Turan Kayıkçı
Turan Kayıkçı

Ülkemizde eğitimin hali pürmelali

9 Eylül 2024 Pazartesi günü ülkemizde anaokulu, ilkokul, ortaokul ve lise düzeyindeki okullar 2024-2025 Eğitim ve Öğretim yılına başladı.

20 Eylül 2024 Saat: 13:11
YORUM YAPTavsiye EtYazdır

Bu yazı 0 kez okunmuştur

Eğitimin sorunları dünde vardı, bugünde var yarında olmaya devam edecek. Önemli olan ülke yönetiminde bulunanların eğitime nasıl ve hangi yöntemle hal çaresi bulmalarıdır. Muradım ülkemizdeki eğitimi tarihsel boyutlarıyla sıralayıp okuyucuyu kavram kargaşası ile yormak değil. Kısaca 2024-2025 Eğitim Öğretim yılında yaklaşık 20 milyon civarında anasınıfı, ilkokul, ortaokul ve liseye devam edecek öğrenci bulunmaktadır. Eğitimin sosyolojik, ekonomik ve demografik boyutuna girecek de değilim.  39 yıllık mesleki hayatımın 24 yılı öğretmenlik 15 yılı eğitim yöneticiliği ile geçti. Açıkçası eğitimin her kademesinde görev yapmış birisi olarak ülkemizdeki yanlış uygulamalar beni derinden üzüyor. Özellikle son onbeş yirmi yıldaki Milli Eğitim Bakanlığının uygulamalarına şaşıp kalıyorum. Örneğin: Eğitimin olmaza olmazı denetimin ortadan kaldırılması. 14.03.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6528 sayılı kanunla Milli Eğitim Bakanlığı kurumlarda rehberlik, denetim, inceleme ve soruşturma görevi yürüten müfettişlerin sınıf/ders denetimi kaldırıldı. Bu kanunla eğitimde kontrol başka güçlerin eline geçmiş oldu. Milli Eğitim Bakanı meclise hitaben yapmış olduğu konuşmada “ Sizlerin tarikat dediğiniz, bizlerin STK dediğimiz kuruluşlarla işbirliği ve protokol  yapmaya devam edeceğiz.” Bakan dürüst davranmış içinden geçenleri açıkça belirtmiştir. Devlet halk egemenliğini başka güçlerle paylaşırsa, ülkenin yazgısıyla oynar. Çünkü kontrolsüz güç güç değildir.  3 Mart 1924 yılında çıkarılan Tevhdi-i  Tedrisat (Öğretim Birliği) Kanunu bakanın bu konuşmasıyla rafa kalkmış oldu. Bu kanunla medreseler tekkeler kapatılarak tüm okullar Milli Eğitim Bakanlığına bağlanmıştı. Öğretim Birliği Kanunun dayandığı ilke laiklik olmuştur. Laik eğitimin olmadığı yerde bilimden, çağdaşlıktan, eleştiriden, sorgulamadan, haktan, hukuktan söz edemezsiniz. Nitekim ülkemizde eğitim her kademede ne yazık ki gerilemiş durumda. Bilimden, laiklikten, sorgulamadan, eleştiriden uzaklaşan eğitim anlayışı ülkedeki kalkınmayı, hukuku ve adaleti de yakından etkilemektedir. Fen Liseleri, sosyal bilimler liseleri değil de sadece imam hatip liseleri açarsanız, tek kutuplu bir eğitim anlayışı yaratırsınız.  Birde eğitim yöneticilerini, milli eğitim müdürlerini imam hatip kökenli olanlardan atarsanız varın gerisini siz düşünün. KPSS sınavına girip yüksek puan alan öğretmenleri sizden değil diye görev vermezseniz hak yemiş olursunuz. Ne yazık ki ülkede yaşanılan gerçek bunlar. Birkaç yılda bir değişen yönetici atama yönetmeliği, yeni atanacak öğretmenlere uygulanan mülakat. Bu yıldan itibaren KPSS sınavında başarılı olan öğretmen adaylarını Milli Eğitim Akademisinde iki eğitimden sonra tekrar sınava tabi tutulması. Bu ülke öğretmen olmak doktor olmakta da ne zor bir şeymiş. Çocukların yarı ömrü ders ve sınavlarla geçecek. Her yıl bir atama, modeliyle ülkenin yazgısıyla oynamış olursunuz. Öğretmen atama politikası siyasi düşünceyle yapılırsa; gerçek bir öğretmen atama politikanız olmaz. 2024-2025 öğretim yılından itibaren “Türkiye Yüzyıl Maarif Modeli” Okulöncesi, İlkokul 1.Sınıf, Ortaokul 5.Sınıf, Ortaöğretim Hazırlık ve sınıflarda başlamak üzere kademeli şekilde uygulanacak. Eski modelin yerine yenisini koyuyorsanız, bilimsel eğitimi temel almalısınız. Yani sorgulamayı, eleştiriyi, araştırmayı, incelemeyi, yaparak yaşamayı temel almalısınız. Ne yazık ki getirilen yeni  modelde bunları göremiyorsunuz. Üniversitelerle, eğitim sendikaları ve eğitimcilerle ortaklaşa hazırlanmayan bir model başarıya ulaşamaz. Eğitimin geldiği boyutlar içler acısı bir durumda. Bu cendereden kurtulmanın tek yolu doğru bir siyasi önderliktir.

