Özdilek
Rana Sinem Siklon
Rana Sinem Siklon

Oh Mis Gibi Demokratik Seçim Sistemi!

Tilkinin dönüp dolaşıp geleceği yer kürkçü dükkanıdır misali gene Kocaeli Haberci’ye döndüm.

15 Mart 2022 Saat: 13:15

Tilkinin dönüp dolaşıp geleceği yer kürkçü dükkanıdır misali gene Kocaeli Haberci’ye döndüm.  İlk yazımda ben ortalarda yokken siyaset dünyasında neler olup bittiğini anlatacaktım ama iktidar partisi dün bombayı patlattı. Seçim sistemini değiştiriyormuş.

Yazı konusu gene güncele geldi. Yeni seçim sisteminin ne anlama geldiğini yorumlamaya çalışacağım. Benim ilk yorumum iktidar partisinin yenilgiyi kabul ettiği yönünde.

Aslında AKP çok daha radikal bir seçim sistemini, dar bölge sistemini getirmek istiyordu.  Ama MHP ile çıkar çatışmasına girdiği  için dar bölge sistemi hayal oldu.  Muhtemelen MHP “barajı %7’ye düşür ben seni terk etmeme sözü veriyorum, sen de dar bölge getirmeyeceksin” garantisi aldı. 

Peki, seçim sisteminde ne gibi değişiklikler var? Bunlar ne anlama geliyor?

Seçim sistemlerinin görevi nedir biliyor musunuz? Temsilde adalet yönetimde istikrar. Bu işin teorisi. Normal şartlar altında demokrasilerde öncelikle bir partiyi kurtarmak için plan yapılmaz. Öncelik nedir? Milletin bekası, milletin geleceği, demokrasinin garanti altına alınması, çoğulcu ve katılımcı bir sistemi kurmak.

Bunun için temel  formül şudur:

Evet, mevcut olduğu kadar çok ve güçlü bir şekilde, toplumda karşılığı olan siyasi hareketlerin, kadın hareketlerinin, öğrenci hareketlerinin, işçi hareketlerinin, azınlıkların vs . parlamentoya yansıması ve aynı zamanda parlamentoda yönetilebilir bir demokrasi çıkartmak.  Ne demek yönetilebilir bir demokrasi çıkartmak?

Seçim sisteminde barajı sıfırlarsın. Oh mis gibi!  En demokratik seçim sistemini kurarsın ama ülkeyi yönetemezsin. Sonra ne olur?

Parlamentoya yirmi tane parti gelir, yedi partili on partili koalisyon kurmak zorunda kalırsın ve sistem çatırdar. Hiçbir sistem daha fazla demokrasi getirebilmek vaadiyle kendisini yok edecek kapıyı aralamaz. Dolayısıyla, ben Türkiye şartlarında barajın kaldırılmasına karşıyım. Bu normal değil. Demokratik olmak ya da olmamakla ilgili bir şey de değil. Benim öngörülerime göre Türkiye’de yüzde 5 baraj çok güzel bir şekilde istikrarlı bir demokrasi kurulması için yeterli. Ama yüzde 7’ yi takdir etmişler, burada da saati MHP’ye göre ayarlamışlar.

Bunu neden yapmışlar?

Çünkü MHP’nin artık yüzde 10’luk barajı geçme ihtimali yok.  MHP’nin oy oranı birçok ankette yüzde 6.5 ile 9.5 arasında görüldüğü için baraj yüzde7’ye çekilmiş. MHP anketlerden her zaman daha fazla oy alabilen bir parti. Üç hilale gönül vermiş, gençliğinde ülkücü hareketin içinde olmuş seçmenler Bahçeli ve yönetimini beğenmediği halde üç hilal baraj altında kalmasın diye seçimlerde yükleniyor ve MHP anketlerden her zaman 1 veya 1.5 puan yüksek çıkıyor. Bence Cumhur İttifakı yüzde 7 barajını bu hesabı yaparak belirlemiş. Bunu bir tarafa koyalım.

Bu bir demokratikleşme adımı mı? Evet, kısmen bir demokratikleşme adımı. Doğruya doğru eğriye eğri.  Niyetleri ne olursa olsun barajın yüzde 10’dan yüzde 7’ye düşmesi bir demokratikleşme adımı.

