Özdilek

Sondakıka

PKK Fesih Kararı ve Lozan Açıklamasına Muhalefetten Sert Tepkiler

PKK Fesih Kararı aldığı kongrede Lozan Açıklamasına Muhalefetten Sert Tepkiler geldi

13 Mayıs 2025 Saat: 03:15
PKK Fesih Kararı ve Lozan Açıklamasına Muhalefetten Sert Tepkiler
PKK Fesih Kararı ve Lozan Açıklamasına Muhalefetten Sert Tepkiler

Haber: Özgen Sarıkaya/Net Medya Grup-İGFA-

PKK'NIN FESİH KARARINA MÜSAVAT DERVİŞOĞLU AÇIKLAMASI

"Yapılan Açıklamadan Anlıyoruz Ki, PKK Hedef ve Amaçlarından Geri Adım Atmamıştır"

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, PKK'nın fesih ve silah bırakma kararına ilişkin olarak, "Yapılan açıklamadan anlıyoruz ki, PKK hedef ve amaçlarından geri adım atmamıştır. Özellikle altını çizmek isterim ki, 'Lozan' Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin tapu senedidir. Açıklamada Lozan'ın inkar politikalarına karşı verilen silahlı mücadelenin başarıya ulaştığı iddia edilmektedir. Böyle bir durumda başarı ve müjdeden bahsedebilen iktidara ve çığırtkanlarına birinci vazifesi Türk istiklalini ve Türkiye Cumhuriyeti'ni daima koruma ve kollama olan Türk istikbalinin evlatları olarak soruyoruz; Terör örgütüne Lozan'ın hangi maddesini delme sözü verdiniz de Lozan'a karşı başardık demektedirler. Bir terör örgütü Lozan'a karşı zafer ilan ediyorsa Türk Devleti'ni ve bu süreci yönetenler kalkışmanın failleri olmaktan kaçamazlar" dedi.

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partisinin genel merkezinde terör örgütü PKK'nın fesih ve silah bırakma kararına ilişkin açıklama yaptı. Dervişoğlu şu ifadeleri kullandı:

"Beştepe, Balgat ve ve küresel ortaklarının bölücü terör örgütünün sözde kongresinin dört gözle bekledikleri sonuç bildirgesi nihayet bugün açıklanmıştır. Varoluşunu ve eylemlerini Türk devletini, Türk milletini, Türk bayrağını, Türkiye Cumhuriyeti'ni inkar ve büyük Türk milletinin aziz yurttaşlarının toplumsal huzurunu imha üzerine inşa etmiş bir hain terör örgütü, cumhuriyet tarihimizde örneğine rastlanamayan ihanet ve kalkışmanın cüretini bu iktidar ve ortaklarından almıştır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve büyük Türk milleti bu ihanet açıklamasını kabul etmez, edemez. Aksi durum Türk Devleti'nin hain terör örgütü ile mütekabil hale getirilmesi ve teröre teslim olmasıdır. Devleti yöneten iktidar ve ortakları için de bunun adı artık açıkça ihanettir.

"PKK Terör Örgütü Olmayan Bir Savaşın Galibi, Olmayan Bir Barışın Aktörü Haline Getirilmiştir"

Kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, emniyet güçlerimizin, bölgedeki korucularımızın mücadelesiyle bitirilme noktasına gelen terör örgütü maalesef iktidar ve yerel ortaklarının ömür boyu başkanlık ve siyasi hesapları küresel ortaklarının talimatları ve stratejileri ile PKK terör örgütü olmayan bir savaşın galibi, olmayan bir barışın aktörü haline getirilmiştir.

Yapılan açıklamadan anlıyoruz ki, PKK hedef ve amaçlarından geri adım atmamıştır. Özellikle altını çizmek isterim ki, 'Lozan' Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin tapu senedidir. Açıklamada Lozan'ın inkar politikalarına karşı verilen silahlı mücadelenin başarıya ulaştığı iddia edilmektedir. Böyle bir durumda başarı ve müjdeden bahsedebilen iktidara ve çığırtkanlarına; birinci vazifesi Türk istiklalini ve Türkiye Cumhuriyeti'ni daima koruma ve kollama olan Türk istikbalinin evlatları olarak soruyoruz. Terör örgütüne Lozan'ın hangi maddesini delme sözü verdiniz de Lozan'a karşı başardık demektedirler. Bir terör örgütü Lozan'a karşı zafer ilan ediyorsa Türk Devleti'ni ve bu süreci yönetenler kalkışmanın failleri olmaktan kaçamazlar.

