Siyaset

CHP Mücadele Alanını Meydanlara Taşıyor

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Silivri Cezaevindeki

9 Temmuz 2025 Saat: 21:27
CHP Mücadele Alanını Meydanlara Taşıyor
CHP Mücadele Alanını Meydanlara Taşıyor

Haber: Özgen Sarıkaya/Net Medya Grup-İGFA-

CHP Genel Başkanı Özgür Özel: “Yarın Adana, Cuma Antalya, Cumartesi Malatya, Pazar Adıyaman’dayız”

“CUMHURİYET HALK PARTİSİ TÜM PİSLİKLERİNİZİ İLK SEÇİMDE ÇÖPE DÖKECEK”

“BİZ ERKEN SEÇİM YAPIP KAZANINCA SİYASİ TUTUKLULAR ZATEN ERDOĞAN ZULMÜNDEN KURTULUP DIŞARIYA ÇIKACAK”

“BİR VESİKALIKTAN KORKUP KAÇAN ERDOĞAN’I 81 İLDE MİLLETE ŞİKAYET EDECEĞİM”

“TERÖRSÜZ VE DEMOKRATİK TÜRKİYE DÜNYAYI YAKALAYIP GEÇECEK, BU SON FIRSATI KAÇIRMAMAYI ÖNEMSİYORUM”

“MEHMET MURAT ÇALIK İÇİN HER GÜN ALTIN KIYMETİNDE, ADLİ TIP HIZLA GEREKLİ KARARI ALMALI”

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Silivri Cezaevindeki İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, Cumhuriyet Halk Partisi Parti Meclisi Üyesi Baki Aydöner, Cumhuriyet Halk Partisi Önceki Genel Başkan Yardımcılarından Aykut Erdoğdu, Şişli Belediye Başkanı Resul Emre Şahan, Adana Seyhan Belediye Başkanı Oya Tekin, Gazeteci Fatih Altaylı ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Özel Kalem Müdürü Kadriye Kasapoğlu ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi Spor Kulübü Başkanı Fatih Keleş’in oğlu Mustafa Keleş’i ziyaret etti. Cezaevi çıkışında açıklamalarda bulunan Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özel, “Değerli arkadaşlar, yine bir çarşamba günü Silivri’de 15,5 milyon vatandaşımızın oylarla Cumhurbaşkanı Adayı gösterdiği, Cumhurbaşkanı Adayımız, yapılacak ilk seçimde milletimiz takdir ettiği takdirde ülkenin bir sonraki Cumhurbaşkanı Ekrem İmamoğlu’nu ziyaret ettim” dedi. Özel, şunları söyledi:

https://youtu.be/pJXteTV4ZaE

“HAYALLERİNDE İCAT ETTİKLERİ ÖRGÜT…”

“Ayrıca Adana Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Zeydan Karalar’ı, Sayın Ahmet Özer’i, Sayın Baki Aydöner’i, Sayın Aykut Erdoğdu’yu, Sayın Resul Emre Şahan’ı, Sayın Oya Tekin’i, Sayın Kadriye Kasapoğlu’nu, Sayın Fatih Altaylı’yı ve Sevgili Mustafa Keleş’i ziyaretlerde bulundum bugün. Özet olarak şunu söyleyeyim: Birincisi; ilk ziyaretim, yargı sistemimizin herhalde en yüzkarası durumlarından bir tanesi, eşle ve çocukla uğraşan savcıların Silivri’de rehin tuttuğu Mustafa Keleş. 26 yaşında bir inşaat mühendisi. Yıllardır kendi adına çalıştığı, yani kendisinin maaşla çalıştığı bir şirkette ve sadece babasının direncini kırmak, oğlunu cezaevinde esir tutarak burada babasına, arkadaşlarına iftira attırmak üzerinden kurulan bir oyun var. Babasını defalarca avukatları olmadan çağırıp, ‘İstediğimiz gibi ifade ver ve git’ deyip, olmayınca ‘Bak senin oğlun da varmış’ deyip oğluyla tehdit edip, sonra oğluna alakasız bir yerden bir suçlama yönlendirip, güya kendilerince punduna getirip… Bir kentsel dönüşüm projesinde oğlunun çalıştığı firma bir daireyi boşaltamıyor, bir inatçı kiracı çıkmıyor. Mustafa’nın üzerine satış yapıyorlar, tahliye davası açıyorlar. Bunu kiracı da doğruluyor, bunu malın gerçek sahibi de doğruluyor, herkes biliyor yıllar önce olan bunu. Bunun üzerinden Mustafa’yı yalandan içeri koyup, babasına karşı esir olarak tutuyorlar. Ve babasına tehdit ve şantaj yapıyorlar. 26 yaşında Mustafamızı sağlıklı, dimdik, artık bolca da kitap okuyan, ‘Cep telefonunu kitaplarla arama girmişti’ diyor, kitap okuyan, meselenin çok farkında olan bir şekilde, çok moralli gördüm, çok mutluyum.”