Neden?

Çünkü tüm dünyada seçim sistemleri dersi anlatılırken ülke çapında yüzde 10’luk barajı olan iki ülke var. Biri Türkiye biri de Afrika’da adını unuttuğum çok küçük bir kabile ülkesi. Türkiye bu yüzde 10’luk baraj örneğinden kurtuluyor. Siyaset bilimi derslerinde bundan sonra en kötü ve en antidemokratik ülke olarak artık bir kabile ülkesi örnek verilecek.

Yüzde 7 yeterli mi? Bence yüzde 7 de yüksek. Ama yüzde 10’dan iyi midir? Yüzde 10’dan iyidir. Bir sonraki aşamada bunu denedikten sonra en az yüzde 5’e düşürülebilir. Cumhur İttifakı’nın niyeti ne olursa olsun, her hâlükârda bu değişikliği destekliyorum.

 

Hatırlayacaksınız, İYİ Parti yeni kurulmuştu, bütün Türkiye’de örgütlenememişti. İYİ Parti’nin seçime girebilmesi için CHP ne yapmıştı? İYİ Parti’ye grup kurabilmesi için milletvekili gönderdi, CHP milletvekilleri istifa edip İYİ Parti’ye geçtiler, grup kurdular. Cumhur İttifakı, İYİ Parti’nin seçime girmesini engellemek isterken CHP’nin bu taktiğiyle İYİ Parti meclise girdi. Kılıçdaroğlu’nun bu hamlesiyle büyüyen, güçlenen bir muhalefet partisi doğmuş oldu.

 

Cumhur İttifakı öyle acı çekmiş ki! Bu şamar o kadar kulaklarında çınlamış olmalı ki bu hakkı kaldırıyorlar. Yalnız maddeyi şöyle yazmışlar:

 

“Mecliste grup kurma şartı kalkacak.” Grup kurma şartı kalkacak değil. Öyle bir şart yoktu ki! O bir demokratik bir avantajdı. Grubu varsa tekrar seçime girebilir diye iktidar partisi bu hakkı gasp ediyor. Yeni önergede bu ortadan kaldırılıyor. Bir partinin 20 ve 20 üstü milletvekili olması tekrar seçimlere girebileceği anlamına gelmiyor.  Bu kimi ilgilendiriyor diye sorabilirsiniz.

 

DEVA ve Gelecek Partisi her yerde örgütlenmiş, Saadet Partisi’nin böyle bir sorunu yok. Demokrat Parti’nin bile böyle bir sorunu yok. Peki, bunu neden yaptılar? Böyle bir değişiklik neden yapıldı?

 

Mevcut muhalif partilerin hepsinin örgütlenmesi tam. Hatta HDP’nin de örgütlenmesi tam. Bunu HDP’yi kapatırlarsa alelacele kuracakları yeni parti örgütlenemesin, HDP seçmeni sandığa gidemesin, küssün, lanet etsin ve kimseye oy vermesin diye yapılmış bir hamle olarak görüyorum.

 

Şimdiden HDP’nin bir yedek parti kurarak, Tüm Türkiye’de örgütlenerek  bu acı gerçekle yüzleşmeden bu duruma hazırlıklı olması gerekiyor. Bu şu anlama geliyor: HDP’nin  mevcut kadrolarının çok büyük bir kısmı  seçime giremeyecek. Yeni ve genç temsilcileri ya da farklı bir kadro seçime girebilecek. En azından mecliste temsil edilememe hamlesinin önünde durmuş olacak.  HDP böyle bir şey yaparak belki partinin gereksiz yere kapatılması hamlesini de önlemiş olur.

 

41 il ve ilçede örgütlenmiş olmak şartı getiriliyor. Bu değişikliklere baktığımda MHP Cumhur İttifakı’nın ortağı olduğu için AKP’nin kafasındaki çok daha radikal tuzaklar gerçekleşemedi. AKP’nin kafasında iki radikal tuzak vardı. MHP varlığı ile bunu engellemiş oldu.