"Terör Örgütü Zaferini İlan Ediyor"

Görmüyor musunuz? Terör örgütü zaferini ilan ediyor. Okuduğunuzu anlamıyor musunuz? Kazanan PKK ise kaybeden Türk milleti ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'dir. Bu bildiriden sonra kuyruğa giren iktidar sözcülerinin açıklamaları da akıllara ziyandır. Cumhurbaşkanı'nın danışmanlarından birinin sözleri aslında nasıl bir ihanet ile karşı karşıya bulunduğumuzu göstermedktedir. Terör örgütünün bildirisi için, 'Kürtlerin Türkiye Cumhuriyeti devleti ve Türk milleti ile bütünleşmesinin tarihsel teyidi ve ilanıdır' demek aklın ve vicdanın iflasıdır. Çünkü Kürt kardeşlerimizin, Cumhuriyetin onurlu yurttaşları oldukları 29 Ekim 1923'te Cumhuriyet ile birlikte zaten teyit ve ilan edilmiştir.

Bir başka soru da evlatlarımızın katiline özgürlük vaadidir. Yasa dışı örgütün, yasa dışı kongresinde alınan kararlar için sarf edilen şu sözlerin üzerine de düşünmek gerekir. Terörist başının süreci yürütüp yönlendirmesi, demokratik siyaset hakkının tanınması ve hukuki güvence talep ediliyor. Bu aşamadan sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin de rolünü oynaması isteniyor. İktidara soruyorum; pazarlık yoksa bu ne demektir? Pazarlık yaptıysanız bu alçağa özgürlük verip elini kolunu sallayarak siyaset yapmaya müsaade mi edeceksiniz? Büyük Türk milletinin alacağı ve üstleneceği sorumluluk nedir? Yüce Meclis'i daha başka nasıl bir tuzağa çekmek niyetindesiniz?

Türk-Kürt kardeşliği gibi ekran koruyucu sözlere sakın bakmayın. Kardeşliğe kırk yıl kurşun sıkmış alçak bir örgüt kardeşlikten asla bahsedemez çünkü bu kardeşlik nutuklarıyla bizleri kandırmak isteyen örgüt ve o örgütün yöneticileri silahlarını evlatlarımıza yöneltmiş kalleşlerdir.

"Terör Örgütünü Devletleştirme Operasyonudur"

Geldiğimiz noktada uyanık olmak ve özellikle Suriye'nin kuzeyindeki gelişmeleri dikkatle izlemek ve hatta müdahale etmek mecburiyetindeyiz. İktidara açık açık soruyorum; içeride PKK üzerinden PR yaparken KCK, PKK ve YPG'nin Suriye'de kurduğu ve 26 Nisan tarihinde Kamışlı'da ilan ettiği özerk yapı ile ilgili ne düşünüyorsunuz? ABD, Fransa, PKK, PYD, SDG, DEM Parti ve Barzani ortaklığı ile 26 Nisan'da Kamışlı'da alınan kararlara dikkatinizi çekmek istiyorum. Bu kararlarda, 'Suriye, ademi merkeziyetçi bir yapıya dönüştürülecektir. Federal yapılar oluşturulacak. Devletin ismi, bayrağı, milli marşı değişecektir. PKK-YPG unsurlarının hakları yasal güvence altına alınacaktır.' Hani siz Suriye fatihiydiniz? Hani KCK, PKK, YPG Suriye'de silah bırakmıştı? Bilakis YPG, Suriye Devleti içine entegre edilerek meşrulaştırılıyor. Bu bir teslimiyet değil terör örgütünü devletleştirme operasyonudur. KCK'nın alt örgütlerinden biri PKK ise bir diğer unsuru da YPG ve PYD'dir. Hangi kararları alacaksınız ve hangi adımları atacaksınız? PYD-YPG'nin, Amerika bayrakları gölgesinde Suriye'de kuruluşunu yürüttüğü teröristana karşı ne yapacaksınız? 26 Nisan'da Suriye'de ilan edilen KCK, YPG, PKK otonom devlet yapısının devamı niteliğindeki toplantı 10 Mayıs tarihinde Diyarbakır'da yapılmıştır. DEM Parti başta olmak üzere 301 etnik bölücü parti ve STK'nın katıldığı sözde Birlik İnisiyatifi'nin karar metninde aynen şu ifadeler yer almaktadır: 'Ulusal birliğin önünü açan bu konferansa emek veren dört parça Kürdistan'daki tüm örgütleri, liderleri ve kurumları kutluyoruz.' Dört parçalı Kürdistan'ın ulusal birliği önündeki engellerin aşılması beyanı, alenen Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin parçalanması hezeyanıdır. Bu hezeyanlar ile Cumhuriyet Devleti'nin üniter ve milli devlet yapısının hedef alanları buradan uyarıyorum. Türkiye Cumhuriyeti'nden ve Türk milletinden toprak talep edenlerin akıbeti bizim tarihi sicilimizden bellidir.

