Özdilek

Kültür/Sanat

Tülay Filiz'le Gökyüzünde Bir Şölen

1 Ocak 1970 Saat: 02:33

Yıldızlar, uzanıp elle tutacak kadar yakındılar ve öylesine çoktular ki… Şehir ışıklarından
uzakta olabildiğim karanlık gecelerde seyretmekten büyük zevk aldığım Orion takım yıldızı,
adeta gözle izlenebilir bir hızla yer değiştiriyordu. Üzerimdeki gökyüzü, içinde büyüklü
küçüklü birçok ışığın kıpır kıpır oynadığı küçük bir kubbeyi andırıyordu… Norveç’in
kuzeyinde, kutup dairesi içinde kalan Tromso’dan 1,5 saat uzaklıktaki bir tepede gökyüzü bir
şölendi o gece. Bizi bırakan aracın sesi ve ışıkları da yok olduktan sonra o ıssız, sessiz tepede
sadece 3 kişiydik. Çevremizi aydınlatan yalnızca yıldızların ışığı, duyduğumuz tek ses ise
uzaklardan gelen bir ırmağın sakin akan suyunun yankılarıydı.

 

Oslo’dan 2 saatlik uçak yolculuğu ile ulaştığımız Tromso’dan tekrar 1,5 saatlik araba
yolculuğu ile geldiğimiz bu tepede bulunma amacımız kuzey ışıklarını görebilmekti.

Bir ömür boyu bu özlemi duymuş arkadaşım Afitap ile çıktığımız yolculukta, ulaştığımız
bu tepede yapabileceğimiz tek şey umutla beklemek olacaktı. Kasım ile Şubat arasında
görülebilen bu ışıklarla ilgili yaptığım araştırmalar sonucu Tromso’nun en uygun yerlerden
biri olduğunu görmüştüm. Ancak, daha pasaport kontrolunda umut kırıcı yorumlar almaya
başlamıştık. Norveç’e geliş nedenimizi soran polise verdiğim “Kuzey ışıklarını görebilmek”
yanıtına “Çok erken gelmişsiniz, Ocak ayı en uygun zamandır” yanıtını almıştım. Oslo’da
hatta Tromso’da konuştuğumuz kişiler de, kuzey ışıklarını görebilmenin kısa süreli bir
konaklama döneminde çok zor olacağını söylüyorlardı.

 

Kasım – Şubat arası uygun bir dönem olsa bile, ne kar ne yağmur olmaması, havanın bulutlu
bile olmaması gerekiyordu. Oysa Tromso’ya geldiğimiz 2 Kasım gününden bir gün önce,
kuzey kutup dairesi içindeki bu küçük kentte, korkunç bir fırtına yaşamışlardı. O nedenle de,
bir kaç gün içinde kuzey ışıklarının görülebilmesi konusunda çok umutsuz konuşuyorlardı.

Bizim programımızda 4 Kasım gecesi “kuzey ışıkları safarisi”ne ayrılmıştı. Tromso’daki
otelimize vardığımızda ise bizi bir sürpriz bekliyordu. Bu 2 kişilik özel turumuzu hazırlayan
acenta, köpeklerin çektiği kızaklarla yapacağımız gezi için yeterli yumuşak kar olmadığından

ve 4 kasım günü kar yağışı beklendiğinden, kızakla geziyi 4’üne almış, kuzey ışıklarını
görebilmek amacıyla götürüleceğimiz Camp Tamok turunu ise ayın 3’üne programlamıştı.
Kuzey ışıklarını görebilmek, hiç bir programa uymayacağı, tamamen doğanın kontrolunda
bir olay olduğu için, “hiç olmazsa yolcularımızın kızak gezintisini garantiye alalım” diye
düşünmüşlerdi sanırım.
İşte, o yıldızlarla kaplı gök altında, eksi 15 derecede, hayalimizin gerçekleşmesini
beklediğimiz gece, bu geceydi.

Yıldızların bu kadar yakın, bu kadar parlak olmasının verdiği ilk şaşkınlığı atıp girdiğimiz
Sami çadırında, rehberimizin, ahşap masalardaki mumları ve ortadaki ocağı yakmış olduğunu
gördük. Girdiğimiz çadır Lavvu diye adlandırılıyor. Lavvu’lar, Avrupa’nın en eski yerlileri
olan ve günümüzde Kuzey İskandinavya’da yaşayan Sami ırkının evleri.

Çadırın içi, mumların ve alevlerin ışığı ile ısınıvermişti. Geyik postları ile kaplı taburelerde,
ateşin kenarına oturup 30 yıldır bu dağlarda yaşamakta olan rehberimiz Roy’u dinlemeye
başladık. İnanılmaz bir doğa hayranı olan Roy, kış aylarında Camp Tamok’a gelen turistlere
hizmet vermenin yanısıra; boş zamanlarında ırmakta balık tutuyor, yabani meyva toplayarak
kente gönderiyordu. Yaz aylarında ise, bazı yazlar toplam 1000 km’yi bulan trekking turları
yönetiyordu. “Ben çok şanslı bir insanım, Tanrı’nın bana bahşettiği bu yaşam tarzı için her an
şükrediyorum” sözlerini imrenerek dinledik.

 

Roy bize kahve yapmak istediğini, eğer korkmazsak bizi kısa bir süre yalnız bırakıp yakındaki
kaynaktan su almaya gideceğini söyledi….Oysa biraz önce, içinde bulunduğumuz Sami
çadırının civarına çok miktarda kutup tilkisinin geldiğini, hatta 20 gün önce kahverengi
bir ayı gördüklerini söylemişti. “Kahve içmesek de olur galiba!!” sözleri, onu gitmekten
alıkoydu. Odun almak amacıyla çıkıp tekrar çadıra geldiğinde ise…”Kuzey ışıkları başladı”
sözcüklerini duyduk. Anlatamayacağım bir heyecan ve coşku içinde dışarı fırladık. Daha önce
bize “Eğer kuzey ışıkları oluşursa şu yönden görülürler” diye gösterdiği tepenin ardı yemyeşil
bir ışıkla aydınlanmıştı. Sanki tepenin arkasından bir kentin ışıkları yansıyordu.

