Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Aydın’da Didim Belediyesi’nin Ayşenur Ezgi Eygi Parkı ve Toplu Açılış Töreni’ne katıldı.
Haber: Özgen Sarıkaya/Net Medya Grup-İGFA-
CHP Lideri Özgür Özel: “Cumhuriyet Halk Partisi, ‘Yaşasın Tam Bağımsız Türkiye’ Diyebilenlerin Partisidir”
“RANTIN DEĞİL HALKIN BELEDİYECİLİĞİNİN ADI CUMHURİYET HALK PARTİSİ BELEDİYECİLİĞİDİR”
“AYŞENUR’U UNUTTURMAYACAK VE YAŞATACAK”
“AK PARTİ YÖNETİMİNİN İKİYÜZLÜLÜĞÜ…”
“FİLİSTİN’DE TÖREN YAPANA KADAR MÜCADELEYE DEVAM”
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Aydın’da Didim Belediyesi’nin Ayşenur Ezgi Eygi Parkı ve Toplu Açılış Töreni’ne katıldı. Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özel, burada yaptığı konuşmada, “Değerli Didimliler, değerli şehidimizin değerli ailesi, bugün burada sizlerle birlikte çok anlamlı bir günde bir aradayız. Tabii Didim’e gelmişken Sayın Belediye Başkanımızın uzun süredir beklediği açılış için beklettiği başka eserleri de var. Önce birazcık onlardan bahsedeceğim ama daha sonra burada bulunma amacımız olan, esas değinmemiz gereken konuya değinerek sözlerime son vereceğim” dedi. Özel, şunları söyledi:
“BÖYLE BİR BİRLİKTELİKTEN BÜYÜK MUTLULUK DUYUYORUM”
“Öncelikle Didim, 28 yıl öncesinin Yenihisar’ı o günden bugüne sosyal demokrat belediyecilikle, halkçı belediyecilikle tanışmış olan o günden bugüne Cumhuriyet Halk Partisi’nin, Cumhuriyet Halk Partililerin hizmet ettiği ve yaptığımız hizmetlere hep en güzel karşılıkları aldığımız bir kentteyiz. Bugün iki yanımda, iki çok değerli kadın siyasetçi oturuyordu biraz önce. Bir tanesi Aydın’ın topuklu efesi, 2009 yılında Aydın’ı bir mucize olarak görülen bir şekilde Adalet ve Kalkınma Partisi ile MHP’yi geçerek, küçük bir farkla alan, ondan sonra Aydın’a, Aydın merkeze yaptığı büyük hizmetler sonrasında birilerinin gözünü korkutan, sonra köyler de oy kullansın, ilçeler de oy kullansın, Aydın Büyükşehir olsun, Cumhuriyet Halk Partisi almasın hesapları 2014 seçimlerinde yüzde 43’lük oy oranı ile altüst edip Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı olan ve girdiği tüm seçimlerde oy oranını artırarak, bugün de tüm Türkiye’de Cumhuriyet Halk Partisi’nin göğsünü kabartan belediye başkanımızla birlikte karşınızdayız. Diğer yanımda ise bu seçimlerde artık Aydın’da bir kadın belediye başkanı var, Didim’de niye olmasın, Didim’e bir kadın belediye başkanı elinin değmesiyle daha da güzelleşmesin mi dediğimiz ve Didimlilerin de buna en olumlu karşılığı verdiği Hatice Gençay var. Böyle bir birliktelikten büyük mutluluk duyuyorum.”
“GİRDİĞİMİZ HER SEÇİMDE SEÇMENİMİZİN YÜZÜNÜ GÜLDÜRECEĞİZ”
“Aydın’a kurultay öncesinde geldiğimde şöyle bir konuşma yapmıştım. Demiştim ki biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak kırılan umut dallarını, yeniden toprağa ekmek, oradan umudu büyütmek, var olan bir seçim kaybetmiş olmanın yarattığı duygusal kopuşu ve büyük moral bozukluğunu aşmak, yeniden kazanabileceğimizi, başarabileceğimize insanların inanmasını sağlamak için 1970’lerde nasıl Bülent Ecevit ve arkadaşları dünyada esen rüzgârları doğru tahlil ettilerse, Anadolu’nun gerçekleriyle dünyada yükselen solu birlikte tarif ettilerse, yaptıkları değişim hareketiyle, nasıl 70’lerde girdikleri iki yerel, iki genel seçimi kazandılarsa, biz de söz veriyoruz ki girdiğimiz her seçimden seçmenimizin ve halkımızın yüzünü güldürerek çıkacağız. O günden bugüne bir yerel seçim geçti. O yerel seçimlerden sonra bir kez daha karşınızdayız ve şunu büyük bir mutlulukla söyleyebilirim ki kurulduğu gün olduğu gibi girdiği son seçimlerde de bütün kamuoyu araştırmalarında da Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye’nin birinci partisidir.”
