Özdilek

Güncel

Osman BOZ ile Röportaj

Yazarımız Osman Bozu'n İzaydaş ile ilgili iş akdi feshi edilmesi ve gelinen süreci konuştuk.

5 Mayıs 2014 Saat: 13:57
Osman BOZ ile Röportaj
Osman BOZ ile Röportaj

Röportaj: Murat Gökkaya

Soru: Bize kısaca İZAYDAŞ’tan ve oradaki görevinizden bahseder misiniz?

Boz: İZAYDAŞ  atık sektörünün lokomotifi olan bir firmadır.  Ben onu anlatırken 3. Nesil KİT derim. Ayrıca KBB’nin Kocaeli dışına, hatta Türkiye’nin her yerine hizmet veren tek şirketidir.

Ancak ne hikmetse, Sefa Sirmen’in yaptığı diğer projeler gibi üvey evlat olmaktan kendisini kurtaramamış bir firmadır.  Eğer KBB’nin bir markası varsa,  bu açık ara İZAYDAŞ’tır.  Bunu herkes ile her ortamda tartışır ve ispatlarım.

1997’den beri atık bulmakla görevli pazarlama biriminde sendikalı olarak çalışmaktaydım. Son 2-3 yıldır tecrübeme binaen sektör temsilcisi olarak  İZAYDAŞ adına  faaliyetler yürütüyordum.

 

Soru: İZAYDAŞ’a toz kondurmuyorsunuz.

Boz:  Benim İZAYDAŞ ile hiçbir zaman sorunum olmadı. Şimdi de yok. Sonuçta hiç haketmediğim halde, medeni ölçüler içindeki hükümet eleştrilerimle ilgili olarak Sn. Başkanın  durumdan vazife çıkaran kibrine kurban edildim.  İZAYDAŞ kamuya ait bir şirkettir. Hepimizin onda hakkı vardır. Onu kuranlardan da, işletenlerden de, KBB Başkanından da kurumsal olarak çoook ağırdır.  Kocaman bir çelik yığını olmasına rağmen biz ona “bebeğimiz” derdik.  Orası atık sektörünün okuludur. Keşke bu türden basitliklere konu olmasaydı.

 

Soru: Kasım ayında İZAYDAŞ’tan atıldınız.  1997 den beri çalıştığınız işinizden sizce neden  şimdi atıldınız.

Boz:  Atılmamın nedeninin altındaki basit detayları şimdilik es geçersek, ülkemizin 12 yıldır sürekli içine sokulduğu ötekileştirme ve tahammülsüzlüktür diyebilirim.  Anayasamızda tanımlanan düşünceyi açıklama ve yayma hakkımı kullanmaktan başka bir tavrım yoktur. Ben bu kentin çocuğuyum. Hiç kimse gibi,  işimle tehdit altında olmamalıydım.  Dahası koskoca Büyükşehrimizin Belediye başkanı, çalışanlarını sadece işleriyle değerlendirebilecek dirayette olmalıydı. Hatta bu manasız detaylarla hiç ilgilenmemeli, önüne getirilen bu tür edepsizlikleri sertçe geri çevirebilmelidir. Kaldı ki ben bu konunun yani kendinden olmayana tahammülsüzlüğün bir çok muhatabından sadece birisiyim.

 

Soru: Neden siz? Başkaları da mı var?

Boz:  Tek mağdurun ben olduğumu kim söyledi ki? Geçtiğimiz Temmuz ayında bir başka Büyükşehir çalışanı iş dışı nedenlerle işten atılmıştı.  Daha 2 ay olmadı, 2 üniversite öğrencisi kızımız gezi olaylarına katılma suçlamasıyla, İzmit’te kaldıkları devlet yurundan çıkarıldılar ve bursları kesildi.  Aklınız alıyor mu?  Anne babalarının devlete emanet ettiği çocukları devlet, nerede kalırlar ne yerler ne içerler demeden ilk fırsatta sokağa atabiliyor. İşte bu bizim olmayan, olmaması gereken devlettir.  Yine de neden ben diyorsanız, İZAYDAŞ’ta kıvırmadan gizlemeden medeni çerçevede fikrini söyleyebilenlerden biriyim. Bu yeni de değildir. 6 yıl Sefa Sirmen Döneminde, son 10 yıl da AKP yönetiminde çalıştım.  Hep açıktım.  Sanırım Gezi süreci hükümetin ve yerel uzantılarının kimyasını bozdu.  Sanırım fikri olmayanlara ya da sadece emirlere riayet etmekten başka hünerleri olmayanlara fazla geldim.