“ADANA’NIN VİCDANINA SIĞMIYOR, KİMSE KABUL ETMİYOR”

“Zeydan Karalar, Adana’nın Adana gibi Başkanı. Bütün Adanalıların sevgilisi. Her seçimde daha fazla oy alarak Adana’da rekor üstüne rekor kıran Zeydan Başkan’ı alıp buraya koydular. 14 yıl önce AK Partili belediyenin yapmış olduğu bir ihale ve o ihalenin sonunda bundan yapılan ödemeler ve daha sonra da o ihalenin yenilenmemesi söz konusu. Zeydan Başkan ihale vermediği bir firmanın AK Parti döneminden kalan ödemelerini, düzenli yaptıkları ödemeleri, ‘Ödemeleri almak için Zeydan Başkan’a gittim’, yalan. ‘O da beni filancaya yolladı’, yalan. Kanıt yok, ispat yok, hiçbir şey yok. ‘O da benden küçük paralar istedi’, bu da yalan. Ama Zeydan Başkan bu yalanlarla burada tutuklu. Adana’nın vicdanına sığmayan, kimselerin kabul etmediği, Zeydan Başkan’a yapışmayacak ve 14 yıl geriye dönük, üstüne Seyhan’ı yönetmiş, ‘Adana Büyükşehri yönet’ demiş Adanalılar, yönetmiş. Bir daha aday göstermişiz, rekor oyla seçilmiş. Anket yapmışız, Türkiye rekorlarını kırmış Zeydan Başkan’ı Adana’dan kopartıp, Adana’yı cezalandırıyorlar. Kaldı ki bu başımızda kendisini Türkiye Başsavcısı sanan, kendisini bu kasabanın, buraların şerifi sanan, kanunu kendi koyan, kendi uygulayan kişi olmasa Zeydan Başkan, mesela şu anda Adalet Bakanı’ndan izin alarak görüşmedik Zeydan Başkan’la. Çünkü örgütlü bir suça dahil değil. Çünkü Zeydan Başkan’a ‘Sen bu suçu işledin’ dedikleri dönemde burada iddia ettikleri örgüt yok ortada. O yüzden örgütsüz, bir başına koymuşlar. Milletvekilleri örgütlü suçlar, terör suçları dışında izinsiz görüşürler. İzinsiz görüştük. Bir başına, sırf inadına Adana’yı kazanma suçundan dolayı içeriye atılan Zeydan Başkan var. İmamoğlu suç örgütüne dahil edemez. Beyefendilerin hayallerinde icat ettikleri örgüt, onların hayallerinde bile yok 14 yıl önce.”

“EKREM BAŞKANIN SUÇU ERDOĞAN’I YENMEK”

