Özdilek

Siyaset

CHP Lideri Özgür Özel İBB Açılışlarına Katıldı

Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özgür Özel, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin “Yuvamız İstanbul Çocuk Etkinlik Merkezi Toplu Açılış Töreni”ne katıldı.

10 Eylül 2025 Saat: 20:09
CHP Lideri Özgür Özel İBB Açılışlarına Katıldı
CHP Lideri Özgür Özel İBB Açılışlarına Katıldı

Haber: Özgen Sarıkaya/Net Medya Grup-İGF

“Ankara’da Saraydaki Tasa İçinde Ama Silivri’de Olanın Morali Yüksek; O Yüzden Biri Gidiyor, Biri Geliyor”

“SANDIĞI TEK ADAMLARDAN SÖKE SÖKE ALDIK, BİR TEK ADAMA VERMEYECEĞİZ, ONUN İÇİN DİRENİYORUZ”

“İSTANBUL'DAKİ VEKİLİM, SEÇİLMİŞ İL BAŞKANI ÖZGÜR ÇELİK’TİR; HİZMET DE AÇSAK ÖZGÜR ÇELİK’LE, HAPİS DE YATSAK ÖZGÜR ÇELİK’LE”

“EKREM BAŞKAN ‘TÜRKİYE’DE BİN KREŞ’ DEMİŞTİ, BELEDİYE BAŞKANLARIMIZ 762’SİNİ GERÇEKLEŞTİRDİ”

“SIFIR YURTTAN İSTANBUL’DA 16’YA, TÜRKİYE’DE 77’YE ÇIKTIK; HEDEF 100 YURDA ULAŞMAK”

Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özgür Özel, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin “Yuvamız İstanbul Çocuk Etkinlik Merkezi Toplu Açılış Töreni”ne katıldı. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özel, burada yaptığı konuşmada, “Değerli Tuzlalılar, değerli İstanbullular, çok kıymetli yol arkadaşlarım hepinizi sevgiyle selamlıyorum. Bugün burada siyasetin içinde en keyifli alanlardan biri olan bir hizmetin ilk gününde, yapılan bir yatırımı tamamlandığında yaptığımız açılış törenlerinden birindeyiz. Ama onların içinde de en keyiflisi şüphesiz kreş açmak ve öğrenci yurdu açmak” dedi. Özel, şöyle devam etti:

https://youtu.be/Cb0RlNbpbvU

“İSTANBUL’DA BİZDEN ÖNCE BİR TEK KREŞ, YURT YOKTU”