Terör örgütünün, Türkiye Cumhuriyeti'ni soykırım ile suçlanan açıklaması, bu açıklamanın da başarı ya da müjde olarak sunulması artık gaflet ve delalet değil doğrudan doğruya ihanettir. Türk Milleti'ni ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni soykırımcı olmakla isnat eden bu açıklamayı muhatap alan ve zımnen de olsa kabullenen her kim varsa tarih ve millet nezdinde gün gelecek mutlaka hesap verecektir.

"İktidar Terörist Başına İkametgah Arıyor"

AK Parti iktidarı ve ortağı tarafından 'Terörsüz Türkiye' başlığı adı altında başlatılan süreç bugün terör örgütünün yaptığı açıklama ve demokratik siyaset ambalajı ile Türk vatanı ve Türk milleti açısından tehlikeli bir kalkışmaya dönüşmüştür. Cumhurbaşkanı ve paydaşlarının terör örgütünün hiçbir pazarlık yapılmadan silah bırakacağı şeklinde savundukları sürecin geldiği noktada Türkiye'nin, bugününün ve istikbalinin pazarlık konusu olduğu ortaya çıkmıştır. Üzülerek ifade ediyorum ki, düğmeye bastıkları günden bu yana yaptığımız uyarılarda, sorduğumuz sorularda hep haklı çıktık. 'Pazarlık var' dedik, arsızca 'yok' dediler. Haklılarmış. Ortada bir pazarlık da yok. Doğrudan doğruya bir teslimiyet varmış. 'Öcalan'a özgürlüğün ve siyasetin yolu açılacak ve bunu Türk milletine yapamazsınız' dedik. 'Yalan' dediler. Ancak açıklamadan anlıyoruz ki terör örgütü bu konuda talepkar ve kararlı. İktidar ise terörist başına ikametgah arıyor. 'Türk milleti tanımını değiştirmeye cüret ediyorlar' dedik. 'Yok öyle bir şey' dediler. Ancak açıklamada tapu senedimiz Lozan'a yapılan saldırıdan anlıyoruz ki bu noktada teslim olmuşlardır. 'Lozan Anlaşmasına karşı verilen silahlı mücadele amacına ulaşmıştır' deniliyor. Görüyoruz ki burada da teslim olmuşlardır. haklı çıkacağını bilse de insanın 'inşallah olmaz' dediği zamanlar vardır. O zamanlardayız. Haklı çıkacağımızı biliyorduk. Yine biliyoruz ki iktidarın ve ortağının aylardır söylediği kapkara yalanlar bugün gerçeğin aydınlığı ile gün gibi ortadadır. Çünkü biz hem ağababalarını, hem terör örgütünü çok iyi tanıyoruz. Varlık sebeplerini de çok iyi biliyoruz. Türkiye Cumhuriyeti'nin tapu senedi Lozan Antlaşması'nı hedef alan ifadeler bize gösteriyor ki, iktidarın da aralarında bulunduğu güçler artık gemi azıya almışlardır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin tapu senedi Lozan'ı hedef alan açıklama gösteriyor ki, hain terör örgütü ile iktidar ve ortaklarının hedefleri en başından beri zaten aynıymış. Büyük Türk milletinin huzurunda bir kere daha ilan ediyorum, Türkiye Cumhuriyeti onu idare ettiğini zannedenlerin değil, Cumhuriyeti koruma sevdasıyla donanmış büyük Türk milletinindir. Türkiye'nin cesur evlatları buradadır, İYİ Parti buradadır ve bu ihanete asla geçit vermeyecektir. Herkes müsterih olsun. Ey vatan, gözyaşların dinsin. Yetiştik çünkü biz."

