Kocaeli Barosu tarafından düzenlenen YARGI BAĞIMSIZLIĞI, YARGI TARAFSIZLIĞI, SON DEĞİŞİKLİKLERLE HAKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU’ NUN  YAPILANMASI" konulu panele Kocaeli Baro Başkanı Av. Tamer Solakoğlu'nun giriş konuşması damgasını vurdu. Panel KOTO Konferans salonunda yoğun bir katılımla gerçekleştirildi. 

Kocaeli Baro Başkanı Av. Tamer Solakoğlu, "Baromuz tarafından düzenlenen " YARGI BAĞIMSIZLIĞI, YARGI TARAFSIZLIĞI, SON DEĞİŞİKLİKLERLE HAKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU’ NUN  YAPILANMASI" konulu panelimize hoş geldiniz. Sizleri Kocaeli Barosu Yönetim Kurulu adına, şahsım adına saygı ve sevgiyle selamlayacak panelimizi açıyorum. Hukuk devletinin temeli adalet ilkesine dayanır. Bu ilkenin yaşama geçirilmesi ise, sadece etkili, işlevsel ve hızlı işleyen bir adalet sisteminin kurulması ile mümkündür. Bu nitelikteki bir adalet sisteminin kurulması ve işleyebilmesi yargının bağımsız ve tarafsız olmasını gerektirir. Yargının bağımsız olması hak ve özgürlüklerin ana güvencesidir. Çünkü yargı bağımsızlığı, adil yargılanma hakkına hizmet eder. Bu nedenle bağımsızlık, yargıçlar için sağlanmış bir ayrıcalık değil, adaletin tarafsız biçimde sağlanması için bir güvencedir.

Ülkemizde anayasal düzlemde ilkesel olarak yargı bağımsızlığı kabul edilirken, dün ve bugün için yargının bağımsız ve tarafsız olduğunu söylemek mümkün değildir. Bu durum ülkemiz hakkındauluslararası kuruluşlar tarafından düzenlenen raporlarda da tespit edilmiştir.

Yargının bağımsız olmadığını gösteren olgulardan biri de, yargının kurucu unsuru olan savunma mesleğini icra eden avukatların savunma görevlerini engelleyen çeşitli uygulamaların artarak devam etmesi ve avukatların müvekkilleriyle özdeşleştirilerek çeşitli operasyonlarla gözaltına alınarak tutuklanmalarıdır. Bütün bunlar yargı bağımsızlığı konusunda yaşanan sıkıntıları açıkçaortaya koymaktadır.

Yargı bağımsızlığı konusunda yaşadığımız sıkıntılar devam ederken, 17 Aralık 2013 tarihinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan “Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonu” sonrasında yaşananlar ne yazık ki, siyasi iktidar ve yargı erki arasında güç savaşına dönüşmüştür.

Yaşanan savaşta, siyasi iktidar tarafından Anayasa' nın 138. maddesi anlamında yargıya açık müdahale olarak kabul edilebilecek söylem ve eylemler geliştirilmiştir. Siyasi iktidarın son hamlesiise HSYK Kanunu’ nun değiştirilmesi olmuştur.

Belirtmek isterim ki, 2010 Anayasa değişikliği sonrasında oluşturulan HSYK  yapısının demokratik ve çoğulcu bir hale gelmesi beklentisi boşa çıkmıştır. Bu sebeple HSYK’ nın yapısı sorunludur. Ancak siyasi iktidar HSYK yapısının ve işleyişinin başlangıcı olan 2010 Anayasa değişikliğinden bugüne kadar geçen süreçte HSYK ile ilgili hiçbir şikayeti ve yakınması yokken ve hatta bu sistemi şiddetle överken, yapılan yolsuzluk ve rüşvet operasyonundan sonra alelacele adli kolluk yönetmeliğinden başlamak üzere yargıya müdahale girişimi ile yargı sistemimizi siyasi erkin emir ve komutasına sokacak yasal düzenlemeler yapılmıştır. Bu çerçevede HSYK Kanunu’ nda yapılandeğişikliklere çarpıcı örnekler verecek olursak;

Değerli konuklar, bu örneklerdeki  düzenlemelerde yetkinin Adalet Bakanlığı' naverildiğine dikkatinizi çekmek isterim.

Bütün bu değişiklikler Anayasa' ya aykırıdır ve yargıya açık müdahaledir. Yapılan değişiklikler ile yargı bağımsızlığı ortadan kaldırılmakta, adeta hukuk devleti yok edilmek istenilmektedir.

Değerli Konuklar,

Siyasi iktidarın yanlışı yanlışla düzeltmek isteği doğru değildir. Oysa ki, bugün yapılması gereken HSYK’ nın yürütme erkinden bağımsızlığını güvence altına alacak, yargı bağımsızlığını ve tarafsızlığını her türlü olumsuzluktan uzak tutacak şekilde oluşturulacak ve Adalet Bakanlığı’ nınsistem içindeki etki ve işlevini kaldıracak evrensel kriterlere uygun değişiklikleri yapmaktır.

Bugün yaşadığımız bağımsız ve tarafsız yargı sorununun tepesinde HSYK’ yı geçmiş tüm dönemlerde çağdaş, demokratik hukuk devletine yakışır bir şekilde oluşturamamak dışında,hakimlik ve savcılık mesleğine başlama, hakimlik ve savcılık sınavlarının yapılış şekli, hakim ve savcı olacak kişilerin seçimi hususunda da siyasi erkin etkisinin olmadığı bir sistem kuramamış olmamız yer almaktadır. Bu sebeple öncelikle hakimlik ve savcılık mesleğine kabulden itibaren sistemi tarafsız, çağdaş, demokratik hukuk devleti anlayışına uygun hale getirecek köklü değişikliklere ihtiyaç bulunmaktadır. Hukuk camiasında "Hakimler sadece kararlarıyla konuşurlar" şeklinde bir deyiş vardır. Bugün aramızda bu deyişin dışına çıkarak yargı bağımsızlığı, tarafsızlığı konusunda söyleyecek sözleri olan yargı örgütlerinin değerli temsilcileri bulunmaktalar.

Öncelikle panelimize konuşmacı olarak katılan ;

Yarsav Başkanı Sayın Murat ARSLAN' a

Demokrat Yargı Derneği Eşbaşkanı Sayın Orhan Gazi ERTEKİN' e

Yargıçlar Sendikası İstanbul Temsilcisi Sayın Nuh Hüseyin KÖSE' ye teşekkür ediyor şükranlarımı sunuyorum.

Yine panelimize katılan değerli hocamız;

Galatasaray Üniversitesi Öğretim Üyesi Sayın Yrd. Doç. Dr. Burak ÇELİK' e teşekkür ediyor,şükranlarımı sunuyorum.

Panelimizin yöneticisi Sakarya Barosu Başkanı Sayın Av. Recep HACIEYÜPOĞLU' na ve panelimize katılan siz değerli konuklarımıza teşekkür ediyorum.

Panelimizin yargımıza, adalet sistemimize yararlar getirmesini dileyerek saygılar sunuyorum" şeklinde konuşarak panelin asıl konuşmacıları olan konuklara söz hakkını verdi.      

Paneli yöneten Ve Sakarya barosu başkanı Av. Recep Hacıeyüpoğlu moderatörlüğünde konuk konuşmacılar tek tek söz aldılar ve panel yoğun bir izleyici eşliğinde panel saat 15.30 kadar bir kez ara verilerek üç saat sürdü.