“Geçtiğimiz İstanbul ziyaretinde öğrenci yurdu açılışında, kreşlerin ve öğrenci yurtlarının ne anlama geldiğini söylemiş, yaklaşan okul sezonuyla ilgili değerlendirmelerde bulunmuş, barınma sorunuyla ilgili bir - iki cümle etmiştim. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin değerli Başkanvekili Nuri Bey, bugünkü İstanbul programımız için davette bulundu ve dedi ki ‘Açılış yapabilir miyiz?’ ‘Ne açacağız?’ diye sorduk. Bugün 16 yeni kreş açıyoruz. Yürekten teşekkür ediyorum, gönülden kutluyorum. Emeklerinize sağlık. Bu 16 kreşle İstanbul’da kreş sayısı 127 oluyor. Biraz önce Başkan ifade etti. Konuşmaya şöyle başlasaydım, deseydim ki ‘Bizden önce İstanbul’da kaç kreş vardı?’ Herkes aklından bir rakam söylerdi. Ama kimse bilemezdi. Üç diyen de yanılırdı, beş diyen de 10 diyen de 100 diyen de. Çünkü bizden önce İstanbul’da kreş yoktu. Nasıl olmaz? Bir tane mi yoktu? Bir tane yoktu. İstanbul’da Büyükşehir Belediyesinin açtığı, yoksul ailelerin çocuklarına iyi bir okul öncesi eğitim sağlayacak bir tek kreş yoktu. Bir tek öğrenci yurdu da yoktu. Bu kararlar ekonomik kararlar değildir. Bu kararlar siyasi kararlardır, siyasi tercihlerdir. Eğer siz İstanbul’a AK Partili bir belediye başkanı seçerseniz, onun çocuğun erken yaşta yeteneklerinin keşfedilmesi, ya da varsa yaşıtlarına göre bir takım sorunlarının, eksiklerinin erkenden öğrenilip giderilmesi, el becerilerinin gelişmesi, zihin kapasitesinin gelişmesi, çocuğun sosyalleşmesi, akranlarıyla ilişkilerini kurması, karşı cinsi görüp onunla aynı ortamda olduğunda nasıl davranacağını bilmesi gibi okulun öncesinde edinmesi gereken bu kıymetli yetkinlikleri kazandıracak bir kreşi açmayı projelendirmez. Şöyle düşünür o. Şöyle bakar. ‘Ne var? Anası var, evde bakar. İşi ne kadının? Çocuğu doğurur, büyütür, okula yollar. O sırada bir yenisi gelir, bir yenisi gelir. Çocuklara bakar, eve gelecek olan kocasını bekler. Varsa evde yaşlısına bakar. Engelli varsa engellisine bakar. Gerekirse de biz ona biraz bakım parası filan da veririz. İşi ne? Otursun evinde.’ İşte bu bakış açısı kreş açmıyor. Bu bakış açısının yerine kadını sosyal hayata katmalıyız, istihdama kadını katmalıyız.”

“EKREM BAŞKAN GELDİKTEN SONRA KREŞ SAYISI 127 OLDU”

“‘Kadının dört duvar arasında durmasının ne kendine, ne evladına, ne hanesine, ne ülkeye bir faydası yok’ diyen bir anlayış varsa, işte o anlayış kreş açar. O anlayış Ekrem İmamoğlu’nun anlayışıdır. O yüzden geldiği gün sıfır olan kreş sayısı, bugün 127’ye çıkıyor. Bugün 16 kreş açıyoruz. Niye Tuzla’dayız? Tuzla’da üç tane birden açıyoruz. Toplam kreş yediye çıkıyor. Bugünden itibaren açtığımız 16 yeni kreşle, biz 12 bin 649 çocuğun elinden tutup, bu eşsiz ve eşit imkana kavuşturuyoruz. 16 bin 649 yoksul aileye daha dokunuyoruz, 16 bin 649 kadını daha hayatın içine katıyoruz. İşte bizim anlayışımız, bizim bakış açımız bu. Türkiye’de rakam 762’ye geliyor, Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin kreşi olarak. Ekrem Başkan’ın hedefiyle, partimizin hedefini, kendisinin Türkiye Belediyeler Birliği Başkanlığı görevini yaparken ortaya koyduğu rakamla ifade ediyoruz. ‘Türkiye’de bin kreş’ demişti Ekrem Başkan, 762’sini gerçekleştirdi belediye başkanlarımız. İlerlemeye devam ediyoruz.”

“PLANLI, İYİ YÖNETİLEN BELEDİYELERLE HİZMET VERİYORUZ”