“HALKIN BELEDİYECİLİĞİNİN ADI”
“Yerel seçimlere dokuz belediyemizde girerken yerel seçimlerden 14 belediyemizle çıkmamızın ve Aydın coğrafyasının hemen hemen tamamına dokunan belediyelerimizi kazanmamızın büyük bir mutluluğunu yaşıyorum. Bugün Didim’i emanet ettiğimiz kadın, çalışkan ve genç belediye başkanımız Hatice Gençay bir yılı biraz geçen bir görev süresinde 116 bin metrekare yol yapan, 15 yeni tesis kazandıran, Didim’de ve Akbük’te birer kent lokantası açan, belediye tarlalarının sebzelerini ihtiyaç sahiplerine ulaştıran, en düşük işçi maaşını bizim hedef gösterdiğimiz 30 bin lira asgari ücretin de üzerinde 40 bin liraya çıkaran, ilçedeki okulların bahçe düzenlemelerini yapan, dört okula su arıtma cihazları takarak zengin yoksul ayırmadan bütün çocukların kaliteli su içmesini sağlayan, iki mahalleye kütüphane kazandıran, işletmelerden çıkan sağlıklı atık gıdaların toplanarak, sokaktaki canlar için mamaya dönüşmesini sağlayan bir tesisi kazandıran, belediye plajlarında ücretsiz şemsiye, şezlong hizmetiyle bu güzel coğrafyanın sadece zenginlerin değil düşük gelir seviyesindekilerin, yoksulların da yararlanmasını sağlayan, yaptığı bütün hizmetleri Didim’deki hem Cumhuriyet Halk Partisi Belediye Meclis Grubuyla, tüm siyasi partilerden belediye meclis üyeleriyle, Didim Belediyesinin değerli yöneticileriyle ve emekçileriyle, el ele, kol kola üşenmeden çalışarak yapan Hafize Gençay’a huzurlarınızda teşekkür ediyorum. Emeklerine sağlık. Şunu açıkça söylemek istiyorum ki Cumhuriyet Halk Partisi belediyeciliği işte böyle yoksulu düşünen, onun çocuğunun açlığını düşünen, okuldaki suyunu düşünen, öğle yemeğini bir çorba bile içemeyeceğiniz fiyata, dört kap sıcak yemeği veren kent lokantalarıyla düşünen, hep oy aldığı kesimin kendisinden beklediği hizmetleri yapmak için projelendiren, rantın değil halkın belediyeciliğinin adı Cumhuriyet Halk Partisi belediyeciliğidir.”
“İŞTE O GÜN BUGÜNDÜR”
“Bugün beş ayrı kalıcı eser için karşınızdayız. Temalı oyun gruplarıyla bir macera parkını gençler ve çocuklar için, Akköy Mahallesi’nde yeni bir kütüphaneyi, Barışköy’de bir kahvaltı bahçesini, Ekrem Başkanın adını koyduğu ve markalaştırdığı bir yeni kent lokantasını Didim’e kazandırıyoruz. Bugün ayrıca ne için buradayız diye sorarsanız, bugün burada birçok belediye başkanımız, birçok hizmet yapıyorlar ama Türkiye’de yaşanan olağanüstü şartlar, doğrudan belediyelerin açılış programlarına, festivallere, bir takım etkinliklere katılmamızı olanaklı kılmıyor. Gündüz Kuşadası’nda engelliler haftasının son gününde Türkiye’nin en büyük otizm merkezlerinden bir tanesiyle, sabahleyin bir çalıştay, öğleden sonra bir açılışta buradaydık. Bugün burada olmamızı gerektiren ise Ayşenur Ezgi Eygi, Filistin’de İsrail askerleri tarafından katledildiğinde, biz onun cenazesi Türkiye’ye gelsin diye uzun süre büyük bir diplomatik mücadele verilirken tanıştığımız değerli ailesiyle birlikte, onun toprağına kavuştuğu törende buradaydık. Didim’deydik. O gün o törende söyleyecek bir iki cümlemiz vardı. Siyaset yapmayacaktık. Ama söyleyecek bir iki cümlemiz vardı Filistin’e dair, Denizlere dair, Bülent Ecevit’e dair, Ayşenur Ezgi Eygi’ye dair. O gün tören programı defalarca değişti. Olmayacak işler oldu. Bizi konuşturmak yerine o gün sadece Sayın Numan Kurtulmuş’a bir mikrofon verip diğer partilerden de birer ikişer kişinin birer ikişer cümlesini duymaya tahammül etmediler. Biz orada törenin saygınlığına bir gölge düşürmek istemedik ama belediye başkanımın kulağına şunu söyledim. ‘Ayşenur’u unutturmayacak, yaşatacak bir şey yap. Filistin’i hatırlatacak, mücadeleyi hatırlatacak bir şey yap, gelelim onu açalım. O gün konuşuruz’ dedim. İşte bugün o gündür arkadaşlar.”
