Hizmet-iş sendikası ile Yerelsen arasında 26.08.2013 tarihinde görüşmelerine başlanan Kocaeli BŞB ve İSU toplu iş sözleşmesi görüşmeleri anlaşma ile sonuçlanmış ve bugün itibariyle imza altına alınmıştır. Yaklaşık 2.500 kişiyi ilgilendiren toplu iş sözleşmesi üç yıllık bağışlanmış olup, 01.01.2012 ile 31.12.2014 tarihlerini kapsamaktadır. KBB ve İSU ile hizmet-iş'e bağlı çalışanların elde edeceği 1.nci yıl % 10, 2.nci yıl % 9 ve 3.nc yıl enflasyon + 1 puan olarak rakamlardır. Sosyal yardımlara da aynı oranda zam yapılmıştır. 

KBB ve İSU ile. Hizmet-iş arasında bağışlanın Toplu- iş sözleşmesine göre, 61 asıl madde, 2 geçici madde ile EK-1 kişisel koruyucu donanım malzemesi listesi, EK-2 disiplin ceza cetvelinden ibaret olup, taraflarda 28.11.2013 tarihinde Antikkapi restoran'da düzenlenen bir imza töreni ile bağıtlandı. 

İşveren adına, Başkan İbrahim Karaosmanoğlu, GenelSekreter Ersin Yazıcı, Dr. Mustafa Çöpoğlu, İSU genel müdürü İlhan Bayram, Yerelsen genel sekreteri Av. Mümtaz Uzun, Osman Ayvazoglu, Hasan Fitoz, Yahya Bilgin, Bayram Bayram, Serpil Korkmaz, Hasan Teknik, Yavuz Altınışık imza atarken, 
Hizmet-İş Sendikası adına genel başkan Mahmut Arslan, genel mali sekreter Fahrettin Kütükçü, Şube başkanı Idris Ersoy, yönetim kurulu üyeleri Tuğrul Çağdaş, Muharrem Subaşı ve İbrahim Çınar bağıta imza koydular. 