 

AKP, dar bölge sistemini getirmek istiyordu. Dar bölge ne demek? Dar bölgeyi kısaca şöyle özetleyebilirim;  450 veya 550 milletvekili mi var? Türkiye’de  550 tane seçim bölgesi yapıyorsunuz. Diyelim ki, İstanbul’un X sayıda milletvekili varsa X sayıda bölgesi oluyor. Üç bölge olmuyor. 60 milletvekili varsa 60 bölge, bir şehrin 20 milletvekili varsa 20 bölge.

 

 

Belediye başkanlığı seçimi gibi düşünün. O bölgeden sadece kim çıkıyor? Birinci olan çıkıyor. Kim birinci olacak? Büyük partiler. Dar bölge büyük partilere avantaj sağlar. Seçim bölgesi ne kadar küçülürse büyük partiler o kadar avantaj sağlar.

 

Bir bölgeden  5 ve üzeri milletvekili seçiliyorsa o alanda daha demokratik bir temsil olur.  Mesela, dar bölge sistemi geldi, normalde üç bölgeli bir kenti ele alalım, üç tane milletvekili var, hangi kent olduğu önemli değil.  Yüzde 40 alan birinci milletvekilini, yüzde 30 alan ikinci milletvekilini, yüzde 25 alan üçüncü milletvekilini alıyordu.  Peki bunu üç taneye bölünce ne oluyor? Yüzde 40 alan üçünü de tek tek topluyor. Ayrı ayrı bölgeler olduğu için yüzde 40 olan birinci oluyor ve milletvekilleri oy oranlarına göre dağılmıyor hep birinci partilere göre dağılıyor. Küçük partilerin hiçbir şey kazanma şansı kalmıyor.  AKP’nin asıl hesabı buydu. Bu hesap MHP’ye uymadığı için buna engel oldu.

 

Görebildiğim kadarıyla MHP bir şeye daha engel olmuş. Eğer, buna MHP engel olduysa gerçekten takdir ediyorum. “İl seçim kurullarında kim başkan olacak” sorusu soruluyordu.  Bunu da değiştirmişler. Birinci sınıf hâkimler arasında kurayla tespit edilir diyor. 

 

Yapmak istedikleri neydi? Cumhurbaşkanlığı tespit eder diyordu. Yani “Şu ilde şu, bu ilde bu vs veya YSK kendi seçer veya tespit eder” demek istiyordu. Bu seçim sistemine göre MHP, AKP’yi “Kurayla tespit edilir”e razı etmiş.

 

Normalde en kıdemli hâkim il seçim kurulu başkanı oluyordu. Şanslarını arttırdılar. O kadar hızlı bir şekilde genç AKP’lileri birinci sınıf hakim yaptılar ki.  En kıdemli hâkim eski Türkiye’den kalmış, kıdemli, hukuk sistemi içinden yetişerek gelmiş hakim demek.  Kıdemli hâkimlerle AK hâkimleri eşitlediler ve kurayla seçecekler, kurayla torbadan çıkartacaklar. Dolayısıyla, en kıdemli ve tecrübeli hâkimlerin  önünü kapatmış oldular.

 

Getirilen değişiklikler içindeki en önemli maddelerden biri şu: Bir önceki seçimde oy oranları ittifaklar arasında paylaştırılıyordu. Diyelim ki, bir kentte Cumhur İttifakı yüzde 45 aldı Millet İttifakı yüzde 40 aldı. Buna göre ittifakların kazandıkları milletvekilleri sayıları kendi içinde taksim ediliyordu. Bunu kaldırdılar. Aynı zamanda yaptıkları en antidemokratik hamle oluyor.

 

Nasıl bir değişiklik geliyor?

 

İttifaklar içinde önce kazanılan milletvekillerin dağılımını engelledikleri için ittifak içinde kalan küçük partilerin milletvekili çıkartma ihtimali kalmıyor. Yani, D’Hont sistemini burada defacto iptal etmiş oluyorlar.  DEVA, Gelecek ve Saadet Partisi gibi partilerin ittifak içinden milletvekili çıkartma şanslarını neredeyse sıfırladıkları için onlara bir havuç gösteriyor. “Bakın barajı yüzde 7’ye indirdik ,ittifaktan çıkın, kendi aranızda bir birlik kurun, sizler yüzde 7’yi aşmaya çalışın, kendiniz milletvekili çıkarmaya çalışın, çünkü ben ittifak içinde size milletvekili çıkartabilecek kapıları kapattım” diyor.