“Onun dışında, Oya Tekin hem eşinin, hem kendisinin alınıp buraya koyulduğu noktada, 15 yaşında evladı için tedirgin oluyor. ‘Hiç olmazsa ev hapsi olsa da 15 yaşında çocuğum anasız babasız kalmasa’ diyor. ‘Söylerim bunu’ dedim. ‘Söyleme Başkanım, acındırmaya çalışıyorlar derler’ dedi. Ama ben söylemeyi doğru buluyorum. Herkes bunu bilsin. Ve Parti Meclisi Üyemiz Baki Aydöner. Bugün sabah kardeşini alarak onun da üzerinde baskı oluşturmaya çalışıyorlar. Önceki dönem milletvekilimiz ve Genel Başkan Yardımcımız Aykut Erdoğdu ve bütün arkadaşlarımız; içeride dimdik, neye uğradıkları bilerek, nasıl bir iftiraya uğradıklarını bilerek ve suçlarının AK Parti’yi yenme suçunu olduğunu bütün arkadaşlarımız bilerek ve hep beraber benim de içinde, hatta başında olduğum bir suç organizasyonu var. O da; ülkenin iktidarını yapılacak ilk seçimlerde demokratik yollarla indirmeye teşebbüs suçunu işliyoruz biz, hep beraber. Ben bu örgütün başıyım. Örgütün benim gibi elebaşları içeride, çok etkili isimler içeride. Tabii Ekrem Başkan’ın suçu apayrı. Onun suçu; üç kez üst üste Erdoğan’ı yenme suçu. Erdoğan’ın adaylarını yenme ve henüz Erdoğan’a yenilmeme suçu. Bugün Sayın Erdoğan grup konuşmasında, ben yurt dışındayken kısık sesle söylüyor diye gülüyor gençler. Beni cezaevinde ondan haber alamaz bulunca yine arkamdan atmış tutmuş. Ne diyor? ‘Biz bunları defalarca yendik.’ Defalarca yendin de yenilmez sen değilsin. Sen son seçimde bana yenildin. Dört seçimdir Ekrem İmamoğlu’na yenildin. Türkiye’de bir yenilmez varsa, o da Ekrem İmamoğlu. Genel Başkan olarak ben yenilmezim. Ama benim avantajım, iki yıllık Genel Başkanım. Bir seçime girdim, onu da kazandım. Ben buradan yenilmezlik hikayesi anlatmak yerine, Ekrem İmamoğlu’nun hikayesine bir bakın derim. Beylikdüzü’nü elinden o aldı, İstanbul’u elinden o aldı. Başbakan koydun, onu yendi. Meclis Başkanı koydun, onu yendi. Murat Kurum’a çok güveniyordun, güya tırnak içinde içinizdeki en iyi şehircilik bileni koydun, onu yendi. Sen daha Ekrem İmamoğlu’nu yenemedin. Bir yenilmez varsa, Ekrem İmamoğlu. Bir yenemediğin varsa, Ekrem İmamoğlu. Bu yüzden çatlama noktasına gelmiş durumdalar. Hasetten ne yapacaklarını şaşırmış durumdalar. Ama vatandaşlarımız, milletimiz gayet iyi biliyor ki; biz Erdoğan’ı yendik diye ve gelecek seçimde de yeneceğiz diye arkadaşlarımız içeride, partimiz saldırı altında ve sürekli yargı tacizi altındayız. Ama yılmayacağımızı bilin. Bakın çok yılmaz biri var burada. Silivri İlçe Başkanı. Her gün burada. Misafiri hiç eksik olmuyor. Günde 4 saat, 6 saat, 8 saat, 10 saat ev sahipliği yapıyor bize. Demokrasiye bekçilik yapıyor, emanetlerimize ev sahipliği yapıyor. Biz hep birlikte bu mücadeleyi kararlılıkla vereceğiz.”

“112 GÜNDÜR DİMDİK AYAKTAYIZ”