Bu ışık bir süre sonra gökyüzünde bir kavis oluşturdu ve kuzey ışıklarının dansı başladı.
Şekilden şekile giriyor, kalp atışı ritmi ile ama çok sakin ve uzun aralıklı olarak, hafifliyor ve
tekrar yoğunlaşıyordu.
Hafiflediği zaman sanki geriye çekiliyor, güçlendiğinde ise nefis şekiller oluşturuyor
ve çok yoğun bir yeşil ışık ortalığı aydınlatyordu. En ilginç olanı ise bu çok güçlü yeşil
ışık yıldızların görünmesini engellemiyordu. Gökyüzü inanılmaz bir şölendi… Evrenin
güzelliğini, gücünü büyük bir hayranlık ve şaşkınlıkla izliyorduk…

Kuzey ışıklarının çok özel bir ayarla fotoğraflanabileceğini söyleyen Roy’a kameramı teslim
edip, ilgimi sadece bu olağanüstü gösteriyi izlemeye yönelttim. Bir süre sonra –sanırım
ışıkları ilk görmemizin üzerinden 1 saat geçmişti – çok daha farklı görüntüler de oluşmaya
başladı. Işıklar bir perde gibi, aşağıdan yukarıya doğru yayılmaya başladı. Yine hafifliyor,
yoğunlaşıyor ve gökyüzünün çeşitli kısımlarında ortaya çıkıyordu. Bu perde görüntüsü bir
süre sonra öylesine genişledi ki hem çevremizin hem de başımızı kaldırdıp baktığımızda
üstümüzün tamamiyle yeşil bir perde ile kaplanmış olduğumuzu gördük.

Kuzey ışıkları ile ilgili okuduğum yazılarda, genellikle yeşil olduklarını ender olarak da
eflatun, sarı ve mavi gibi renklerin oluşabildiğini okumuştum. Bizi sarıp sarmalayan bu yeşil
perdede bir süre sonra renkler oluşmaya başladı; eflatunlar, açık maviler ve sarılar… Bizdeki
sevinç, heyecan, şaşkınlık hangi noktaya gelmişti tahmin edebilirsiniz. Bu güzellik yok
olmaya başladığı anla ilgili olarak belleğimde kalan; gökyüzünü boydan boya kaplayan, renkli
piyano tuşları gibi bir görüntü ve adeta soldan sağa bu tuşlara basan bir sanatçının parmakları
ile oluşan hareket idi.

Bu görüntü, 30 yılını oralarda geçirmiş, kimbilir kaç kez kuzey ışıklarını izlemiş olan Roy’u
bile heyecanlandırdı. Koşup çadırdan kendi kamerasını ve ikinci bir ayak getirdi. “Bu
gece kuzey ışıkları çok güzel, ben de kendi makinamla fotoğraflayayım” dedi. Hatta bir
süre sonra kar motorsikleti ile yanımıza gelen bir arkadaşı da aynı derecece etkilenip, 10
dakika mesafede olduğunu söylediği kulübesine fotoğraf makinasını almaya gitti. Ancak,
o döndüğünde bu inanılmaz görüntü artık yoktu ve bir kaç dakika sonra da, kuzey ışıkları
tamamen yok oldu.

Rehberimiz Roy, tepeye geldiğimizde, eğer çıkacak olursa, kuzey ışıklarının 21:00 ile 23:00
arasında görülmesinin olası olduğunu söylemişti. Bizim o tepede kalış süremiz ise 19:00 –

22:00 arasındaydı saat 10’da aracımız bizi almaya gelecekti.Ve inanır mısınız kuzey ışıkları
o gece 19:30’da görülmeye başladı ve 21:30’da da yok oldu. Bunun, gerçekten, evrenin bize
bir armağanı olduğunu düşünüyorum. Saat 10’da gelip bizi alan minibüs ile Tromso’ya doğru
yola çıktığımızda ise bir süre sonra şoförümüzün “Bakın o ışıklar yine üstümüzde” dediğini
duyduk. Aracın ön camından izlediğimiz yumuşak tonlarda yeşil bir kavis bizi kente kadar
uğurladı adeta.

Uzakta Tromso’nun ışıkları göründüğünde ise, yanımdaki buz tutmuş camda bir yeşillik fark
ettim. Camı eldivenlerimle silmeye çalışıp, buzların görüşümü engellemesini olabildiğince
azalttığımda ise, kuzey ışıklarının en güzel görüntülerinden biri olan – bir bacadan çıkan
dumanı andıran – o görüntünün tekrar oluştuğunu gördüm ve bir süre sonra gökyüzü her
geceki renklerine büründü; siyah ve üzerinde yıldızlar. Kuzey ışıklarının vedası böyle oldu…
Sanki ona duyduğumuz sevgiye bir yanıt vermişti…

YORUMLAR Üye Girişi

Bu Habere Yorum Yapılmadı. İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz? 
Lütfen Resimdeki kodu yazınız
 

Kocaeli Haberci Tavsiye Formu

Bu Haberi Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız
DepolamaTaşıma iletme sistemiMerdiven Tırmanma CihazıEngelli merdiven tırmanıcıUluslararası evden eve nakliyatAdaklıklazer epilasyonAnkara evden eve nakliyat