Cumhuriyet gazetesinin yazarı ve soruşturmacı gazetecilik denilince akla gelen isim olan Uğur Mumcu, tam 25 yıl önce Karlı Sokak’taki evinin önünde park halindeki arabasına yerleştirilen bombanın infilak etmesi sonucu yaşama veda etti. Saygı ve özlemle anıyorum.

 Mumcu, yaşamı boyunca devlet içindeki kirli yapılarla mücadele etti, kaleme aldığı her yazısında hakikatleri dile getirdi. Mumcu, demokrasi şehidi olarak tarihimizde yerini aldı. Gazetecilik hayatı boyunca Atatürk’ün “Tam Bağımsız Türkiye” ideali için mücadele veren Mumcu, ülkemizi hedef alan kirli oyunların üzerine korkusuzca gitti. Mumcu yılmadı. Mumcu hakikatlerden ayrılmadı. Fakat gerçekleri bir bir ortaya çıkaran Mumcu’nun yazdıklarından yeteri kadar ders alınmadığı için, Türkiye, karanlık yapıların hüküm sürdüğü bir ülke oldu. Mumcu’nun işaret ettiği emperyalizm ve emperyalizmin Türkiye’deki işbirlikçileri, Türk Silahlı Kuvvetleri’ni parçalayıp Atatürkçülere kumpas kurarken, yine Mumcu’nun işaret ettikleri 15 Temmuz’da kanlı bir işgal girişimi düzenledi. Gerçeklerin savunucusu Mumcu’yu bir kez daha anarken, tam 25 yıldır Uğur Mumcu’nun katillerini bulamamış olmanın ayıbını yaşadığımızı da ifade etmek istiyorum. Ne yazık ki Uğur Mumcu cinayeti, binlerce faili meçhul cinayetten biri olarak tarihte yerini aldı. Bu cinayetin üzeri örtüldü. Gazeteci-yazar ve hukukçu Uğur Mumcu’yu anarken, “Yeter artık” diyorum. “Katilleri bulun!”