Sağ görüştten sol söylemler
Idris Ersoy, "Maalesef Belediye -iş sendika görüşmelerini bir yıl iki ay gecikmeli olarak başlattık. Genel başkanım v KBB başkanım kısa bir süre önce bir araya gelerek mutabakat sağladılar ve sözleşme bugün imzalanıyor. Asfaltta köprü de ve arıtma dahil heryerde arkadaşlarımız çalışıyorlar. Bu aldığımız ücretler kendilerine analarının ak sütü gibi helal olsun. İşçu kardeşlerim medeniyet inşa ediyorlar. Emeği geçen herkese sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum" dedi. 
Arslan, "Kıdem tazminatı Fonu'nu devlet kontrol etsin"
Hak-İş genel başkanı Mahmut Arslan. "Çok zor bir dönem geçirdik ve toplu sözleşmemizi yapamadığımız için mağdur olduk. KBB. Başkanımız avans uygulaması yaptı ve elimizi rahatlattı. Bu toplu iş sözleşmesi ile başkanımız hem geçmişin sıkıntısını hem de geleceğin ücret zammını verdi. Elde ettiğimiz bu reklamlar son yılların en iyi oranlı toplu iş sözleşmesidir. Emeği gecen herkese şükran doluyum. Bu bir anlayış ve zihniyet meselesidir. Sayın başkanımın çalışanlarına koyduğu ortak tavrı hiç unutmayacağız. 
Biz şirketlerde de toplu iş sözleşmesi yetkisini aldık ve belediyenin şirketlerinde çalışan personeli içinde masaya oturacağız. Bu arada belediyenin taşeron firmalarında çalışanları içinde çaba sarf edildiğini biliyoruz. Kamu da yaklaşık 800-1 milyon taşeron işçisi çalışıyor. Ama kadrolu işçi sayısı ise 200 bin civarında ve her iki grupta birlikte çalışıyorlar. Kime sorsanız belediye de çalışıyorum diyor. Ancak hukuki olarak bu mümkün olmuyor. Bu ülkeye hizmet eden insanları da mevzuattan kaynaklanırsan engellere tebessüm etmemek gerekir. Tüm haklarını kendilerine teslim etmemiz gerekiyor. KBB deki arkadaşlarımızın şartları ülkenin ortalama ücretlerinin üzerindedir. Ihale yasasında değişiklik yapılması gerekiyor. SSK toplu iş sözleşmesi istiyonwrsunuz ama bunu bana kim ödeyecek diyen taşeronları haklı görüyorum. Hem sosyal hem de toplu iş sözleşmeleri haklarını garanti altına alarak bir yasal çalışma gerekiyor. Bu insanların toplu sözleşmeshaklarını güvence altına alacak bir yasal çalışma yapılması lazım, insan hayatını ihanet ettiğimiz insanlara en az ücreti vereceğiz. Bunun doğru olan bur tarafı yoktur. Bu taşeron meselesinin çığırından çıkarıldığını belirtmek isterim. Bir kampanya başlatacağız ve "hakkın var hakkını ara" diyeceğiz. 85 gündür Feniş fabrikasında eylem yapan arkadaşları ziyaret ettik. Borcunu ödeyemediği için mağdur olan arkadaşlarla görüştük. Biz kıdem tazminatı haklarını alamamış ve Hileli yollarla iflas edip ortadan kaybolan işverenler var. İşvrenin değil devletin kontrolünde olan bir fon olsun. Kıdem tazminatı fonu böyle kurulsun. Herşeyin işçilerin istediği gibi yapma olanağımız yok. İşvereninde dediğini yapmaya gücümüz yok. Demek ki bir sosyal ortaklık projesi yaratmalıyız. Herkesin kazanacağı tek model bir ortaklık modelidir" şeklinde konuştu. 
İbrahim Karaosmanoğlu. "Hem verme hemde alma açısından hakkı iyi değerlendirmek gerekir. Hak verilir ve hak verilmezse o zaman kavga başlar. Biz bir medeniyet yarışındayız. Hiç bir zaman gerilerde kalmayız ve öndekisine ilerdeyiz. Bu yarışın önüne geçtik. Bekirpaşalilara da beş yıl önce emekli olmuş 60 küsür insanın haklarını bütçelerimiz ayrı olmasına rağmen yardımcı olduk. 1990'larda işçisinin maaşlarını tam olarak edebilen belediyeler çok fazla değildi. Çalışan emeğinin karşılığını zamanında alamazsa problemler başlar. Emekli oldum ikramiyemi alamadım. Bu nasıl birşeydir anlamak mümkün değil. Herkes bir adam bulup içerideki parasını avanta ödeyerek bile alan vardı. Zaman böyle bir zaman değil. Herkes işçisi ve çalışanının maaşlarını zamanında ödemek zorundayız. Hakedişlerini kontrol ettiğimiz taşeronlar maaşları ödemiyorlarsa hemen gerekeni yapıyoruz. Şu anda Türkiye'ye örnek bir kentiz. Başbakanımız bile bunu sık sık dile getiriyor. 
Karaosmanoğlu, Solcu gibi konuştu.
Belediye de çalışan arkadaşlarımın hepsi onurludur. Kimsenin onları farklı görmesine izin vermeyiz. Kimsenin görevi küçük, düşük değildir. Hakkımızı arayacağız hem de hakkını arayan olarak olumlu ve mantıklı olacağız. Çalışan hakkını alır. Sendikalı işçinin sayısı her geçen gün azalıyor. Her geçen gün sendikalar kan kaybediyor. Buna dur denmesi gerekiyor. Sendikalı olmak kolaylaştırılmalı ve işverende korkutulmamalıdır. 
Taşeron işçileri yine başka bahara
Hak-iş sendikası genel başkanı Mahmut Arslan, taşeron işçilerinin de sosyal hakları ve toplu iş sözleşmesi hakları olrwduğunu dile getirdi ama yasal bir düzenleme olmadığı için taşeron işçileri ile bir sözleşme yapılamayacağını açıkladı. Böylece taşeron işçilerinin sözleşme ve sendikalaşma hakları yine başka bir bahara kaldı.