Laik, bilimsel, Cumhuriyet kazanımlarına ve Atatürk Devrimlerini sahiplenen bir muhalefet partisinin ülkeyi düzlüğe çıkarmasıdır. Atamalarda adam kayırmayan, sınav sonuçlarına saygı duyan, ayrım yapmayan hak ve hukuka uyan bir siyasi iktidar her zamankinden daha gerekli olduğu açıktır.

  Ülkemizdeki eğitimin geldiği hal içler acısı bir durumdadır. Yönetici olduğum dönemden bir örnekle açıklarsam daha iyi anlaşılır diye düşünüyorum. Hükümet ilkokul, ortaokul ve liselerin tüm kitaplarını ücretsiz olarak veriyordu ve hala vermeye devam ediyor. Öğretim yılı sonunda kitapların çoğu ambalajı açılmadan geri dönüşüm kutusuna gidiyordu. Hangi yönden bakarsanız zarar. Birincisi ulusal servete zarar. İkincisi kitapların sonraki kullanılmaması yeni kitapların tekrar basılarak okullara dağıtılması. Devlet parsıyla okumuş birisi olarak bu kitapların çöpe gitmesine içim yanmıştır. Bizim dönemimizde küçük sınıflar bir önceki sınıfta okunan kitapları okurlardı. Bu durum biteviye devam ederdi. Eğitimde o kadar yanlış var ki sayfalar dolusu yazmak ne ki ; Kitaplar dolusu yazsam yine kafi gelmez.

  Milli Eğitim Bakanlığı özel okullarda okuyan öğrencilere teşvik ödemesi dahi yaptı. 1923 yılında bakanlık öğrenci başı 18 bin tl teşvik ödedi. Peki ya yoksul halk çocuklarına ne yaptı derseniz hiçbir şey yapmadı. Dünyada tek özel okulu olmayan ülke Filanıyladır. “Beyaz Zambaklar Ülkesinde” adlı kitabın her eğitimci ve aydın tarafından okunmasının öneririm. Bir ülkenin eğitimle nasıl kalkınacağını tüm çıplaklığıyla ortaya koyan bir yapıttır.

         Eğitimle ilgili bilim insanları ve düşünürler ne güzel sölemişler:

  •  Eğitim, gerçeklerin öğretilmesi değildir. Düşünmek için aklın eğitilmesidir. - Albert Einstein
  • Eğitimin temel amacı, çocukları kendi yeteneklerinin bilincine vardırmaktır. -          Erich Fromm
  • Eğitim, yoksuIIar için bir sermaye, zenginler için de bir faizdir. -Heinrich Mann
  •   Bir yıl sonrasıysa düşündüğün, tohum ek. Ağaç dik on yıI sonrasıysa tasarladığın. Ama düşünüyorsan yüz yıl ötesini, halkı eğit o zaman… Bir kez tohum ekersen, bir kez ürün alırsın, Bir kez ağaç dikersen, on kez ürün alırsın, Yüz kez olur bu ürün, eğitirsen toplumu. Birisine bir balık versen, doyar bir defa; Balık tutmayı öğret, doysun ömür boyunca. -Kuan Tzu
  •  En çok hürriyet nerede ise en çok eğitim oradadır. -M.Audemars
 

Kocaeli Haberci Tavsiye Formu

Bu Yazıyı Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız

Yazarın Diğer Yazıları

Acı Utandı4 Eylül 2024 Saat: 21:20
Çok düşündüm. Bu yazının başlığını ne koymalıyım diye, acının dahi utandığı coğrafya olan Filistin’de “Acı Utandı” daha uydun geldi bana.
2023 seçimlerini belirleyen yazgı13 Nisan 2023 Saat: 22:20
2023 Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimleri 14 Mayıs 2023 Pazar günü ülke genelinde ve dış temsilciliklerinde yapılacak.
Kuruluşunun 174. Yıldönümünde Öğretmen Okulları (16 Mart)16 Mart 2023 Saat: 19:05
Türkiye’de öğretmen yetiştirme alanında önemli ve kalıcı bir yeri olan öğretmen okullarının kuruluşunun 175. yılını kutluyoruz.
Sanat Neden Gereklidir.8 Mart 2023 Saat: 09:54
Sanat: Bir duygu, tasarı, güzellik vb. anlatımda kullanılan yöntemlerin tamamı veya
bu anlatım sonucu ortaya çıkan üstün yaratıcılık.
Ulusça Öldük Enkaz Altında19 Şubat 2023 Saat: 21:37
Yıllardır yer bilimciler, jeoloji uzmanları deprem ülkesi olan yurdumuzda büyük depremlerle karşılaşacağımızı avazları çıktığı kadar bağırdılar.
Tüm Yazıları
DepolamaTaşıma iletme sistemiMerdiven Tırmanma CihazıEngelli merdiven tırmanıcıUluslararası evden eve nakliyatAdaklıklazer epilasyonAnkara evden eve nakliyat