“İşte bu yüzden Ankara’da bir sarayda oturanın moralleri bozuk. Silivri’de bir zindanda olanın morali yüksek. Ankara’daki tasa ve kahır içinde, Silivri’deki gurur ve coşku içinde. İşte bu yüzden biri gidiyor, biri geliyor. Biri son Cumhurbaşkanı, diğeri gelecek Cumhurbaşkanı. İşte bu yüzden geçtiğimiz günlerde Kadıköy’de 15’incisini açmıştık, 16’ncısı hazır. Takvimimize göre planlayıp Şişli’de açacağız; İBB’nin 16’ncı yurdu, Türkiye genelinde de 77’nci öğrenci yurdu hazır. Sıfırdan İstanbul’da 16’ya, Türkiye’de 77’ye. Hedef 100. Burada bakıyorsunuz yurtta da hedefin yüzde 77’si şimdiden tutmuş. Daha dönemin yarısındayız. Değiliz bile, başlarındayız. Bu dönem sonunda kreş için hedef binken 762 oldu. İki tarafta da yüzde 76 ve yüzde 77. Yani düzenli, planlı, nereye gittiğini, hangi adımları attığını bilen, iyi yönetilen belediyelerle karşı karşıyayız. Buradaki meselenin kendisi, herkes şunu görüyor: Tayyip Bey meselenin adını kendi koymuştu. Demişti ki ‘İstanbul’u kazanan Türkiye’yi kazanır. İstanbul’u kaybeden Türkiye’yi kaybeder.’ Tayyip Bey’in anlayışı: ‘Yahu köprü yapalım’, yapılıyor. Yol yapılıyor, otoyol yapılıyor, tünel yapılıyor. Hepsi 30 yıl sırtımıza bu kötü sistem yüzünden geçiş garantisi, hasta garantisi, uçuş garantisi üzerinden yapan ve oradan parayı kazanamazsa o fahiş fiyatlı otoyoldan parayı yine dönüp bizden alıyor ama yine de bir yöntemle bunları yapıyorlar. TOKİ’ye yaptırdıklarını anlata anlata bitiremiyorlar. Bir tek kreş yapmıyorlar.”

“YARIN DA 15 TEMMUZ KARŞIMIZA ÇIKMASIN DİYE YURT YAPIYORUZ”

“Niye yapmıyorlar? Bu da bir siyasi tercih. Diyor ki ‘Biz niye kreş yapalım? Parası olanınki gider, olmayanın çocuğu mağdur kalır, mahrum kalır. O sırada bizim cemaatler devreye girer, tarikatlar devreye girer, çocuğu yurda alır. Çocuk bu cemaate, bu tarikata gönül borçlu kalır. Ailesi bu tarikata, bu cemaate gönül borçlu kalır. Seçimden üç gün önce ararız, münasip lisanla yoklarız. Oy veriyorsa neyse. Tereddütü varsa, münasip lisanla anlatırız. Bir şekilde bizim siyasetimize destek vermesini sağlar, bizim gibi de kendimizin kinini onlara aktaracağımız imkanı buluruz.’ Diyordu ya ‘Kininin sahibi bir nesil.’ Biz kininin sahibi bir nesil yetiştirmesinler diye, hiçbir yoksulun çocuğunu cemaat, tarikat yurtlarında zehirlemesinler diye, hiçbir yoksulun çocuğu onlara hak etmedikleri bir minnet, bir borç duymasın diye, yarın öbür gün bu evlat bu devlete sadakat dışında bir cemaate sadakat duymasın, yarın öbür gün de 15 Temmuz gibi karşımıza çıkmasın diye bu yurtları da belediyenin parasıyla biz yapıyoruz.”

“16 KREŞ AÇMAK YERİNE 16 YANDAŞ DAHA ZENGİN EDECEKLERDİ”