"Lozan Parkı'nda Buluşmaya Davet Ediyorum"

Dervişoğlu, "Bu hafta Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde yapmayı planladığımız grup toplantısını büyük bir katılım ile, bütün bu olanları protesto etmek amacıyla Çankaya Birlik Mahallesi'ndeki Lozan Parkı'nda gerçekleştiriyoruz. Bütün Ankaralılara ve milletimizi Lozan Parkı'nda buluşmaya davet ediyorum. Çarşamba günü saat 12'de tapusu delinmek istenen Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin hak ve hukukunu savunmak üzere Lozan Parkı'nda buluşmaya davet ediyorum" ifadesini kullandı.

 

PKK’NIN FESİH KARARI ÜMİT ÖZDAĞ’DAN AÇIKLAMA

Türkiye Cumhuriyeti’ni Kurduğumuz İçin Özür Dilememiz Bekleniyor

Terör örgütü PKK'nın fesih kararına ilişkin olarak açıklama yapan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, "İstiklal Savaşı'nı verdiğimiz; Sevr Antlaşması'nı yırttığımız; emperyalist güçleri, Lozan Antlaşması'nı imzalamaya zorladığımız ve Türkiye Cumhuriyeti’ni kurduğumuz için özür dilememiz bekleniyor" dedi.

Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ terör örgütü PKK’nın fesih kararına ilişkin açıklama yaptı. Özdağ’ın sosyal medya hesabından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"PKK bildirisinden anlaşılan şudur: İstiklal Savaşı'nı verdiğimiz; Sevr Antlaşması'nı yırttığımız; emperyalist güçleri, Lozan Antlaşması'nı imzalamaya zorladığımız ve Türkiye Cumhuriyeti’ni kurduğumuz için özür dilememiz bekleniyor"

 

MUHARREM İNCE: LOZAN’I TARTIŞMAYA AÇARAK HİÇBİR SORUNU ÇÖZEMEZSİNİZ

Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, PKK'nın fesih kararında Lozan Antlaşmasına yönelik ifadelere tepki gösterdi.

İnce, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "Türkiye Cumhuriyeti’nin tapu senedi Lozan’ı tartışmaya açarak hiçbir sorunu çözemezsiniz. Lozan kırmızı çizgimizdir." ifadelerini kullandı.

 

BÜYÜK BİRLİK PARTİSİ'NDEN PKK'NIN FESİH KARARINA İLİŞKİN AÇIKLAMA:

Siyasi ve Etnik Bölücülüktür

Büyük Birlik Partisi (BBP)Başkanlık divanından PKK'nın fesih kararına ilişkin "Bugün ki açıklama; KCK, PYD ve YPG başta olmak üzere diğer unsurları kapsamamaktadır. Cevap nettir. Örgüt, silahlı mücadelenin geldiği çıkmazı görerek devletimiz karşısında diz çökmüş, siyasal alanda pozisyon almaya çalışmaktadır. Bu dönüşüm bir çözüm değil, stratejik manevradır. Bölücü zihniyetin meşrulaşması birliğimiz için büyük bir tehdittir. 'Demokratik çözüm' adı altında dayatılan şey, Türkiye Cumhuriyeti’nin temel niteliklerinden vazgeçmesidir. Yani siyasi ve etnik bölücülüktür" denildi.

Büyük Birlik Partisi (BBP) Başkanlık Divanı, terör örgütü PKK’nın silahlı faaliyetlerini sonlandırdığı ve kendisini feshettiğini duyurmasının ardından yazılı bir açıklama yayımladı. Açıklamada şu ifadeler yer aldı:

"'Türkiye Cumhuriyeti, kanlı ve hain terör örgütüne karşı kahraman güvenlik güçlerimiz eliyle yıllardır verdiği mücadele ile tarihi bir zafer kazanmış ve geride bıraktığımız dönemde sınırlarımız içerisindeki teröristleri yok ederek temizlemiştir.' Yarım asırdır Türk Devleti’ne, Türk Milleti’ne karşı hain, alçak ve insanlık dışı saldırılar gerçekleştiren terör örgütü gelinen noktada silahları bıraktığını ve kendini feshettiğini açıklamıştır.

