Özdilek

Turizm

KAPADOKYA'nın Gelecek Yüzü; Saniye Manici Gezer

Kimdi? bu yüzündeki yaşanmışlığın çizgileri oluşmuş ve bir şeyler için çabalayan hali ile karşımda dimdik duran bu Anadolu Kadını. Kimdi? Aynı Yaşar Kemal'in hikayelerinden fırlamışcasına bir kimlik.

19 Eylül 2018 Saat: 11:35
KAPADOKYAnın Gelecek Yüzü; Saniye Manici Gezer
KAPADOKYA'nın Gelecek Yüzü; Saniye Manici Gezer

Saniye Manici Gezer'i, bu yıl Nevşehir'in Uçhisar İlçesi'nde, müzik, çağdaş sanat, gastronomi ve açık hava disiplinlerinin bir araya geldiği etkinliklerde, yerel ve ulusal yaratıcıları, tüm dünyadan katılımcılarıyla buluşturan ve bu yılki teması “Sessizlik” olan 14, 19 Haziran tarihlerinde Volkswagen ve Kapadokya Sanat ve Kültür Merkezi'nin sponsorluğunda 4.sü gerçekleşen CAPPADOX Festivali'nde tanıdım.


Sıcacık, samimi, çalışkan ve anaç tavrı ile dikkatimi çekmişti. Sanki öncelerden beri hayatımdaydı. Daha sonraları bir çok kez yollarımız kesişti ve kendisiyle ilgili bu yazıyı yazmaya karar verdim. Evet, teknoloji, şehirleşme ve yaşam gailelerinin artmasıyla 21. yüzyılda insanlar daha çok birbirlerinden uzaklaşırken sımsıcak, çalışkan bir kişilikle Anadolu'nun tam ortasında, bozkırında karşıma çıkmıştı.

 
Kimdi? bu yüzündeki yaşanmışlığın çizgileri oluşmuş ve bir şeyler için çabalayan hali ile karşımda dimdik duran bu Anadolu Kadını. Kimdi? Aynı Yaşar Kemal'in hikayelerinden fırlamışcasına bir kimlik. Adeta, Dağın Öte Yüzü serisindeki Meryemce karakterini ele alırsak, güçlü ve saygın bir kadın karakterle karşılaşmıştım sanki. Bütün olanaklarını yitirmiş köylünün isyanına Meryemce önderlik eder. Kadın, hem iktisadi olarak hem de ataerkil tarafından ezilmişliği sonucunda toplumsal patlamaların ateşleyicisi konumundadır edasıylaydı.


Saniye Gezer Manici, 1969 doğumlu olup babasının memuriyet görevi sebebiyle Kars, Ankara, Bursa şehirlerinde yaşamış. Nevşehir'e tayinleri çıkınca eğitimine Nevşehir Lisesi'nde ve ardından Anadolu Üniversitesi'nin Turizm ve Otelcilik Bölümü'nde devam etmiş. Altınöz Otel'de stajer olarak başlayıp resepsiyon görevlisi olarak 1985'te geldikleri Nevşehir'de 1989'da çalışma hayatına başlamış. Saniye Manici Gezer, eşinin görevi sebebiyle 4 yıl Fransa'da yaşamış. Bu dört yıl boyunca kültürel ve kişisel gelişim alanında kendisini geliştirmiş.


Döndükten sonra yeni yeni açılan butik otellerden birisi olan 13 odalı Ürgüp Evi'nde yönetici olarak çalışmış. Anlayacağınız okulundan yöneticiliğine kadar turizme ve Kapadokya'ya hakim bir kadın olarak hayata tutunmuş. Kapadokya'da ki turizimin gelişmesini gözlemleme imkanıda oluşmuş yıllar içinde.

 
Saniye Manici Gezer; ''Ben turizm sektöründe çalışmaya başladığımda az tesis vardı, az olanaklar vardı ancak turizm muhteşemdi. Daha kaliteliydi turizm bence eskilerde. Şimdilerde eğitimli ara personel yok, herkez bulduğu yeri eşti deşti otel yaptı, koruma azaldı, boşluklardan yararlanan yatırımcı sayısı arttı. Aslında bu turizmin genel sıkıntıları, Kapadokya bölgesinde de görülüyor. Eskiden sit alanı ve koruma kararı olan yerde bir pencere açanlara cezalar caydırıcıydı, hapis cezaları daha etkindi. Şimdi Peri Bacaları tabir edilen kayalara otel, oteller yaptılar. Fiyatlar artarken hizmet kalitesi düştü. Şu an bana göre Kapadokya Turizmi kötü. Belki para kazanılıyor ancak bu dünyada eşi olmayan vahada tarihsel, çevresel, ekolojik bozulmayı ben yıllar içinde farkediyorum. Bundan 5 yıl önceki kelebek türleri, kuş türleri yok artık. İnsanoğlu girdiği yerleri düzeltecekken bozuyor maalesef. Mesela; balon turizmi ile birlikte yanmayan gazlar ve doğaya dökülen gazlar var. Balon takip sisteminden dolayı vadilere açılan yollar, oradaki bitki türü, hayvan türü, fauna, flora zarar görmüştür, görmektedir. Elbetteki yaşam mücadelemizde daha duyarlı olmalıyız. Ekmeğimizi kazandığımız alanlarda daha korumacı daha çevreci olmalıyız'' dedi.