“İlk başladığımızda ‘Nefesiniz nereye kadar yetecek?’ diyorlardı. 112 gün oldu, dimdik ayaktayız. Ahmet Özer 255 gün oldu, dimdik ayakta. Seçime kadar, o sandık gelene kadar buradayız. Kendine güveniyorsa 2 Kasım Pazar getirsin sandığı, alalım boyunun ölçüsünü. Böyle atıp tutmakla olmuyor. Buradan bir kez daha söylüyorum. Erdoğan, seçimden kaçmaktadır, milletten kaçmaktadır. 2 Kasım seçildiğinin 2.5’uncu yılıdır, beş yıllığına seçildi, tam yarıda. ‘Süreyi sonuna kadar kullanacağım’ diyor bugün. Kullanırsan bir daha aday olamıyorsun. Bak ne güzel teklif. Tam 2.5’uncu yılda gel, 2.5 senden 2.5 benden. Biz 2.5 yıl katlandık sana, 2.5 yılı koy ortaya, ben de 2.5 yıl koyuyorum ortaya. Seçilirsen yap beş yıl daha Sayın Erdoğan. Normalde aday olamıyorsun, erken seçim olursa oluyorsun. Yarısı senden, yarısı benden. Kampanyaya bak, kaçırma bu fırsatı. 2 Kasım günü gel, kozlarınızı paylaşalım. Millet eğer bu asgari ücrete, bu emekli maaşına, bu yoksula, bu işsizliğe, tarımdaki bu taban fiyatlara razıysa 2.5 yıl daha sana ‘Beş yıl daha görev yap’ derse, buyur sen yap. Ama millet bu asgari ücreti 30 bin lira yapacakları, emekliye en düşük emekli maaşını asgari ücrete çıkaracakları, taban fiyatı böyle vicdansızca maliyetin altında değil, maliyet artı makul karla taban fiyat belirleyecekleri, gençler yasaksız Türkiye, vizesiz Avrupa’ya, Avrupa Birliği’ne oy verecekleri sandıkta biz oradayız kardeşim. Kendine güveniyorsan tam ortasındayız. Gel tam ortasında yapalım. Sen kazanırsan 2.5 yıl daha kazanıyorsun, toplam beş yıl. Biz kazanırsak millet kazanıyor. Cesaretin varsa hodri meydan, sandığı koyalım. Benim adayım burada hazır. Adayım hazır. Salmasan dahi adayım hazır. Onun bir vesikalık fotoğrafına seni yeneceğiz. Ama bir vesikalık fotoğraftan korkup seçimden kaçan Erdoğan’ı da 81 ilde bu millete şikayet edeceğim. Yarın gündüz bütün belediye başkanlarımızla Ankara’dayız. Akşam Adana’dayım, öbür gün Antalya’dayım, dahası gün Malatya’dayım cumartesi günü. Pazar günü de Adıyaman’dayım. Benim enerjim tükenmez, azmim kırılmaz, inadımdan kurtulamazsın. Sandığı getirene kadar seni bütün Türkiye’de seçmenlere, bütün dünyanın da demokratlarına şikayet edeceğim. Bunu böyle bil. Ne Türkiye’de huzur var, ne Avrupa’da ne dünyada uluslararası alanda huzur var. Bize bu kötülüğü yapanın iki yakası elimizdedir. Bizim söyleyeceklerimiz bu kadar arkadaşlar. Akşam da Sancaktepe’de mitingimiz var.”

“NEREDEN BAKSAN BİR TUTARSIZLIK İÇİNDE…”

Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Genel Başkan Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Hırsızlarınızı milletvekili yapıp yargıdan mı kaçırmak istiyorsunuz?’ şeklindeki sözleri içim olarak şunları söyledi:

“Nereden baksan tutarsızlık da ne korkuymuş be arkadaş ya. Ne hesap yapıyor. Gece uykuda uyurken hani uyanıyorsun ya ‘İstanbul’u kazanan, Türkiye’yi kazanır. İstanbul’u kaybeden Türkiye’yi kaybeder’ diye sıçrıyor bu. Uykusunda konuşmaya başlarsa TRT canlı yayına geçiyor. ‘Cumhurbaşkanımız uykusunda konuşmaya başladı. Canlı yayına geçiyoruz’ diye. A Haber, CNN filan hiç atlamıyorlar. Günde beş kere konuşuyor, uykusunda sayıklasa onu da veriyorlar. Ama uyanıp da kendi kendine düşününce onu da grup toplantısında. Ne hesap yapıyormuş? CHP erken seçim yapacakmış da… Bir kere sende bir tutarlılık olsa ne yaptığını bilirsin. Burada Can Atalay var. Geçen seçimlerde aday gösterdi TİP, Hataylılar seçti. Sen onu saldın mı da ‘Cezaevindeki biri milletvekili olunca cezaevinden çıkarmaya çalışıyorlar’ diyorsun. Ya yalan atıyorsun ya da burada ne yaptığını daha bilmiyorsun. Onu bile savunabilecek noktada değilsin. Can Atalay seçilmiş milletvekilidir. Devlet Bahçeli’nin yönettiği oturumda Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından yemine davet edilmiştir. Bu kararı tanımayan bir mahkeme yüzünden cezaevinden salınmamıştır. Üstüne iki kere de Can Atalay’ın haklı olduğuna Anayasa Mahkemesi karar vermiştir. ‘Anayasa Mahkemesi’ni tanımaz’ mantığınız yüzünden haksız yere içeride tutuluyor. Şimdi diyor ki ‘Özgür Özel erken seçim yapacak. Cezaevindeki arkadaşlarını milletvekili yapıp oradan çıkaracak.’ Çıkılabiliyor olsa Can Atalay çıkar. Biz erken seçim yapıp kazanınca zaten cezaevindeki masumların hepsi kendiliğinden dışarıya çıkacak. Senin zulmünden dolayı içeride tutulan bütün siyasi tutuklular çıkacak. O yüzden bugünkü grup konuşması tam bir Ahmet Kaya şarkısıdır: ‘Nerden baksan tutarsızlık…’”