 

Soru Sizin atılmanızla ilgili detaylar neydi?

Boz: Twitter Hesaplarımdaki paylaşımlarımın, cemaatçiliği ile övünen bir çalışan başta olmak üzere, bazı kendini bilmez aferim heveslisi, sözde iş arkadaşları tarafından cımbızla ayıklanıp  Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı’na kadar iletilmesidir. Düşünün,  ileri demokrasimiz sayesinde 11 takipçim olan sayfamda, 70 tane tweet içinden, hükümet uygulamaları ile ilgili hiçbir hakaret ve küfür içermeyen 21 tanesi eleştiri içeriyor diye atılabiliyoruz.  Sanıyorum bu aferimci, cühela ve edep yoksunları, sanıyorum yalan ilave çirkin söylemleriyle başkanı yanlışa sürüklemişlerdir. Günahları boyunlarına artık. 

 

Soru: Karaosmanoğlu’nun belirttiği küfür meselesi nedir?

Boz: Ben de merak ediyorum “nedir” diye.  Sn. Başkan, liseden hocam, büyüğüm ve teknik olarak da İZAYDAŞ’ işverenidir. Ne ahlaki yapıma ne de kurumsal kültürümüze asla uymayan ve gerçek olmayan ifadelerdir bunlar. Küfür olsa tazminatsız atardı, ve ayrıca da tazminat davası açardı değil mi? Kaldı ki Tweet’lerim ortada. Belediyemiz veya işim ile ilgili en küçük bir ifadem bile yok. Hiçbir yazımda hakaret  bir şey yoktur, nokta.

 

Soru: Ne tür tweetleriniz vardı.

Boz:  Efendim Egemen Bağışı eleştirmişim. Şimdi nerede o bakan? Rüşvet almak iddiasıyla bakanlıktan azledildi.  Ben mi aldım görevden?   Mısır ve Suriye politikalarını eleştirmişim. Yargı için tuz kokmuştur demişim. Protestocuları öldüren polis üzerinden devleti eleştirmişim. Hangisi yanlış? Ne var bunlarda? Şimdi Suriye ile durumu kurtarmaya bakıyoruz. Yargının durumu ortada. Vatandaş olmaktan kaynaklanan haklarım var ve ben de kullanıyorum. Elime silah almıyorum ya.  Fikrim var sonuçta. Tweetlerim ortada.  14 Haziran - 15 Ağustos 2013 tarihleri arasindaki  bir çok tweet’den 21 tanesini cımbızla seçip servis ediyorlar.  Servis edeceklerine okuyup anlamaya çalışsalar, belki özgür düşünmenin tadına varacaklar ama neredeee?

 

Soru: Konu hakkında Başkan ile görüşebildiniz mi peki?

Boz: Aslında henüz ilişiğim kesilmeden önce doğrudan ve dolaylı yollarla temas kurdum. Görüşmek istedim. Çünkü böyle önemli konular yüzyüze mertçe konuşularak en azından olası yanıltıcı bilgiler ayıklanabilirdi.  Ama Başkan buna fırsat vermedi.  Hatta meclis üyesi Fahri Örengül aracılığıyla görüşeceğini iletmesine rağmen görüşmedi.  Önyargılarını kıramamış belli ki. Sonra Sn. Mahmut Civelek ile telefonda görüştüm. Zira bana AKP çevrelerinden gelen bilgiye göre konuyu önce İl yönetimine götürmüşler oradan da başkana iletilmişti. Bu nedenle Sn. Civelek ile görüştüm. Sn. Civelek bana “bu konu hakkında hiçbir bilgim yok” dedi.

 

Soru: Sendikalı olduğunuzu belirttiniz. Sendika ne yaptı bu süreçte?

Boz: Sendika mı? Güldürmeyin beni. 16 yıl çalıştığım firmamda en küçük bir uyarı bile almamış birisiyim. Atılma sürecinin tüm gelişmelerinden Şube Başkanını bilgilendirmeme rağmen ne iş kanunu ne de toplu sözleşme şartlarında belirtilen işten atılma ile ilgili tüm maddeler ihlal edilmesine rağmen, sendikamızın tek yaptığı bana avukat önermek oldu. Demedi ki benim üyemin hakları var, biz üretimden gelen gücümüzle bunu savunuruz. En azından usulü işletiriz. Neredeee. Bir protesto bir farkındalık tavrı hak getire. Ben haksızlığa uğradım ama kalan sendikalı arkadaşlarımıza da “sizin için de bir şey yapamam, etliye sütlüye karışmayın” demiş oldular.

Memur olsanız polis ve savcılarda olduğu gibi  en çok sağa sola sürerler. İşçisiniz ya, sendikayı da takan yok sorgusuz sualsiz atılabiliyorsunuz. Bu haksızlığa sendika da çıt çıkaramadı.

 

Soru: Mahkemeyi kazandınız. Süreç ne olacak bundan sonra?

Boz: İşe iade davasını kazandım, ancak işveren temyiz etti. Bekleyeceğiz artık.  Gerçi başkan, davayı kazansam bile işe almayacağını yani hukuku tanımayacağını beyan etmişti.  Fark etmez artık.  Sn. Başkan, Kocaeli halkının parası ile siyasi hovardalık yapmanın bedelini, keyfi işten atmanın tazminatı olarak bana kamunun kesesinden ödeyecek. Keşke bu tür durumlarda yasalarımız,  bu tazmini onların şahsi servetlerinden ödetse. Amerikalıların bir sözü var. “ En kolay harcanan para, başkasının parasıdır.”

 

Soru: Kırgın mısınız?

Boz: Çalıştığım kurum olan İZAYDAŞ’ı zevkle heyecanla tanıtan büyüten bir çalışanı olarak, bu basit ve çirkin oyunlarını hak etmediğimi düşünüyorum. Her ne kadar siyasi yandaşlık nedeniyle rütbeye tekabül etmediyse de, benim Büyükşehir kıdemim Sn. Başkan’dan da aferimci ayak takımından da daha fazladır. Kimse kul hakkının hesabını veremez. Burada kul hakkı doğmuştur hukuka ve mahşere kadar gidecektir.  Benim çok çok maaşımı keserler,  rızkımızı değil ya.

 

Soru: Başbakanlıktan cevap geldi mi başvurunuza?

Boz:  Geldi. Şöyle ki, Bimer (Başbakanlık İletişim Merkezi)  Büyükşehire yazıp bilgi istiyor. Aldığı bilgiyi de bana iletiyor.  Biliyosunuz Başkan işten attırdı, ancak resmi muhatap İZAYDAŞ.  Hükümetin uygulamaları hakkında fikirlerimi hiçbir hakaret ve küfür içermeden paylaştığım için işten atıldım. Ama kazandığım mahkemeye ve Başbakanlık Bimer’e verilen cevapta; Pazarlama biriminde yeni yapılanmaya gidiliyormuş ve bu yapılanmada ilgili kişiye, yanı 16 yıl canla başla çalışan, kurumu çeşitli platformlarda temsil görevi verilen şahsıma, şirkette  uygun bir yer bulunamadığı gerekçesi sunuluyor. Bari gerekçenin arkasında dur değil mi?

 

Soru: Son mesajınız nedir?

Boz: Kamu  yöneticileri gerçek patronlar değillerdir.  Geçici olarak görev üstlendikleri kurumlarda, şahsi siyasal tavırlarını işlerine yansıtmamalıdırlar. Bu çirkin tavırların gelenekselleşmesine izin vermemelidirler. Bir şey yapacak enerjileri varsa yeni iş kapıları açsınlar. Herkesin bakmak zorunda olduğu çocukları var.  Başkanlar şehr-emini olmalıdırlar.

Herkesin başkanı olup hakkı üstün tutmalıdırlar. Şahsen  bu kul hakkını üstünde taşıyan Başkan’ın yerinde olmak istemezdim. Benim gibi bir fikri olup bunu kıvırmadan söyleyebilenlere değil, Çıkarları gereği Erdoğan’a tapınmaktan başka meziyetleri olmayanlara dikkat etsin. Bu olayda ben haklıyım. Bunu hukuk da belirtti. Allah da biliyor, Başkan da.

 

  Röportaj için teşekkür ederiz.

Boz:  Kendimi ifade etme fırsatı verdiğiniz için  ben teşekkür ederim.

 

YORUMLAR Üye Girişi

Bu Habere Yorum Yapılmadı. İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz? 
Lütfen Resimdeki kodu yazınız
 

Kocaeli Haberci Tavsiye Formu

Bu Haberi Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız
DepolamaTaşıma iletme sistemiMerdiven Tırmanma CihazıEngelli merdiven tırmanıcıUluslararası evden eve nakliyatAdaklıklazer epilasyonAnkara evden eve nakliyat