Bulgur Pilavı

Aynı dönemde dünyanın üç ya da dört yerinde, yani Orta Doğu, Çin, Orta Amerika ve Batı Afrika’da yaşayan avcı-toplayıcı topluluklarının tarımla ilgilenmeye başladığı görüşünü savunuyorlar.

            İnsanların giderek kalabalıklaşması avcılıktan başka besin maddeleri arayışına girmelerine sebep olmuş. İlk önce yakın çevrelerindeki yabani bitkileri ayıklayarak yenilebilir olanları korumaya başlayarak tarımcılığa doğru ilk adımı atmışlar. Tarımın giderek yaygınlaşması ise avcı ve toplayıcı olan toplulukların giderek tarımı benimsemeleri ile yerleşik düzene geçmelerini sağlamış.

            İnsanlar tarımın ilk dönemlerinden beri en fazla tahıl ekmişler. Buğday, pirinç, mısır, arpa ve darı dünya da temel gıda ürünlerinin yarıdan fazlasını karşılar olmuş tarihler boyunca.

            İlk tarım dönemlerinde yetiştirilen buğday saplarının çok uzun olması ve olgunlaşan tanelerinin çabuk dökülmesi yüzünden atalarımız taneleri çabuk dökülmeyen bitki arayışına girmişler. Çok uzun süren aramalar sonucu kısa saplı ve başakları çok sert buğdaya benzer bir bitki bulmuşlar. Tanelerinin çok verimli olmadığını görüp, bu iki buğdayı aşılama biçimiyle harmanlamışlar ve kısa boylu, başakları sert, kolay dökülmeyen buğday ırkını elde etmişler.

            Bulgurun keşfi ise yaklaşık M.Ö.2000 li yıllarda olmuş. Arapça burğul kelimesinden geçmiş olan bulgur, yine eski Yunanca’ da vurma, çarpma, dövme anlamına gelen plege kelimesinden türettikleri plegouri diye adlandırılmış.

            Bulgur, buğdayın temizlenip kaynatılması, kurutulup kabuğunun soyulması ve değirmenlerde dövülmesi ile elde edilir.

Bugün bulgur pilavını anlatırken faydalarına da değinmek istedim.

Bulgurun kandaki yağları düşürücü etkisi varmış. Beslenme uzmanı olmadığımdan, araştırıp çeşitli kaynaklardan edindiğim bilgileri paylaşıyorum. Karıştırdığım kaynaklarda, bulgurun  Karbonhidrat değeri oldukça düşük buna rağmen protein değeri daha fazla olan bir besin maddesi olduğunu söylüyor.. Ayrıca içerisinde bulunan B1 vitaminleri sayesinde sinir ve sindirim sistemine olan faydaları oldukça önemli bir yer tutuyormuş. Yine içindeki folik asit maddesi nedeni ile özellikle bebeklere ve hamile kadınlara tavsiye edilen bir besin olduğu söyleniyor.. Hiç kolesterol içermeyen, kabızlığı engelleyerek bağırsak kanserini önleyen, bakliyatlarla karıştırıp pişirilince ise daha da besleyici oluyormuş. Şimdi ben de besin değerini artırarak yaptığım bu tarifi paylaşayım.

Malzemeler:

1,5 su bardağı bulgur

2,5 su bardağı kadar kaynamış su

1 adet kuşbaşı doğranmış tavukgöğsü

1 çay bardağı kadar haşlanmış yeşil mercimek

1 çay bardağı haşlanmış nohut

1 adet patates

2 adet kuru soğan                                                                                          

1 adet etli kırmızıbiber

1 adet yeşil sivri biber

1 çay kaşığı iri çekilmiş karabiber

1 çay kaşığı kırmızı pul biber

1 çay kaşığı zerdeçal

1,5–2 tatlı kaşığı kadar tuz

2–3 yemek kaşığı tereyağı

 Yapılışı:

Yayvan tencereye yağı koyun. Doğranıp yıkanmış tavuk etlerini suyunu çekip kızarana kadar harlı ateşte pişirin. Soğanı, biberleri, ayıklayıp istediğiniz şekilde doğrayıp tencereye ekleyin. Patatesi soyup ufak küpler halinde doğrayıp ekleyin,5 dakika kadar orta ateşte kapağı kapalı olarak su katmadan pişirin.

 Bulguru yıkayarak tencereye alın. Baharatları ve tuzu ekleyerek suyu ilave edin.

( Hangi yemeği yaparsam yapayım suyu malzemeyi hiç ölçmem aslında ama oğlum bu nasıl tarif, ölçü koy bunlara, bekârı var, yalnız yaşayanı var, yeni öğreneni var. Böyle olmaz dedi yıllar önce ve o günden beri neyi tarif edeceksem ölçmeye başladım.) Neyse;

Malzemeler kaynamaya başlayınca nohut ve mercimeği ekleyin. Ocağı orta ateşe konumuna getirerek 7-8 dakika suyunu çekene kadar pişirin. Ben yemeklerin tümünü diri severim. Görümcemler olsun eltim olsun çiğ bıraktığımı söylerler hatta. Mesela sebzeler hafif ateş görse bana yeter aslında. Bir zamanlar televizyon da mı duymuştum bilemiyorum, şöyle bir laf vardı. Yemeği öldürmeyin bayıltın. Ben bayıltanlardanım yani. O yüzden siz biraz daha pişirebilirsiniz. 10 dakika dinlendirerek servis yapın.

Afiyet olsun.

(Nohut ve mercimeği daha önceden haşlayıp derin dondurucuda saklıyorum. Ne zaman lazım olursa kullanmaya hazır olduğu için büyük kolaylık sağlıyor)