 

Peki bunun çözümü ne olabilir?

 

Millet İttifakı tek listeden seçime gidebilir. En büyük parti kim?

 

CHP.  Hepsi CHP listesi altında kendi oy oranlarına göre aday gösterip seçime gitseler Cumhur İttifakı’nı darmadağın edebilirler. Ama burada bir handikap var. Merkez sağ seçmenin, İslamcı seçmenin, muhalefet olan milliyetçi seçmenin eli CHP’ye oy vermeye gitmeyebilir. Bu da çok ince bir şekilde düşünülmüş. CHP antipatisinden dolayı ittifakın oy kaybedeceğini bile hesap etmişler. Bu çok ince bir hesap.

 

Millet İttifakı içindeki küçük partiler kendi içinde düşünerek farklı hamleler yapabilir. Küçük partiler gerçekten de farklı partilerin listelerinden aday olabilirler veya Millet İttifakı iki büyük parti içinde liste gösterebilir. Yani, muhafazakarlar İYİ Parti listesi altından aday olabilir, CHP de kendi listesiyle seçime gidebilir. Millet İttifakı bu konuda farklı stratejileri uygulamak zorunda kalacak. Bakın, otokratlar birbirlerinden kopya alıyorlar, dayanışıyorlar. Bu hamle Macaristan’da yapıldı ve çok başarılı bir şekilde kurulan muhalefet ittifakının Macaristan’da sonuç alamamasına neden oldu.

 

Biliyorsunuz, seçim sistemlerinde yapılan değişiklikler ancak 1 yıl sonra yürürlüğe girebiliyor. Bu kanunun yürürlüğe girebilmesi için yapılan değişiklikler mecliste tartışılacak, komisyonlardan geçecek vs. kanunlaştıktan sonra üzerinden 1 yıl geçmesi gerekiyor.  Peki, bu ne anlama geliyor?

 

En az 1 sene daha erken seçim yok. Normal zamanlarda belki birkaç hafta veya birkaç ay önce  seçim olacak anlamına geliyor. Erdoğan’ın tartışmasız bir şekilde tekrar aday olabilmesi için ”Erken seçimse işte erken seçim, hadi erken seçime gidelim” diyecekler. Meclisten bir erken seçim kararı alarak Erdoğan’ı tekrar aday yapmaya çalışacaklar.  Daha önce “Yetersiz bakiye, erken seçime veya baskın seçime gidemeyecekler” demiştim.  Bir sene sonra çok daha ağır ve zor şartlarda seçmenle yüzleşmek zorunda kalacaklar. Yaptıkları mevcut seçim sistemi bile iktidar partisini kurtaramayacak.

 

 

YORUMLAR Üye Girişi

Bu Yazıya Yorum Yapılmadı. İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz? 
Lütfen Resimdeki kodu yazınız
 

Kocaeli Haberci Tavsiye Formu

Bu Yazıyı Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız

Yazarın Diğer Yazıları

Ak Partililerin En Sevdiğim Yanı …3 Mayıs 2024 Saat: 12:05
Beklenen buluşma gerçekleşti.
“Yerel Halk” Neyse Artık!23 Nisan 2024 Saat: 11:26
Özgür Özel tarihi bir zafer kazandı.
Sandığa gitmeyen seçmenler kimler? AKP’liler mi?11 Nisan 2024 Saat: 23:22
Seçimden sonra benim de çok merak ettiğim bir soru vardı.
Kan Ve Ruh Kaybı Varmış!6 Nisan 2024 Saat: 11:40
Büyükşehirlerde büyükşehir belediye başkanları görevi devralmaya başladılar.
AKP Kaybettiği Seçimden Ders Çıkarttı Mı?3 Nisan 2024 Saat: 10:14
Aslında bugün seçim analizleri yapmaya devam edecektim.
Tüm Yazıları
DepolamaTaşıma iletme sistemiMerdiven Tırmanma CihazıEngelli merdiven tırmanıcıUluslararası evden eve nakliyatAdaklıklazer epilasyonAnkara evden eve nakliyat