“İŞ ADAMLARINDAN PARA TOPLAMA MESELESİ VARSA MUCİDİ KENDİLERİDİR”

Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özel, Erdoğan’ın “100 yıllık Cumhuriyet Halk Partisi haraç partisine dönüştü” sözü için olarak ise şöyle konuştu:

“Ağzından çıkanı kulağı duysun.100 yıllık halk partisi öyle haraç değil de faraş partisine dönüşmüş olabilir. Böyle bir faraşı alıp elimize Erdoğan’ın Türkiye’nin başına musallat ettiği bütün pislikleri süpürüp, gidip uygun olan yere dökeceğiz ilk seçimden sonra. Böyle faraşa topluyorsun ya pislikleri. Cumhuriyet Halk Partisi’ne öyle haraçla maraçla… Bu ülkede iş adamlarından para toplama meselesi varsa, bir havuz varsa bunun mucidi de uygulayıcısı da bunun sonucunu alan da Erdoğan’dır. Havuz medyası yaratan siz değil misiniz? Binali Yıldırım’a sefer, görev emri çıkaran, ‘Haydi bakalım, haydi bakalım’ deyip bütün iş adamlarından para toplayan, o parayla TMSF’nin elindeki kanalları satın alan, ayrıca gazeteleri satın alan, kendisine havuz medyası yaratan siz değil misiniz? Bütün AK Partililere söylüyorum. AK Parti’de bir işin hallolması için o işte verilmesi gereken yüzde neyse, o yüzde malum yere iletilecek şekilde alınmadan Türkiye’de herhangi bir iş görülebiliyor mu? AK Parti’nin kurucusunun fabrikasının açılışına Anadolu’da gitmek için para isteniyor da, bu para yoksa kurdeleyi Erdoğan kesmiyor. Önünden konvoyla geçiyor. Bunları konuşuyor Anadolu. Gidin bir bakın bakalım. Ondan sonra ‘haraç partisi’ymiş. Biz Türkiye’de devleti kuran, yargıyı egemen kılan, hakim denetimli seçimi getiren partiyiz. Biz Türkiye’de hukukun üstünlüğünü getiren partiyiz. Biz ilk hedefler beyannamesine Anayasa Mahkemesi’ni koyan partiyiz. Siz ‘Tanımıyorum, kararlarına da uymuyorum’ diyen partisiniz. Siz hukuku ayaklar altına alan partisiniz. Bütün Türkiye’yi haraca bağlayan birisi varsa, kim dedi bunu? O kişi, kişi kendinden bilir işi. Cumhuriyet Halk partisi olsa olsa faraş partisi olur. Bütün Türkiye’deki pisliklerinizi alıp çöpe dökeceğiz inşallah ilk seçimde.”

“İFTİRALARI TEK TEK ÇÜRÜTTÜĞÜMÜZÜ MİLLETİMİZİN GÖRMESİNİ İSTİYORUZ”

Genel Başkan Özel, MHP Lideri Bahçeli ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Yargılamaların TRT’den yayınlanması’ hakkındaki ifadelerinin sorulması üzerine şu değerlendirmeyi yaptı:

“Hayırlı olacak inşallah. Fikri takip, haklılığın, meydanların gücü ve bu konuda doğru bir talebin ısrarlanması ve tekrarın gücüyle bugün Türkiye çok iyi bir noktaya geldi. Dün söyledim, Sayın Bahçeli’ye teşekkür ediyorum. Çünkü son derece somut bir şey var, son derece haklı bir şey var. Biz diyoruz ki ‘İftiraya uğruyoruz ve sesimizi duyurmak istiyoruz.’ Ama TRT ve bütün yandaş kanallar iftiraları veriyor ama yanıtları vermiyor. Hatta sonra diyorlar ki ‘İddialara cevap verin.’ Doğru cevapları vermiyorlar. Biz de dedik ki ‘Biz arkadaşlarımıza güveniyoruz sonuna kadar. Siz de savcılarınıza güveniyorsanız, gelin.’ Tabii ki TRT’nin bir kanaldan tamamını. Çünkü nasıl yapıyor TRT? Grup konuşmamızın ilk altı dakikasını veriyor misafirler anons edilirken falan. Ya da ne yapıyor? Plan Bütçe Komisyonunda Bakanın konuşmasını veriyor, muhalefet konuşurken çıkıyor. TRT verecekse tamamını verecek, iddialar da duyulacak, yanıtları da duyulacak. Ayrıca bir frekans üstünden isteyen herkesin yayın yapmasının sağlanması son derece doğru bir iştir. Bizim özgüvenimizi, bizim iddia edildiği gibi haracın, iddia edildiği gibi rüşvetin değil, temiz siyasetin temsilcileri olduğumuzu ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın her gün sabahları attığı iftiraların arkasında duramadığını, tek tek çürüttüğümüzü milletimizin görmesini istiyoruz. Sayın Bahçeli hakkaniyetli bir tutumla buna destek verdi. Sayın Bahçeli bunu söyleyene kadar duymayanlar, görmeyenler, üç maymunu oynayanlar, bugün AK Parti grubu sıralarında ve kürsüsünde bunun doğru olduğunu ve buna destek vereceklerini söylediler. Bu gelinen noktadan çok mutluyum. Bugüne kadar Erdoğan’ın aklı neredeymiş, Bakanın aklı neredeymiş demeyeyim. Onlar Sayın Bahçeli’nin aklına uysunlar. Çünkü doğruda birleşilmiştir.”

“KİMSE ADALET ARAMIYOR, KARAR VERMİŞLER VE UYGULUYORLAR”

Genel Başkan Özel, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar’ın tutuklanma haberinin karar açıklanmadan önce kamuoyuna yansıması hakkındaki soruya şu yanıtı verdi:

“Zeydan Başkan’la ilgili durum, Ekrem Başkan’la ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi davasında o pazar günü böyle 1,5 saat kadar öncesinden aynı şeyleri duymuştuk, sonradan doğrulandı. Hatta ‘Ekrem İmamoğlu tutuklandı’ dediklerinde Ekrem İmamoğlu henüz daha ifade veriyordu içeride. Bu şunu gösteriyor. Adalet aramıyor kimse, karar vermişler ve bu verdikleri kararı, karar vereceklerin dosyalarının altına sürmüşler. Zaman geçince işte bazı gazetelere ve televizyonlara imtiyaz sağlamak, ilk haberi onlar versin diye öyle bir acemilik yapmışlardı ki o gün, daha Ekrem Başkan’a hakim hanım soruları soruyor, cevabını almamış. O sırada tutuklanma haberi çıktı. Tabii Allah o kürsüdeki Hakim Hanım’ın durumuna kimseyi düşürmesin. Ekrem Başkan’ın durumuna da düşürmesin. Düşünsenize günlerce içeride tutulmuşsunuz, şimdi 111 gündür buradasınız ve kimse sizin ne diyeceğinizi, savunmanızı, iftiraya vereceğiniz cevapla ilgilenmiyor. Karar vermişler, tutuklamaya çoktan karar vermişler. Büyük bir kul hakkıdır. Bunu yapan kimse ki, biliyoruz. Kimin yaptırdığını Ankara’da, işin en başındakini de biliyoruz. İstanbul’daki onun taşeronunun, temsilcisinin kim olduğunu da biliyoruz. Ama altındaki savcıları da biliyoruz. Önümüzdeki günlerde mesela böyle bir üç isimli savcının nasıl silsile yoluyla bütün devleti de kandırdığını, nasıl mesela ifade alırken Ekrem Başkan’a ifadenin sonunda ‘Kızmıyorsunuz değil mi? Ya bu iş böyle.’ Sular yükselirse balıklar karıncaları, sular alçalırsa karıncalar balıkları yer hesabı. ‘Seçimi siz kazanırsanız da bizi yargılarsınız’ deyip Ekrem Başkan’ın ‘Senin ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu? Böyle mi bu kararları veriyorsun? Siz kim, biz kim? Sen bana adalet dağıtacaksın. Ben Cumhurbaşkanı olduğumda kinle senin peşine düşüp de, seni mi yargılamanın peşine düşecekmişim? Bunu düşünüyorsan senin zaten yargılanman lazımmış. Demek ki suç işliyorsun burada. Bana karşı husumet duyuyorsun. Sen nasıl savcısın?’ deyince, ‘Kızmayın Başkanım, Başkanım’ yapan, içinde ‘C’li üç isimli bir savcı var. Onunla ilgili şimdi çok bilgim var. Bundan sonra hani pek yakında, Akın Gürlek’le bir reklam arasına gireriz belki. O da biraz dinlensin. O beş yıllık olanı söylüyorum. Onunla ilgili çok şey anlatacağım size. Bakalım bu gece bir rahat uyumasın. Belki yarın, belki yarından da yakın o beş yıllık küstahla, o saçını toplayıp aklını başını toplamayanla meselemiz var. Neler duydum, neler öğrendim. Ne bilgiler öğrendim. Bakalım neler olacak.”