Terör örgütü ve iştirakleri, yandaşları ve paydaşları, aralarındaki hain destekçileri ile birlikte Türkiye Cumhuriyeti'nin güvenlik güçleri tarafından topyekün bir yenilgiye uğratılmıştır. Büyük Birlik Partisi olarak, bu zaferi hain terör örgütüne karşı amansız mücadelenin isimli, isimsiz kahramanlarına, hassaten Özel Harekat Daire Başkanlığından Şehit Emniyet Amiri Fatih Özdil ve Özel Kuvvetler Komutanlığından Şehit Binbaşı Zafer Kılıç’a ve tüm şehitlerimize ithaf ediyoruz. Bütün şehitlerimizin ruhları şad, mekanları cennet olsun.

Terör örgütü bugün yaptığı açıklamada; '12. Kongresinde aldığı kararla, ‘PKK adıyla yürüttükleri silahlı faaliyetleri bitirdiğini ve 'PKK’yı feshettiğini'' açıkladı. Sözde kongre açıklamasındaki içi boş ideolojik ifadeler yerine, dillerine pelesenk ettikleri özeleştirinin gereği olarak, sözde değil, özde barış için Kürdü, Türkmeni, Alevisi, Sünnisi ile bütün Türk Milletinden özür ve af dilemeleri daha yerinde olacaktı. Açıklanan metne dikkatle baktığımızda, 'Mücadele biçiminin değiştiğini, terör örgütünün varlık sebeplerinin ve hedeflerinin aynı kaldığını' açıkça görüyoruz.

Milletimizin Kurtuluş Savaşıyla kazandığı ve Lozan'da muhataplarına onaylattığı haklarını, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş ilkelerini ve 1924 Anayasasını hedef alıp, milletimizi 'inkar', 'imha', 'soykırım' ve 'asimilasyon'la suçlamak, sadece ideolojik değil, büyük bir iftira ve hukuki bir terör saldırısıdır. Terör örgütü mesajları, yalnızca Türkiye kamuoyuna vermiyor. Bildiride, BM gözetiminde silah bırakma çağrısı yapılarak, örgütün, konuyu Türkiye’nin iç meselesi olan bir güvenlik meselesi olmaktan çıkarıp, sinsice üçüncü ülkelerin belirleyici olacağı bir uluslararası sorun haline getirmeye çalıştığını da görüyoruz.

Bildiri, 'yeni anayasa' vurgusunun yanında, Türkiye Cumhuriyeti’ne yeni bir isim belirleme hadsizliğini de içerisinde barındırıyor. PKK kendini fesih mi etti, yoksa ismini ve yöntemini değiştirerek mücadeleyi başka bir evreye mi taşıdı? Ayrıca Terör Örgütü’nün bir kolu olan PKK’nın silah bırakacağı ve kendini fesih edeceği açıklanmıştır. Ancak bugün ki açıklama; KCK, PYD ve YPG başta olmak üzere diğer unsurları kapsamamaktadır. Cevap nettir. Örgüt, silahlı mücadelenin geldiği çıkmazı görerek devletimiz karşısında diz çökmüş, siyasal alanda pozisyon almaya çalışmaktadır. Bu dönüşüm bir çözüm değil, stratejik manevradır. Bölücü zihniyetin meşrulaşması birliğimiz için büyük bir tehdittir. 'Demokratik çözüm' adı altında dayatılan şey, Türkiye Cumhuriyeti’nin temel niteliklerinden vazgeçmesidir. Yani siyasi ve etnik bölücülüktür."

 

Kocaeli Haberci Tavsiye Formu

Bu Haberi Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız
DepolamaTaşıma iletme sistemiMerdiven Tırmanma CihazıEngelli merdiven tırmanıcıUluslararası evden eve nakliyatAdaklıklazer epilasyonAnkara evden eve nakliyat