 
Gezer sözlerine şöyle devam etti: ''Benim ekoloji duyarlılığım her zaman yüksekti, ama emekli olduktan sonra toprak sevgim daha da arttı ve sanırım doğaya dönmek onun şifasından yararlanmak sebebiyle farkındalığım arttı. Bunlardan dolayı eşsiz bu jeolojik bölgeye katkı vermeye çalışıyorum bir karınca misali. Emekli olduktan sonra kendime minik bir seyahat acentası açtım 3, 4 yıl güzel gitti. Ülkemizde ki turizimin kötü gitmesiyle bende bundan etkilendim 2014, 15, 16 yılları çok kötüydü. Ürgüp küçük bir yer. Arkadaşlarınızın iflaslarını görüyorsunuz, eski turizimcilerin çöküşlerini görüyorsunuz bu çok kötü tabiki. Sıkılmaya başlamıştım genel şeyler beni tatmin etmemeye başlamıştı. Turizimin boşluğunu kendime birşeyler katarak değerlendirme isteğime hedefli bir şekilde, 48 yaşında olmama rağmen eğitimin yaşı yoktur düsturuyla, Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi, Avanos Meslek Yüksekokulu, Bitkisel ve Hayvansal Üretim Bölümü, Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Proğramını üniversite sınavına girerek kazandım. 2 yıllık örgün proğramı birincilikle bitirdim.''


Emekli, evli, çocuklu, işler kötü, sıkılmaya başlamış ve çevredeki işlerin kötü gidişide onu etkiliyor ve karar vererek yeni bir yol almak için adım atmış Gezer. Dünyada, deniz, kum, güneş turizimine ek farklı alanlarda da turizim faaliyetlerinin etkin olmaya başlaması fikri, Saniye Manici Gezer'i turizimin başka alanlarına itmiş. İyi dileklerini evrene göndermiş ve bu çalışmaları yeni kapılar açılmasına sebep olmuş. 'Konuşmalarınız bir duadır' sözlerine inanarak, üniversiteye başladığı yıl fark yaratarak hocalarıyla projeler geliştirmiş. Yıl sonu stajı için araştırma yaparken, bu alanda Türkiye'de ilk ve en önemli merkez olan İstanbul Zeytinburnu'nda bulunan, Zeytinburnu Tıbbi Bitkiler Bahçesi ile tanışmış. Staj başvurusunun kabulü ile danışmanı Mehmet Ali Altıokka önderliğinde bir ay staj yapmış. Danışmanından ve diğer teknik ekipten çok şey öğrenmiş. ''Bir sorup bin bilgi öğreniyorsunuz burada'' diyor Gezer.


Yüksekokul Müdürü Doç. Dr. Oğuz Öcal'ın ve Staj Danışmanı Mehmet Ali Altıokka'nın destekleriyle, organizasyonunu kendisinin yaptığı ve okuldaki arkadaşlarıyla, Kocaeli İli Kandıra İlçesi Kerpe mevkii'nde bulunan Ekoturizm yapan NarKöy Organik Çiftlik Tesisi'nde 13 öğrenci, on gün gönüllü çalışma yapma imkanı bulmuşlar ve kendilerini Nar Anne'nin ellerinde tıbbi ve aromatik bitki konusunda geliştirmişler.