“ÇALIK’IN RAPORU ÇOK KRİTİK”

Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özel, Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık’ın geçirdiği ameliyatın ardından cezaevinde fenalaşması üzerine tekrar hastaneye sevkinin sorulması üzerine, “Mehmet Murat Çalık’ın hastanede yazılan raporu da çok kritik. Maalesef yakınlarını üzmemek için bazı detayları da paylaşmıyoruz ama yapılan tahliller hastalığının nüks aşamasında olabileceğini söylüyor. Cezaevi şartlarının bunu tetikleyebileceğini söylüyorlar. Adli Tıp Kurumu’ndan ricamız elini çabuk tutsunlar. Çünkü bu meselelerde an meselesidir tedaviye başlamak. Eczacı kimliğimle, sağlıkçı kimliğimle de söylüyorum. Özellikle bu hastalıkların tekrar riski olduğunda tedaviye başlamak için geçirilen her gün altın kıymetindedir, çok önemlidir. Günleri kaybettirmesinler. Hastanenin raporu belli, prosedürler belli. Adli Tıp’ın hızla gerekli kararı vermesini, Sayın Adalet Bakanı’nın da bugün hatırlattığı mevzuatın işleyerek hızlı sağlığına kavuşacağı ortama kavuşması ümit ediyoruz” dedi.

“ÜZERİMİZE DÜŞENİ FAZLASIYLA YAPIYORUZ”

Genel Başkan Özel, Abdullah Öcalan’ın yayınlanan videosu ve silah bırakma töreni hakkındaki soruya şöyle yanıt verdi:

“Ben videoyu görmedim ancak bir silah bırakma töreni yapılıyorsa, bırakılan şey silahsa doğrudur. Ben silahların ele alınmasını yanlış, bırakılmasını, yakılmasını doğru bulurum. Sonuçta nasıl yönetilecek, ne olacak işin o kısımlarında daha bir belirginlik yok. Ama terör örgütü silah bırakıyorsa, biz bunu çok olumlu bir şey olarak görüyoruz. Ben terörsüz Türkiye’nin, terörsüz ve demokratik Türkiye’nin hepimizin ortak hedefi olması gerektiğini düşünüyorum. 21’nci yüzyılın ikinci çeyreğine geldik. 25 yıl bitti, ikinci 25 yıl başlayacak. Bundan önceki 100 yılda birçok dezavantajımız, Birinci Dünya Savaşı ve bizim İkinci Dünya Savaşı’na girmememiz, gelişmiş ülkelerin birbirini perişan etmesinden sonra çağı ucundan yakaladık ve bugünlere kadar geldik. Bu sefer kaçırdığımız çağ, bu yapay zeka çağı, bu inovasyon çağı, bu yüksek teknoloji çağı, bu çağı kaçırdığımızda yöneten ülkelerden değil; yönetilen ülkelerden, hizmet eden ülkelerden olacağız. Bunu ne Türk’ün çocuğu hak ediyor, ne Kürt’ün çocuğu, ne Laz’ın çocuğu, ne Çerkes’in çocuğu. Bizim Avrupa Birliği’nin tam üyesi, bütün dünyaya entegre olmuş; vizesiz dolaşım haklarına gençlerin sahip olduğu; güçlü ülkeler arasında, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün hedef gösterdiği muasır medeniyetler arasında yerimizi almamız, onları aşmamız lazım. Onun için terör sorunundan kurtulmamız gerekiyor. Terörsüz Türkiye, demokratik Türkiye ikinci 25 yılda dünyayı yakalayacak ve geçecek. Bu son fırsat, bunu kaçırmamak için son derece önemsiyorum bu meseleyi. Üzerimize düşeni de fazlasıyla yapıyor

 

Kocaeli Haberci Tavsiye Formu

Bu Haberi Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız