Özdilek
Gülden Sökelioğlu
Gülden Sökelioğlu

Cevizli Çörek

Ekmek; basitçe herhangi bir tahıl unundan yapılmış hamurun pişirilmesi ile yapılan bir yiyecek diye tanımlanabilir.

10 Şubat 2017 Saat: 10:19

Oysa binlerce yıl yol kat etmiş, binlerce yıl üzerinde çalışılmış, on binlerce yıl emek edilmiş bir yiyecek olduğundandır ki insan yaşamının tam da merkezindedir.

            Cilalı taş devrinde insanlar meşe palamudu ve kestane gibi maddeleri ezerek suyla karıştırıyor ve kızgın taşlar üzerinde pişirerek bir çeşit ekmeğe benzeyen ve doyurucu özelliği olan yiyeceği elde ediyorlarmış. Buğdayın ne zaman bulunduğu ise tam olarak bilinememekle birlikte Anadolu’da yapılan kazılarda, yangın gibi benzeri olaylar sonucunda yüksek ısı altında havasız kalarak kömürleşmiş ve bu sayede günümüze kadar korunabilmiş buğday taneleri bulunmuş. Bu tanelerin İ.Ö 7000 yıllarına dayanan bir geçmişi olduğu sanılıyormuş. Yaygın bir inanışa göre o dönemde yaşayan insanlar yabani buğdayı kırarak suyla karıştırmışlar ve bu hamurumsu maddeyi kızgın taş üzerinde pişirerek ile ilk ekmeği elde etmişler. Bu ekmekler sert ve basıkmış. Gerçi bunlar basık oldukları için savaş alanlarına ve çalışma yerlerine kolay taşındıklarından, mayanın icadından sonra bile peksimet tarzı sert ve yassı ekmekleri tercih edermiş askeri birlikler daha çok.

            Eski Mısırlılar maaşlarını ekmek sayısı olarak aldıklarından ekmeğin ne kadar değerli olduğunu görebiliriz. Kişilerin varlıkları da ellerindeki ekmek sayısı ile ölçülürmüş. Ekmek o kadar önemliymiş ki ölenler bundan sonraki yaşamlarında da ekmek bulabilsinler diye yanlarına bir miktar ekmek konulurmuş. Ekmek o kadar değerliymiş ki Anadolu’da Asurlular döneminde dört ekmeğe bir köle, on sekiz ekmeğe bir ev alınabiliyormuş örneğin.

 Eski Mısırlı bir fırıncının akşamdan yoğurduğu hamuru unutarak ertesi gün yaptığı hamura katması sonucu ekmeğin kabararak pişmesi ve daha yumuşak olması ile tesadüfen ilk mayanın bulunduğu sanılıyormuş. Yunanlılar Mısırla hububat alışverişi yaptığından ekmeğin Mısır’dan Yunanistan’a geçtiği ve buradan Avrupa’ya yayıldığına inanılıyormuş.

Günümüzde de ekmek kutsaldır. Öyle kabul ederiz, yeminlerimizi ekmek çarpsın diye ederiz. Yerde ekmek kırıntısı görsek eğilip alır yüksekçe bir yere koyarız. Geçmişe göre yiyecekler ne kadar çeşitlenirse çeşitlensin, miktarı ne kadar artarsa artsın, özünde hâlâ ekmek parası için çalışırız. Ekmek aslanın ağzında, ekmeğini taştan çıkarmak, bir fırın ekmek yemek… gibi deyimler de binlerce yıllık geçmiş tarihimizden geliyor sanırım.

Bugün bende evde yapabileceğimiz aslında ekmek değil çörek olan ama ekmeğin akrabası olduğundan aynı grupta yer aldığını düşündüğüm bir tarif vermek istiyorum. Hem kahvaltılarda hem de öğleden sonrası çay eşliğinde servis yapabileceğiniz bir lezzet. İçindeki maddeleri arzuya göre artırılıp eksiltilebilirsiniz.

 

Malzemeler:

Hamuru İçin;

5 su bardağı un

1,5 tatlı kaşığı tuz

1 paket kuru maya

1 tatlı kaşığı toz şeker

2,5 su bardağı ılık su

İç Malzeme;

1,5 su bardağı ceviz (irice parçalanmış)

100-200 gr. Kadar peynir

1 adet kuru soğan ( arzuya göre, olmasa da olur)

2-3 kaşık tereyağı

 

Yapılışı:

 Hamur yoğurma kabına unu eleyerek alın. Ortasını çukurlaştırıp tuzu, mayayı, toz şekeri koyup ılık suyu ekleyerek yoğurun. Elinize yapışan hamuru şekle sokabilmek için avucunuza sıvı yağ dökün ve hamuru tekrar yoğurun. Üzerini kapatarak yarım saat ya da kırk beş dakika kadar mayalanması için bırakın.

Bu arada iç malzemeyi hazırlayın. Önce kuru soğanı soyup küp küp doğrayarak iki-üç kaşık tereyağı ile pişirerek pembeleştirin. Ocağı kapatıp soğutun. Peyniri çatalla ezin ve cevizle birlikte soğana ekleyin. Eğer soğan kullanmayacaksanız peynirin içine iki kaşık kadar yağ ekleyin.

Kabaran hamuru üç bezeye ayırarak unladığınız tezgâhın üzerinde yaklaşık yarım cm. kalınlığında olacak şekilde açın ve soğanlı peynirli karışımın üçte birini hamurun her tarafına gelecek şekilde yayın. Bir tarafından tutarak rulo yapın. 3-4 cm eninde olabilecek şekilde bıçakla kesin. Eni yaklaşık 30 cm olan bir tepsiyi yağlayın. Kestiğiniz hamurların kesik tarafları üste ve alta gelecek şekilde tepsiye aralarında fazla boşluk bırakmadan yan yana dizin. 15-20 dakika da tepside bekletin. 200 dereceye ayarladığınız fırında 40-45 dakika üzeri kızarına kadar pişirin.

Afiyet olsun.

YORUMLAR Üye Girişi

Bu Yazıya Yorum Yapılmadı. İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz? 
Lütfen Resimdeki kodu yazınız
 

Kocaeli Haberci Tavsiye Formu

Bu Yazıyı Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız

Yazarın Diğer Yazıları

Farkındalık Yaratan Yöneticiler!19 Nisan 2024 Saat: 09:58
Bayram tatilini Gaziantep'te geçirdim.
Mutluluk!.5 Nisan 2024 Saat: 10:10
Mutluluk!.
31 Mart Olayı!1 Nisan 2024 Saat: 17:23
İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin baskısıyla 2.Abdülhamit Döneminde ilan edilen 2. Meşrutiyet
Çevre Katliamı!15 Mart 2024 Saat: 11:10
11 Mart'ta çıkarılan Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile 14 ilde hidroelektrik ve rüzgar enerji santralleri için acele kamulaştırma kararı verilmişti.
8 Mart, Dünya Kadınlar Günü!.9 Mart 2024 Saat: 11:11
8 Mart 1857 yılında, ABD'nin New York kentinde, bir tekstil fabrikasında yaklaşık
40 bin kadın işçi, daha iyi koşullarda çalışmak için greve başladılar
Tüm Yazıları
DepolamaTaşıma iletme sistemiMerdiven Tırmanma CihazıEngelli merdiven tırmanıcıUluslararası evden eve nakliyatAdaklıklazer epilasyonAnkara evden eve nakliyat