“Meseleyi böyle açık ve net konuşmak lazım. Bizim niyetimiz belli. Tarafımız belli. ‘Efendim AK Parti döneminde ne oluyordu?’ AK Parti döneminde örneğin bugün bu 16 kreş açılmayacaktı. Ne yapılacaktı ya? 16 dereye inşaat izni verilecekti. Bir gökdelene 16 kat daha verilecekti. 16 yandaş daha zengin edilecekti. Bunun üzerinden AK Parti, yöneticileri, belediye başkanları, Ankara’daki Şehircilik Bakanlığının ruhsat sistemi dönüp de dönüp de bu kent rantını AK Parti siyasetinin ceplerine dolduracaktı. Bunu bilmeyen mi var? Bunu görüp ve bilip, kişi kendinden bilir işi, ‘Bu İstanbul’a gidin bakın, Ekrem denen kişi çevirmiştir aynı işi’ diye buraya Akın denen kişiyi yolladılar. O günden beri eşelenip duruyor. Kazmadık yer kalmadı. Ailelere uzandılar. Ekrem Başkan’ın babasının köyündeki kuyuya kadar aradılar. Bahçesini kazdılar. Korumasının yayladaki evinden, satın aldığı bu kadarcık dandik kasanın içinden 48 mermi buldular. Dolar çıkan görüntüleri stok video diye Anadolu Ajansı’ndan servis ettiler. Belediye başkanımızın kasasında mühür buldular, Euro çıkan sahte görüntüleri Anadolu Ajansı’ndan stok videodan servis ettiler. 31 Mart’ta kazandığımız zaferden sonra hazmedemeyip, bu hizmetleri görüp, anketlerde Ekrem İmamoğlu’nu yüzde 60’larda görüp, CHP belediyeciliğini yüzde 60’larda görüp, ‘İstanbul’u kazandı, Türkiye’yi kazanacak’ sözüyle, kendi kulağında yankılanan sözüyle uykuları kaçanlar, bugünkü kumpas davasının talimatını verenlerdir. O günden bugüne tek bir kanıt bulunamadı. Bizde bulsa bulsa bir iş adamı gelip ‘Bir katkım olabilir mi?’ derse, ‘Tuzla’ya git bir kreş yap’ dersin. Bizde olabilecek şey budur iş adamıyla. Bizde ‘Babacığım, babacığım paraları sıfırladım’ olmaz. Ayakkabı kutusu yok bizde, elbise torbası yok bizde. Kreş var, kreş. Öğrenci yurdu var bizde. Yoksul aileye sahip çıkmak var. Süt desteği var. Protein desteği var.”

“TUZLA’DA ARITMASI OLMAYAN OKUL KALMADI”

“Arabadan indim buraya geldim. Gencecik belediye başkanınız, 31 yaşında. Kulağıma bir şey söyleyecek, söyleyemedi. Merhabalaştık, yerime geçtim. ‘Efendim Erenciğim?’ dedim. İki şey danıştı. Birincisi, eşinin karnında yedi aylık bebek var geliyor, ‘Adını Can koysak olur mu?’ dedi. ‘Ben bir sorayım’ dedim, olur mu Can? Onursal Adıgüzel’in kızı Algı olmuştu. Doğduğu gün grup toplantısında ‘Ailemiz güçleniyor, Algı bebek hoş geldin’ dedim. Algı şimdi o videoyu izleyip gülümsüyormuş, ‘Özgür Başkan’ diyormuş. Onun rekorunu Eren Ali’nin Can’ı kıracak inşallah. Doğmadan iki ay önce alkışlarla bebeğin adını siz koydunuz. Birincisi bu. İkincisi ne? ‘Efendim’ dedi, ‘Geçen geldiğinizde hepimize bir talimat vermiştiniz.’ O gün tutuklanan belediye başkanımızı anlatırken, ifade ederken şunu söylemiştim: Belediye başkanımız bir Emekli Kafe açtı. Kafe de hemen İstiklal Caddesi’nin arkasında, yoksul bir mahallede. İl Başkanım bilir; Kasımpaşa’da. Beyoğlu Belediye Başkanımız açtı. Bir kadın aradan böyle, herkesi yardı. ‘Başkanım’ dedi, ‘Su için teşekkür ederiz.’ O da böyle yaptı, ‘Eyvallah’ dedi. Dedim ‘Nedir Başkan?’ Dedi ki ‘Genel Başkanım millet Beyoğlu’nu İstiklal’den ibaret sanıyor. Beyoğlu’nun çok yoksul mahalleleri var. Parası olan çocukla, olmayan çocuk bir okuyor. Biri teneffüs çalınca koşuyor, veriyor 20 lira, alıyor suyu, kana kana içiyor. Öbürü gidiyor tuvalete, ağzını tuvaletteki musluğa dayıyor, su içiyor. İçime sinmedi, okullara arıtmalı sebiller koydum. Artık bütün çocuklar bedavaya tertemiz su içiyorlar.’ Bunu görünce çok hoşuma gitti. Yerel Yönetimlerden Sorumlu değerli Genel Başkan Yardımcımız Gökan Zeybek ile bütün belediyelere yazdık. Bu memnuniyetimi her fırsatta ifade ediyorum. Eren Ali Başkanım, ‘Başkanım talimat vermiştiniz, okullar açılmadan yetiştirdik. 83 okulumuz var. 83’ünde de arıtmamız var, tertemiz bedava su var’ dedi. Bizi dinleyen herkese, yarın gazetelerden okuyacak herkese söylüyorum. ‘Silkeleyin’ dediği belediye başkanlarından biri burada. Geceleyin yatağa yatarken, ‘Sabah kapıya mı gelecekler? Bir suçum yok ama olmayanları içeri attılar arkadaşlarımızı. Sıra da bana mı gelecek?’ diyen belediye başkanları burada. Para yok, tehdit çok. Her türlü zorluk çıkarma var. Ama kendi bebeği anasının karnında doğmamış, Tuzla’nın çocuklarının temiz suyunu düşünen belediye başkanlarım var benim. Bu yüzden bunu video çekip yayınlamıyorum, canlı yayında söylüyorum. Gözünün içine baka baka herkesin bütün Tuzlalıların şahitliğiyle söylüyorum. Tuzla’da arıtması olmayan okul kaldıysa, Tuzlalılardan biri söylesin. Yoksa alkışlayın bu başkanı.”