Eğitim zamanında, Kapadokya Bölgesi'nde bitki çeşitliliğini inceleme fırsatı bulmuşlar, bu bölgedeki insanlar bu bitkileri nasıl kullanmış bunları tecrübe etmişler. Sonraları üretim kısmına geçerek aldıkları kimya dersleriyle tıbbi ve aromatik yağlar, sabunlar, mumlar gibi temel konularda bilgiler öğrenmişler ve bunları yaptıkları projelerle uygulama imkanları olmuş. Topraktan, çiftçilikten, tıbbi amaçlı bitkileri nasıl kullanbilirizden, yöresel florada neler var, neler gider, neler ekilebilirden ve birçok alanda, alanla ilgili bazı hocalarından destek almışlar. Üniversitelerinin yeni olması ve arazisinde bir çok boş alanın olması sebebiyle bölüm hocalarından Öğrt. Gör. Aybey İmamoğlu önderliğinde, Nevruz Dönemi'nde tohum bombası hazırlayarak üniversitenin arazilerine atmışlar. Proğramın Bölüm Başkanı Öğrt. Gör. Durmuş Ok ile başarılı bir süreç geçiren Gezer adeta proğramın ablası olmuş.


Gezer bu konularla ilgili bize şunları kaydetti; ''2. yılın 1. döneminde okulda ki bir etkinlikle stant açarak Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Proğramını tanıttık ve bu bölümde neler yapılıyoru anlattık ve yaptığımız ürünlerle uygulamalı gösterdik. Nevşehir Hacı Bektaş Üniverisitesi Rektörü Prof. Dr. Mazhar Bağlı ve Yüksekokul Müdürü Doç. Dr. Oğuz Öcal'a geliştirdikleri ürünleri de birer sepet içinde hediye hazırlayarak bir ziyarette bulunduk ve bu görüşmede Rektör hocamız çok etkilendi ve bunu projelendirelim diye bize destek verdi. Bize döner sermayeden ödenek çıkardı ve biz ürünler yapmaya başladık. Sabunlar, parfümler, aromatik mumlar yaptık. Bunların satışı ile önce bize ödenen ödenek kapatılacaktı ve sonra kalan çalışan öğrencilere paylaştıracaklardı. Biz mezun olduk ancak proje yola çıktı ve işlerliği devam etmektedir. Öğrencilere imkan yaratmış oldu. Ayrıca Avanos Belediyesi'nin her yıl yaptığı Festival'de panayır alanında Belediye Başkanı bize bu yıl bir satış standı tahsis etti. Burada az da olsa satışlar gerçekleştirdik. Okulda açılacak bir dükkanda ve üniversitenin diğer bölümlerinde de proje dahilinde satış imkanı devam edecek.


Ayrıca ben tavsiye üzerine Cappadox Festivali'nde iki yıldır ve özel gruplara 'Flora Yürüyüşü' etkinlikleri yapıyorum. Bu yıl festivalde Flora Yürüyüşleri yanında arkadaşım olan, Kapadokya'nın büyüsüne kapılıp buraya yerleşen ve burada çamur ile, seramik ile tanışıp yol alan, şu an seramik alanında üniversite eğitimine devam eden, Ürgüp'te hediyelik eşya ve seramik mağazası bulunan Selma Sukayar Varol ile bir stant açtık. Bu stan için, eğitim aldığım tıbbi ve aromatik bitkiler teknikeri olarak bölgeye has bitkilerden üzüm, üzüm çekirdeği, iğde, iğde yaprağı, kabak çekirdeği ve yağı, lavanta, endemik olan limon kekiği gibi topladığım çiçek ve otlardan ve türevlerinden oluşan ürünlerle koku yastıkları, aromatik mumlar, aromatik sabunlar, yağlar, rüya bohçaları, tütsüler, kokulu uyku bantları, kapı çelenkleri yaptım ve satışa sundum.
Tıbbı ve Aromatik Bitkiler Teknikeri olarak mezun olan Gezer; ''bu yıl festivale katılan insanların flora gezilerine ilgileri çok fazlaydı. Televizyonda bu kadar çok anlatan ancak bir bitki çayının nasıl demlendiğini anlatamayan Profesörlerimiz var diyor katılımcılar. İlgiden memnunum ancak burdada kirli bilgi oluşmaya başladı. Tıbbi ve aromatik bitki uzmanlığı eğitim ve tecrübeye dayanır. Fayda verelim derken zarar verebilirsiniz. Profesyonel ellerde daha güvenli olur bu sebeple biz teknikerlere çok iş düşmektedir. Cappadox bölgeye bu anlamda farkındalık için çok önemli bir etkinlikler silsilesinden oluşmaktadır'' dedi.