“BİR ALÇAK KURŞUNLA HAYATINI KAYBETTİ”
“Ayşenur, Antalya’da doğmuştu, hem ABD’nin hem de Türkiye’nin vatandaşıydı. Washington Üniversitesi’nde psikoloji okumuştu. Ama dünyadaki eşitsiz düzene, emperyalist düzene ta Amerika’dan itiraz ve isyan ediyordu. İsrail’in Filistin’deki zulmüne hepimiz gibi karşı çıkıyordu. Ama hepimizden farklı olarak kalktı Filistin’e gitti. Orada yapılan zulmü protesto etti. Bir alçak kurşunla hayatını kaybetti. 19 Eylül günü burada gözyaşları içinde onu hep birlikte on binlerle yolcu ettik. Şimdi bugün burada bu parkta, Filistin bayrağının renklerini taşıyan çiçeklerle, barış sembolüyle onun adına bir park açılışı yapacağız. Sayın Başkan hazır olduğunda Ankara’ya geldi, Meclis’teki odamda bana gösterdi. Projeyi anlattı. Yukarıdan bakınca barış sembolü görüldüğünü Filistin Bayrağı’nın renklerini taşıyan çiçeklerle donatıldığını, kızımızın adının oraya verildiğini söyledi. Bu töreni kimlerle yapabileceğimizi sordu. Dedim ki hiç şüphesiz ailesi orada olacak.”
“CUMHURİYET HALK PARTİSİ, FİLİSTİN MESELESİNDE AYRIŞIYOR”
“Hiç şüphesiz 1970’lerde Filistin için iki önemli dayanışma vardı. Bir tanesi Cumhuriyet Halk Partisi’nin üçüncü Genel başkanı Bülent Ecevit ile Yaser Arafat’ın, Filistin Kurtuluş örgütü Lideri Yaser Arafat’ın dostluğu ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin ve Türkiye Cumhuriyeti’nin Filistin devletine gösterdiği dayanışma, orayı temsilen partinin son genel başkanı, mevcut Genel Başkanı olarak ben olurum. Ama diğer dayanışma Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının adınadır. Onları Bora Abi temsil eder. Ayrıca bugünlerde Cumhuriyet Halk Partisi, Filistin meselesinde bir başka siyasi partiden çok farklı şekilde ayrışıyor. Bugün Trump ‘Gazze güzelmiş’ diyor, ‘Orayı boşaltayım’ diyor, ‘Oraya güzel oteller yaparız, casinolar yaparız, Gazze’de bir tatil kenti yaparız’ diyor. Birileri susuyor. Öyle Netanyahu ile zaman zaman kayıkçı kavgası yapıyordu, şimdi onu bile yapmıyor. Güya ‘One minute’ diyordu ne minute’ler, ne saatler, ne günler, ne aylar geçti. Ağzını açıp Trump’a bir şey söylemiyor. Trump resmen soykırımın üstüne, Gazze’deki soykırımın üstüne tehciri, oradan o insanların etraftaki beş Müslüman ülkeye gitmesini savunuyor. Buna ses etmediği gibi yandaş köşe yazarlarına, ‘Hicret olabilir’ diyor. Sanki Hazreti Muhammed’in hicretini Filistinlilere örnek gösterip, dini duyguları sömürüp Filistin’i Gazze’yi boşaltıp Trump’a inşaat alanı açacak kadar alçaklaşabilecek birilerine yol veriyor. Kendisinin önünü açmasını sağlıyor. Buradan açıkça söyleyelim; Amerikan başkanları bazen deli taklidi yaparlar ama hesapları şeytanın bile aklına gelmeyecek hesaplardır. Trump’ın oradaki ince sahil şeridine, oraya kuracağı beş tane 10 tane otele, casino‘ya, orada oynattıracağı kumarın gelirine baktığını düşünmesin kimse. O uzun sahil şeridinin önünde Doğu Akdeniz’in Avrupa’ya, bütün Avrupa’ya 100 yıl yetecek hidrokarbon yatakları var. Amerikan emperyalizmi, Amerikan kafası, Amerika’nın planı Trump’ın deli taklidi ile gizlenmeye çalışılıyor. Bugün Trump’a susan bir deliye değil, Filistin’in tehcirine, soykırımdan sonra öz vatanlarından sürülmesine ve Doğu Akdeniz’deki hidrokarbonların İsrail’le Amerika’ya peşkeş çekilmesine susuyor demektir. Bunu görecek herkes.”
