbaşkanı Adayımızın yakın çalışma ekibinden Sayın Serkan Özcan’ı, üç kişilik bu eşgüdümü sağlayacak komite için görevlendirmiş olduk. Bunu da her birinizin önünde tüm Türkiye kamuoyuna duyurmayı bir görev biliyorum.”

“GEREKİRSE ÖLÜNEREK, GEREKİRSE O GÜNÜ HAPİSTE BEKLEYEREK…”

“Bundan sonra Grubumuz, Genel Merkezimiz ve Ekrem Başkan’ın ekibi Türkiye iktidarının bir kez daha bir Cumhuriyet Halk Partisi Cumhurbaşkanı tarafından devralınmasını, ardından kurduğumuz Parlamento’nun yeniden güçlendirilmesini, bu Parlamento’nun güçlenmesi ile birlikte Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem ve bunun tüm gerekliliklerinin doğru şekilde tasarlanmasının, bunun yanında geçen dönem Türkiye’yi yönetme irademizle ifade ettiğimiz yönetim sistemi olan güçlü Parlamento’nun yanında sorunları nasıl çözeceğimizin, enflasyonu nasıl düşüreceğimizin, faizleri nasıl indireceğimizin, gelir adaletsizliğini nasıl ortadan kaldıracağımızın, mahkemelerde ve vergide adaletin nasıl sağlanacağının, gençlerin gözünün dünyanın öbür ucunda değil bütün dünya gençlerinin gözünün üzerimizde olduğu bir Türkiye’nin nasıl sağlanacağının çalışmalarını hep birlikte yapacağız. Partimizle AK Parti arasındaki 6-7 puana çıkmışken, artık Cumhur İttifakı’nın toplamının oyları Cumhuriyet Halk Partisi ile birincilik, ikincilik noktasında yarışıyorken, sandıktan çıkanların yarattığı meşruiyet krizi sahada, sokakta destek değil tepki görüyorken, kurumsal çöküşün yarattığı toplumsal çöküş bir yanda bir umut arıyorken; umut, yüzyıl önce olduğu gibi yine Cumhuriyet’in ta kendisidir ve Cumhuriyet Halk Partisi’dir. Zor günlerden geçtik, geçmeye devam edeceğiz. Çok acılar çektik, çekmeye devam edeceğiz. 23 yıllık böylesine suça, kire, kötü ilişkilere, elde ettiği yetkiyi en kötü şekilde kullanmaya alışmış iktidar, herhalde çiçeği yaptırıp da iktidarı devretmek için bizi kapıda beklemeyecekti. Elbette zorlanacaktı. Bu kadar hukuksuzluğu, bu kadar haksızlığı, bu kadar vicdansızlığı beklemiyorduk. Ama bir gül bahçesinden yürüyerek iktidara gitmeyi de kimse beklemesin. İktidar yürüyüşü, kurtuluş, Kurtuluş Savaşı bedel ödenerek, gerekirse ölünerek, gerekirse o günü hapiste bekleyerek ama teslim olmayarak yürünecek bir yoldur. Teslim olmayanlara selam olsun. Teslim olmamızı bekleyenlere dert olsun. Bu irade bizim gücümüzdür, korkunuz sizin çaresizliğinizdir. Biz kazanacağız, millet kazanacak, hak kazanacak. Hepimizin yolu açık olsun. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.”

 

Kocaeli Haberci Tavsiye Formu

Bu Haberi Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız
DepolamaTaşıma iletme sistemiMerdiven Tırmanma CihazıEngelli merdiven tırmanıcıUluslararası evden eve nakliyatAdaklıklazer epilasyonAnkara evden eve nakliyat