Geçen yıl Manisa’nın Soma İlçesinde meydana gelen facia ile ilgili, KAYÖD yönetimi basın açıklaması yaptı
Açıklama şöyle:
SOMA FACİASI
13 Mayıs 2014 ülkemiz tarihine kara bir leke olarak geçen facianın tarihi. Üstelik bu kara leke, ne yazık ki kömürden de kara bir leke. 1 yıl evvel tam da bugün Manisa’nın Soma ilçesinde meydana gelen maden yangını sonucu 301 madenci kardeşimiz ne yazık ki hayatını kaybetti. Bu facia ülke tarihinin en ağır kayıplı iş kazası olarak da yerini aldı. Kurtarma çalışmaları günlerce sürdü. Çıkan her haber, gösterilen her görüntü gözlerimizi doldurup, yürekleri sızlattı. 3 günlük ulusal yas ilan edildi.
Peki gerçekten de bu büyük facia bize bir “ders” oldu mu? Ne yazık ki sorunun cevabını çok geçmeden acı bir şekilde öğrendik. Bu sefer de 28 Ekim 2014 tarihinde Ermenek’te maden ocağını su basması sonucu 18 emekçi kardeşimiz yaşamını yitirdi. Kurtarma çalışmaları yine günlerce sürdü. Soma faciasıyla yanan yüreklerimiz, Ermenek faciasıyla bir kez daha yandı, dağlandı. Bu kaza ile birlikte istatistiki veriler gün yüzüne çıktı ve durumumuzun hiç de iç açıcı olmadığı bir kez daha su yüzüne çıktı.
Ölümlü iş kazaları bakımından 2014 yılı en fazla can kaybının yaşandığı yıl oldu. 1800’ün üzerinde işçi hayatını kaybetti ve bu sayı acı bir rekor olarak tarihimize yazıldı. En çok iş kazasının yaşandığı sektör maden ve inşaat sektörü olurken, il bakımından en fazla iş kazası görülen yerler İstanbul, İzmir, Ankara, Antalya, Aydın, Kocaeli, Manisa ve Mersin oldu.
Ülke olarak iş kazaları konusunda da ne yazık ki iyi durumda değiliz. Avrupa Birliği ülkelerine oranla 7-8 kat daha fazla sayıda kaza yaşıyor ve bu oranda da can kaybına katlanmak durumunda kalıyoruz. İş güvenliğini özellikle son yıllarda arttırmaya çalışsak da kayıt dışı istihdam, taşeronlaşma, güvenlik önlemi almanın yetersizliği gibi sebeplerden ötürü bu iş kazası sayısı hiçbir zaman asgari seviyeye indirilemiyor. Hatta tam aksine artıyor. 2008’de 865 kişi iş kazasında ölürken bu sayı 2009 yılında 1171’e, 2010 yılında 1444’e, 2011’de ise 1700’e çıktı. 2012 yılında 744, 2013 yılında ise ne yazık ki 1253 işçi kardeşimiz yaşamını yitirdi.
Bu ölümlerin yaşanmasının başlıca sebeplerinden biri de denetimsizlik. Özellikle 2012 yılından sonra her kuruma zorunlu kılınan iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi çalıştırma hali şirket sahipleri bakımından sağlansa da ne yazık ki bu sadece kağıt üzerinde kalmakta. Bu durumu kontrol edebilmek adına iş sağlığı ve güvenliği denetimlerinin yapılması lazım iken ülkemizde bu denetimleri yapabilecek müfettiş sayısı sadece 266 kişi. 315 de müfettiş yardımcısı bulunmakta. Bu sayı azlığı sebebiyle tüm yük haliyle yine iş güvenliği uzmanlarının omuzlarında kalıyor. Bu da bir kısır döngü oluşturuyor.
Yukarıda bahsetmiş olduğum tüm bu sıkıntıları düzeltebilmek adına hükümet Torba Yasa tasarısı olarak adlandırılan “İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”nı görüştü ve onayladı. Peki bu torba yasa ile madenci kardeşlerimiz ne gibi haklara kavuştular?
Bahsi geçen kanunlar madenci kardeşlerimizin haklarını koruma anlamında bir nebze olsun rahatlatıcı durum teşkil etti. Yaptıkları işin tehlikesi ve zorluğu göz önüne alındığında tüm bu yapılan yeniliklere “yeterli” bile diyemiyoruz. Ama en azından bunun tüm sektördeki iş kazalarını önleme ve güvenlik önlemlerinin arttırılması anlamında bir başlangıç olduğuna inanıyoruz, inanmak istiyoruz.
Bu vesileyle Soma faciasının yıldönümünde hayatını kaybeden işçi kardeşlerimize bir kez daha Allah’tan rahmet diliyoruz. Umarız bir daha ülke olarak böyle acı, böyle “kömür karası” facialarla yüz yüze kalmayız.
KYÖD YÖNETİM KURULU