“CUMHURİYET HALK PARTİSİ EMPERYALİZME TESLİM OLMAYANLARIN PARTİSİDİR”
“Rümeysa kızımız Amerika’yı protesto etti diye aylarca içeride yattı. Vaktiyle Trump’a ‘Bu can bu bedende durdukça papazı alamazsın, rahip Brunson’ı alamazsın. Ver papazı, al papazı’ deyip, kendisi Amerika’daki Fethullah Gülen’i almadan rahibi vermeyeceğini söyleyip, Trump’ın bir telefonu, telefondaki bir fırçasıyla apar topar Rahip Brunson’ı yollayan Erdoğan’a ve maalesef Türkiye’ye Trump her konuşmasında rahibi hatırlatıyor. Diyor ki ‘Erdoğan’ı severim, aram iyidir. Geçmişte istedim hemen rahibimi verdi.’ Oysa Erdoğan ‘Bu can bu bedende durdukça vermem’ diyordu, ama Trump ‘İstedim, hemen verdi’ diyor. Erdoğan’a o günlerde yaptığı tehdidi, mal varlığı hatırlatmasını, ‘Eğer rahibi vermezsen mal varlığını açıklarım’ diye yaptığı o zamanki şantajı ve Erdoğan’ın bir anda kendisine nasıl teslim olduğunu Erdoğan’a da maalesef bize de hatırlatıyor. İşte ben ‘Burada kimler olsun, kimler bulunsun?’ dendiğinde o partiden, Adalet ve Kalkınma Partisi’nden, Genel Başkanından Genel Başkan söylemi ile biz ayrışırken, Adalet ve Kalkınma Partililer Filistin’i unutmuşken, ‘Nehirden denize’ deyip Filistin yürüyüşü düzenleyip engel olunan, karşısına polislerin dikildiği bütün Türkiye’ye AK Parti yönetiminin ikiyüzlülüğünü, hem İstanbul Emniyeti, Valilik ama esas olarak Erdoğan’ın talimatlarıyla nasıl engellendiğini gösteren İstanbul İl Başkanımız Özgür Çelik’i buraya davet ettik. Özgür Çelik bu iki yüzlülüğü her fırsatta ortaya seriyor. Ben uygun görmeleri halinde sevgili Bora Abi’yi İstanbul İl Başkanımız Özgür Çelik’i, Filistinli öğrencilerin başkanı, bana her fırsatta Deniz Gezmiş’in arkadaşı İsa'nın Deniz’in çok sevdiği kitabı Türkçe’ye çevrilince ve 1976’da gelip onu alıp götüren İsa’nın kendisine emanet ettiği kitabı, bana getirip hediye eden, ‘Denizlerin yolundan giden biri olunca Türkiye’de, ona ver dediği’ o kitabı bana hediye eden, bugün de Ayşenur’un kabri için Filistin’den toprak getiren Yusuf’u buraya davet ediyorum. Buyursunlar gelsinler. Ve buradan bir kez daha bütün Türkiye’ye şunu söylemek istiyorum. Cumhuriyet Halk Partisi kuruluşun ve kurtuluşun partisidir. Cumhuriyet Halk Partisi idealizmin partisidir. Sözünden dönmeyenlerin, dostunu satmayanların, konjonktüre göre değişmeyenlerin, emperyalizme teslim olmayanların, yaşasın ‘Tam bağımsız Türkiye’ diyebilenlerin partisidir. İçinde bulunduğumuz bu süreçte de kimse endişe etmesin ki Türkiye’de barışın, kardeşliğin garantisi de Cumhuriyet Halk Partisi’dir, her türlü çirkin tertibe karşı Cumhuriyet’in kurucu değerlerinin garantisi de Cumhuriyet Halk Partisi’dir. Hepinizi saygıyla selamlıyorum, ailenin acısını bir kez daha paylaşıyorum. Ve Ayşenur Ezgi Eygi’nin adını yaşatmaya, onun hatırasını yaşatmaya, onun kadar cesur, onun kadar idealist olmaya ve bir gün bu töreni Filistin’de yapmaya varana kadar mücadeleye devam diyorum.”