Zeytinoğlu, Avrupa Yeşil Mutabakatı (AYM) ile ilgili gelişmeler hakkında açıklamalarda bulundu
Zeytinoğlu, Avrupa Yeşil Mutabakatı hakkında açıklamalarda bulundu
Son günlerde Avrupa Yeşil Mutabakatı (AYM) ile ilgili gelişmeler hakkında, İktisadi Kalkınma Vakfı’nın da başkanlığını yürüten KSO Başkanı Ayhan Zeytinoğlu açıklamalarda bulundu. Başkan Zeytinoğlu şunları söyledi: “Avrupa Yeşil Mutabakatının önemli yasal temelleri 2020-24 döneminde atıldı. Enerji verimliliği, yenilenebilir enerjilere geçiş, yeşil taksonomi, vergilendirme, tarım, ulaştırma, biyoçeşitlilik gibi alanlarda mevzuat gözden geçirildi ve yenilendi. Türkiye gibi AB adayı olan bir ülke için de bu süreç çok önemliydi. Türkiye Yeşil Mutabakata uyum için 2053 karbon nötr hedefi, Yeşil Mutabakat Eylem Planı gibi kritik adımlar attı. Son olarak da İklim Kanunu kabul edildi. Bu Türkiye’nin iklim politikası için bir çerçeve oluşturuyor. Süreç içinde geliştirilebilir. Sera gazı azaltım hedefleri güçlendirilebilir. Kömürden çıkış için daha iddialı adımlar atılabilir. Peki bu süreçte AB neler yaptı diye sorduğumuzda karşımıza karmaşık bir tablo çıkıyor. İzlenimlerimi birkaç noktada özetleyeyim:
AYM Hedefleri Yolunda Gidiyor
Birincisi Avrupa Yeşil Mutabakatının bir süreç olduğunu hatırlamakta fayda var. 2030, 2040 ve 2050 hedefleri ile Avrupa’yı ilk iklim nötr kıta yapmayı hedefliyor. Bu hedef hala geçerli. Son olarak Avrupa Komisyonu 2040 hedeflerini de açıkladı. 1990’daki orana göre sera gazı salımlarını % 90 azaltma hedefi ortaya koyuldu. 2030 hedefi ise % 55 azaltım idi. Geçtiğimiz günlerde yayınlanan verilere göre AB bu hedefe ulaşmaya çok yaklaştı.
Yenilenebilir Enerjiye Teşviklerde Artiş Var
Avrupa Yeşil Mutabakatının önemli bir boyutunu fosil yakıtlardan çıkış ve yenilenebilir enerjiye geçiş hedefi oluşturuyor. Burada hala fosil enerji kullanımı yoğun olsa da önemli bir artış var. 2005’te AB ortalaması % 10,2’larda iken 2023’te % 24,5’a yükseldi. 2030 hedefi ise toplam enerji tüketiminin % 42,5’inin yenilenebilir kaynaklardan karşılanması. Toplam elektrik üretimine baktığımızda ise daha olumlu bir tablo karşımızda yer alıyor. Toplam elektrik gücünün % 45,3’ü yenilenebilir kaynaklardan elde ediliyor. Yenilenebilirde AB içinde lider ülkelere baktığımızda İsveç, Finlandiya, Danimarka, Letonya, Estonya ve Avusturya geliyor. AB Uygun Fiyatlı Enerji Eylem Planı ile bir yandan enerjide fosil yakıtlara olan bağımlılığı azaltmak isterken öbür yandan AB sanayinin rekabetçiliğini korumak için enerji verimliliği ve uygun fiyatla enerjiye erişimi artırmak istiyor.
SKDM’de geçiş dönemi bitmek üzere
Türkiye’nin AB’ye ihracatı açısından önem taşıyan Sınırda Karbon Düzenlemesine (SKDM) baktığımızda ise, artık geçiş döneminin sona ermekte olduğunu ve 1 Ocak 2026 itibarıyla mali boyutuyla da uygulamaya geçeceğini görüyoruz. AB dışından, SKDM kapsamındaki ürünleri (çimento, demir ve çelik, alüminyum, gübre, elektrik ve hidrojen) ithal edenler yetkili makamlara kaydolacak ve SKDM sertifikası alacaklar. Bu sertifikaların fiyatı AB Emisyon Ticaret Sistemindeki tahsisatların haftalık ortalama fiyatı üzerinden hesaplanacak. İthalatçılar her sene ithal ettikleri ürünlere içkin emisyonu deklare edecekler ve buna mukabil olan SKDM sertifikasını yetkili makamlara teslim edecekler. Bu şekilde karbon fiyatlandırması yapılmış olacak. Düşük karbonla üretim yapan kazanacak. Türkiye de İklim Kanunu ile kendi ETS’sini oluşturuyor. Sürecin bu aşamadan itibaren çok hızlanması gerekiyor. Eğer SKDM kapsamına giren ürünler için Türkiye’de karbon bedeli ödendiği kanıtlanabilirse o zaman bu oran SKDM bedelinden düşülebilecek.
50 tonun altindaki ithalat skdm kapsami dişinda birakiliyor
18 Haziranda 50 tonun altındaki ürünlerin AB’ye ithalatının SKDM kapsamı dışında bırakılması hususunda anlaşma sağlandı. Buna göre yılda 50 tonun altında ithalat yapanlar SKDM’den muaf tutulacak. Bu şekilde özellikle KOBİ’ler için idari yük azaltılmış olacak. Yine de SKDM ürünlerine içkin emisyonların % 99 oranında SKDM kapsamına alınabileceği görülüyor. Bunun yanında SKDM sürecindeki bürokratik yüklerin azaltılması için de sadeleşmeye gidiliyor.
SKDM önümüzdeki günlerde tekrar bir revizyondan geçecek
SKDM’nin yeniden gözden geçirilmesi kapsamında, kamuya açık bir danışma süreci başlatıldı. Bu süreç sonunda SKDM’nin diğer bazı ürünleri de kapsamına alacak şekilde genişletilmesi, SKDM ürünleri kullanan sektörlerde aşağı akış yönünde yeni ek ürünlerin dahil edilmesi, SKDM yükümlülüğünden kaçınmayı önlemek için ek önlemler alınması gibi konularda düzenleme yapılacak. Danışma sürecine SKDM sektörlerindeki şirket ve dernekler, STK’lar, akademik kuruluşlar, kamu otoriteleri ve sendikalar katılabilir. Süreç 26 Ağustosa kadar devam edecek.
Temiz sanayi mutabakati ile temiz teknoloji sektörleri öne çikiyor
AB’nin Temiz Sanayi Mutabakatı karbonsuzlaşmaya hizmet ederken, bir yandan da rekabet gücünü artırmayı hedefliyor. Temiz Ticaret ve Yatırım Ortaklıkları ile AB küresel ağlar oluşturmayı hedefliyor ki burada Türkiye’nin de yer alması için ısrarcı olmalıyız. Endüstriyel karbonsuzlaştırma hızlandırma yasası, kamu ve özel alımlarda sürdürülebilirlik, dayanıklılık ve “Avrupa'da üretilmiş” kriterlerini getirerek AB yapımı temiz ürünlere olan talebi artıracak. AB’nin kamu alımları yasal çerçevesi de 2026 yılında yenilenecek. Temiz Sanayi Mutabakatı ile AB yapımı temiz üretimi desteklemek için 100 milyar avronun üzerinde kaynak seferber edilecek.
Döngüsellik için atiklarin girdi olarak kullanimi ve kritik hammaddelerin geri kazanimi geliştiriliyor
AB bir döngüsel ekonomi yasası hazırlığı içinde ki bu yasanın 2026’da sunulması bekleniyor. Döngüsel ekonomiyi güçlendirecek olan bu yasaya hazırlık olarak atık sevkiyatlarının dijitalleştirilmesi ve kategorizasyonu çerçevesinde dijital atık sevkiyat sisteminin uygulamaya koyulması ve elektrik ve elektronik atıkların geri kazanımının iyileştirilmesi için de bir danışma süreci başlatıldı. Bu kapsamda döngüselliğin güçlendirilmesi, idari yükü azaltılması ve izlenebilirliğin geliştirilmesi amaçlanıyor. Dijital atık sevkiyat sistemi 21 Mayıs 2026’da yürürlüğe girecek ve en az bir AB üyesi devleti içeren sevkiyatlar için AB dışından ülkelere de açık olacak. Türkiye’nin AB’den plastik atık ithalatında önde gelen ülkelerden olduğu dikkate alındığında, özelikle yeşil atıkların sevkiyatı ve ekonomiye girdi olarak kazandırılması için atık sevkiyatının izlenmesi ve kontrol altına alınması büyük önem taşıyor.”