Özdilek
Rana Sinem Siklon
Rana Sinem Siklon

Farklılıklar Gücümüz mü?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dün Türkiye’nin Yüzyılı programını açıkladı.

29 Ekim 2022 Saat: 12:46

İktidar partisi lideri Erdoğan ilginç bir adam. Hedefe öyle bir  kilitleniyor ve cümleleri öyle bir seçiyor ki hiç “Şu noktada hata yaptık bunu düzelteceğiz, şu noktada bazı eksikliklerimiz oldu daha iyisini yapacağız” demiyor. Daha çok vermek istediği mesaja inandırmak istediği kitlelerden daha fazla inanarak konuşuyor. O mesajın daha inandırıcı olmasının sağlamanın yolunun buradan geçtiğine inanıyor.

Bunu nereden çıkarıyorum?

Cumhuriyet tarihinin gelmiş geçmiş en büyük ekonomik iflası yaşanıyor ama Erdoğan bu duruşu ve yandaş medya sayesinde krizi yönetemese bile krizin psikolojisini yönetiyor. İnsanları yoksullukla birlikte yaşamaya alıştırıyor, bunun düzelmeyeceğini, bu durumun düzelse bile ancak kendisiyle düzeleceğini söylüyor. İnsanların hayat standartlarını kademeli olarak aşağıya çekerek krizle yaşamaya ve tekrar kendisine dönmeye alıştırıyor.

Mesela “Ekonomiyi büyüterek refahı tabana yaymak suretiyle ülkemizi tüm fertleriyle birlikte zenginleştirdik” diyor. Erdoğan bu cümleleri inanarak söylüyor. Türkiye’nin Yüzyılı programında söylediği en önemli cümle buydu. Ekonomi ve zenginlik tabana yayılmış! Bu oldu mu hatırlamıyorum ama daha önce bu ülkede enflasyon yüzde 180’lere çıkmamıştı, dolar hiçbir zaman 18’lere 19’lara çıkıp 20’lere dayanmamıştı ya da marketlerde bazı mallar bulunamaz, bulunsa bile alınamaz hale gelmemişti. Ama Erdoğan çok net bir şekilde inanarak bir zenginlik oluşturduğunu söylüyor.

Daha önce Erdoğan’ın en çok farklılıklara vurgu yaparak buradan bir vizyon açıklaması yapacağı, “Farklılıklar gücümüzdür” mesajını yayacağı söylenmişti.

Farklılıklar Gücümüz mü Acaba?

Erdoğan döneminde farklılıklar gücümüz mü acaba? Acaba bu ülkede Erdoğan döneminde  göreve gelmiş bir Alevi vali var mı? Daha dün çok çocuk yaptıkları için Kürtleri PKK’lı ilan etmedi mi? Tüm Türkiye’yi kutuplaştıran, bölen, sinir uçlarıyla oynayan, inananlar ve inanmayanlar diyerek gürleyen Erdoğan değil miydi? Kendi yüzde 50’sini konsolide etmek için ülkedeki sosyal çatışma noktalarının tamamını kullanan, kimlik ve din üzerinden siyaset yapan ve muhafazakarlık üstünden siyaset yapıp muhafazâkar olmayanları dışlayan bu tavırdaki aktörler birlikten beraberlikten ve toplumsal zenginlik üzerinden mesaj vermeye gayret ediyorlar.

İktidar partisini ayakta alkışlamak gerekiyor. İflas etmiş bir ülkeyi ambalajlayarak, inanılmaz bir PR çalışması yaparak yurtdışındaki büyükelçiliklere bile bu PR çalışmasının propagandasını tüm dünyaya yaymaya çalışıyor.

Erdoğan’ın Oy Oranı Kaç?

Erdoğan’ın oy oranı kısmen de olsa yükseliyor. Erdoğan’ın oy oranı 47.6’ya kadar çıkmış. “Karşı çıkıyorum” diyenlerin oranı da 47.8. İflas etmiş bir ülkede Erdoğan hâlâ yüzde 50’ye çıkan oy alabiliyor ve “seçimi kazanma ihtimali masanın üstünde” dedirtebiliyorsa, hatta “seçimi kazanma ihtimali en yüksek olan aday olabilir” algısı halk içinde çıkabiliyorsa burada durup düşünmek gerekiyor.

Erdoğan’ı destekleyen sadece yandaş medya değil. AKP Moskova il başkanı gibi çalışan Putin’in her ay  periyodik olarak yaptığı açıklamaları ilginç bir şekilde devam ediyor. Putin “Cumhurbaşkanı Erdoğan güçlü ve sağlam bir lider, Türk halkı ekonomisi ve Türkiye’nin çıkarları doğrultusunda davranıyor” diyor. Putin bile sadece söylemiyle değil eylemleriyle Erdoğan’ın yanında. Erdoğan’ı ayakta tutup seçim kazandırabilmek için elinden geleni ardına koymayacağının mesajlarını veriyor.

Muhalefet Ne Yapıyor?

Muhalefet batılı ülkelere gittiğinde bir düşünce kuruluşunda konuşma yapıp o bölgeye güçlü mesajlar verecek vizyondan bile uzak. Otoriter rejimler ve liderler birbirlerini çok güçlü bir şekilde desteklerken, AKP’nin ve Edoğan’ın PR’larını yaparken muhalefetin bu tür yaklaşımlara ve dayanışmalara girmekten çekinmesi oldukça ilginç.