Cappadox Festivali'nde kadın girişimciyi desteklemişler. Geçtiğimiz yıl festival toplantısında kadın girişimciyi desteklemek istediklerini belirtmişler. Yerel katılımcı yarı yarıyaydı bende festival boyunca gözlemlediğimde. Bu tarz festivaller bölgesel kalkınmada itici güçtür ve desteklemek ve destek almak gerekir diye düşünüyorum. Kaliteli, vizyoner ve çağdaş oluşum gözlemledim bu festivalde. Umarım Saniye Gezer ile başlayan 4. Cappadox Festivali'nin 5.si'ni de gözlemlemek kısmet olur.
50 yaşında okulu bitirmiş, emekliliğin keyfini sürebilecekken o 'Anadolu Kadını' tabiri doğru olsa gerek durmamış yeni meşgaleler bulmuş kendine. Yöresine, çevresindeki kadınlara, gençlere örnek olmuş ve olmayada devam etmektedir. Anadolu'nun kalkınmasında gözükmeyen itici güç olan kadın desteklenmelidir. Anadolu Kazıları'nda çıkan kadın heykeller oldukça çok var. Ana dolu, bereket dolu tasvirli kadınların günümüzdeki temsilcilerinden sadece bir tanesi Saniye Manici Gezer bence. Kelimeler yetmez Anadolu Kadını'nı ve Saniye Manici Gezer'i anlatmaya. Yolunuz düşerse Ürgüp'te sorun bulacaksınız onu. Aydın, ilerici, sıcakkanlı bir Anadolu Kadını'yla tanışın sizi bölgenin vadilerine, flora gezilerine, tarihine, bilinmeyen köşelerine götürsün. Ekolojiye meraklıysanız birde, ondan çok şey öğreneceksiniz.


Yapılacak olan 2019 Cappadox Festivali için yerinizi şimdiden ayırtın, benim yaptığım gözlemleri sizde beğeneceksiniz. Cappadox 2016 Çağdaş Sanat etkinlikleri kapsamında gerçekleşen Floral Sohbetler programının bir parçası olarak düzenlenen Flora Yürüyüşü 2019'da da devam edecek. Saniye Manici Gezer’in düzenlediği Flora Yürüyüşü, Kapadokya’nın görkemli jeolojik yapısının gizlediği florasına bakmaya davet edecek. Gomeda Vadisi’nde gerçekleşecek olan turlarda Saniye Manici Gezer, bilimsel ve kültürel olarak bölgedeki bitkilerin yerleri ile geçmişte ve günümüzde Kapadokya’nın inanış, gelenek ve pratiklerindeki izlerini paylaşacak. Atölye ve aromaterapi çalışmalarıyla; bedeni, zihni ve bilinçaltını uyararak vücuttaki yedi enerji merkezini (çakraları) dengeye getirmeye yardım eder. Farklı uçucu yağlar, sabun, krem ve tıbbi yağlar yardımıyla; Toprak Ana’nın sağladığı imkanlara minnettarlıklığını huzurlu ve kucaklayıcı bir ortamda sunar ve tabiatla bağ kurmayı sağlar. Patikaları kaplayan yoğun bir bitki örtüsüne sahip Gomeda Vadisi’nde yabani sarımsaklar, sığır kuyruğu, bölgeye özgü su nanesi gibi birçok farklı bitki türü incelenip görülecek. Tüm bu bitkilerin faydaları konuşulacak.

Kapadokya Sanat ve Kültür Merkezi'nin çalışmalarını da takip etmenizi tavsiye ederim. Yıl boyu farklı etkinlik ve organizasyonlara ev sahipliği yapan ve Modacı Simay Bülbül Sarıpınar ve eşi Mimar Serhan Sarıpınar'ın satın alındıktan sonra çağdaş sanatlar alanında bölgede ilklerin gerçekleştirildiği Kapadokya Sanat ve Kültür Merkezi; Nevşehir’in Uçhisar ilçesinde yer almaktadır. Evrensel kriterlerde çağdaş sunumlar ve programlar ile kültürel etkileşime hizmet etmek, bölgenin geleneksel ve unutulmaya yüz tutmuş sanat ve zanaatlarını yaşatmak, bölgenin yeteneklerini keşfetmek belli başlı hedeflerindendir. Kapadokya Sanat ve Kültür Merkezi’nde, Sarıpınar aile koleksiyonuna ait yerli ve yabancı 24 sanatçının 100’e yakın eseri sergilenmektedir.
Haber: Veysel Kavrayan

YORUMLAR Üye Girişi

Bu Habere Yorum Yapılmadı. İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz? 
Lütfen Resimdeki kodu yazınız
 

Kocaeli Haberci Tavsiye Formu

Bu Haberi Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız
DepolamaTaşıma iletme sistemiMerdiven Tırmanma CihazıEngelli merdiven tırmanıcıUluslararası evden eve nakliyatAdaklıklazer epilasyonAnkara evden eve nakliyat