Altılı masada bazı gelişmeler var. Bir kulis bilgisi yayılmaya başladı. Liderler bir veya birkaç tane yüz yüze anket yaptıracaklar, bu anket sonuçlarına göre bir araya gelip toplanacaklar ve anket sonuçlarını değerlendirecekler. Bu anket sonuçlarına göre bir karar verecekler. Yine kulislere yansıyan bir bilgiye göre bu anket sonuçlarından çıkacak muhtemelen Kılıçdaroğlu en iyi ankette bile Erdoğan’ı sadece bir iki puan geçebildiği sonucu çıkarsa -ki anket verileri o yöne doğru gidiyor – alternatif bir adayın ismi masaya gelecek.

Birazcık düşündüğünüz zaman ve birazcık aritmetik biliyorsanız buradan çıkartılabilecek sonuç kulislere yansımaya başladı. Benim görebildiğim kadarıyla altılı masadan Kılıçdaroğlu çıkmazsa, çıkacak olan isim Ekrem İmamoğlu. Çıkması gereken ismin İmamoğlu olmalı diye altını çizmiyorum ama mevcut şartlar altında getireceği ismin İmamoğlu olacağını düşünüyorum. Hem HDP tabanından oy alabilecek hem CHP kadrolarını sandık başında diri tutabilecek hem Erdoğan’ı İstanbul’da iki kere yenmiş bir lider ünvanıyla aday olma opsiyonunun önüne gelecek. Hepsinden önemlisi İmamoğlu İYİ Parti’nin tabanına da altılı masadaki diğer partilerin tabanına da uzak durmayan, onlara da mesaj verebilen siyaseti sempati üzerinden götürebilen, Erdoğan’ın konuştuğu dili ondan çok daha iyi konuşabilen bir aktör.

Ali Babacan’ın Satır Araları

İşin ne kadar tehlikeli bir noktaya gitmeye başladığını Ali Babacan’ın satır arasındaki bir verisi gösteriyor. Ali Babacan  “Bu iş ya beraber olacak ya da olmayacak” diyor. Çok net. Ya çok güçlü bir şekilde ortak aday çıkartıp, çok güçlü bir vizyon ve birliktelikle halkın karşısına çıkacaklar ya da tek tek çıkacaklar. Böyle olursa Erdoğan elindeki tüm enstrümanları kullanarak hepsinin üstünden silindir gibi geçecek. Erdoğan oyun planını yapmış durumda.

Siyasi Yasak Neden İmamoğlu

Erdoğan bunun böyle olduğunu çok iyi bildiği için sadece potansiyel adaylar içinden Ekrem İmamoğlu’na siyasi yasak getirme opsiyonunu Demokles’in Kılıcı gibi Türkiye’nin üstünde tutuyor. Karşısında Kılıçdaroğlu’nun olmasını istiyor, çünkü Mansur Yavaş aday olursa HDP’yi Öcalan üzerinden boykot kararına sürükleyebileceğini çok iyi biliyor. Bu nedenle çok rahat bir şekilde seçimi alabileceğini düşünerek hesaplarını Kılıçdaroğlu ve Mansur Yavaş üzerinden yapıyor.

Hangi Noktaya Geldik?

 “Ben altılı masada şu adayı beğenmem, şu parti altılı masada olursa protesto ederim” vs gibi lüksleri tartışabilecek konumda değiliz. Belki şu anda yüzde 55 – 60 üstünde bir oy oranına ulaşabilmiş bir altılı masa oy potansiyeli önümüzde olsaydı, detayları konuşabilirdik. Artık iş detayları konuşma faslını, virajını, çıkışını çoktan geçti ve bir tünele girdik. Bu tünelde çıkışta ışığın olduğu tarafa mı gideceğiz yoksa kendi tercihlerimizi ve lükslerimizi ön plana çıkartıp çıkış olmayan kör bir sapağa gelip yine sonunda “adam kazandı” yazan ama çıkış olmayan bir tünelin çıkmazında mı kalacağımıza karar vereceğiz.

Seçim akşamında neyi yaşamak istediğimizi çok iyi düşünelim  ve hesaplarımızı ona göre yapalım.

 

YORUMLAR Üye Girişi

Bu Yazıya Yorum Yapılmadı. İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz? 
Lütfen Resimdeki kodu yazınız
 

Kocaeli Haberci Tavsiye Formu

Bu Yazıyı Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız

Yazarın Diğer Yazıları

“Yerel Halk” Neyse Artık!23 Nisan 2024 Saat: 11:26
Özgür Özel tarihi bir zafer kazandı.
Sandığa gitmeyen seçmenler kimler? AKP’liler mi?11 Nisan 2024 Saat: 23:22
Seçimden sonra benim de çok merak ettiğim bir soru vardı.
Kan Ve Ruh Kaybı Varmış!6 Nisan 2024 Saat: 11:40
Büyükşehirlerde büyükşehir belediye başkanları görevi devralmaya başladılar.
AKP Kaybettiği Seçimden Ders Çıkarttı Mı?3 Nisan 2024 Saat: 10:14
Aslında bugün seçim analizleri yapmaya devam edecektim.
22 yıl aradan sonra bahar gelmiş memleketime …2 Nisan 2024 Saat: 11:13
Hepimizi tebrik ediyorum. Hem sandık başına gittiğimiz hem sandıklara sahip çıktığımız hem de çok vakur bir şekilde bu başarıyı kutladığımız için.
Tüm Yazıları
DepolamaTaşıma iletme sistemiMerdiven Tırmanma CihazıEngelli merdiven tırmanıcıUluslararası evden eve nakliyatAdaklıklazer epilasyonAnkara evden eve nakliyat