“VERECEĞİN KATKIYLA TÜRKİYE’DE İKTİDAR UMUDUNU BÜYÜTECEKSİN”

“Biz buyuz. Özümüz bir, sözümüz bir. Taahhüdümüz yerine gelir. Her zaman dediğimizi yaparız, parayı doğru yere harcarız. Sizden belediyelerin gelirinin yüzde 60’ını kestirdi Erdoğan. Kestirdiği para, çocuğuna verilecek süttür. Kestirdiği para yapacağımız kreştir. Yedi var, üçü inşaat halinde; Tuzla’da 10. 11’nci kreşe saldırıyor Erdoğan, bize saldırırken. Öğrenci yurduna saldırıyor. Yeni doğan bebeğe verilen Hoş Geldin Bebek paketine saldırıyor. Protein desteğine saldırıyor. Askıda Fatura uygulamasını yapanlara saldırıyor. Bunun için Nuri Başkanımın biraz önceki ifadeleri çok kıymetli. ‘Benim de çorbada tuzum olsun’ diyene, ‘Bu belediye çalışmaya devam etsin de başarsınlar, seçimleri de kazansınlar, Türkiye’yi de yönetsinler’ diyene. Yoksula, orta direğe, zor geçinene demiyorum. İmkanı olan herkese diyorum. İstanbul’da İstanbul Vakfı’na, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne, ilçe belediyelerine başvurun. Deyin ki, ‘Ben ne yapabilirim?’ Size ya bir yoksulun faturasını kapattıracaklar, onun yüzü gülecek, sen sevaba gireceksin. Türkiye’deki iktidar umudunu da bununla birlikte büyüteceksin. Ya bir kreşe katkı alacaklar, ya bir öğrenciye silgi aldıracaklar. Ama bu dayanışmayı büyütelim. İmkanı olan herkesi Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin hizmetlerine ve bölgelerindeki yoksullara yapacakları katkıya omuz vermeye davet ediyorum.”

“SANDIK, ATATÜRK’TEN EMANETTİR”

“Sözümü bitirirken, iki şeyi vurgulayayım. Cumhuriyet Halk Partisi’nin Genel Başkanı olarak buradayım, sizlerin huzurundayım. Çok sayıda Genel Başkan Yardımcımız, milletvekilimiz, Parti Meclisi üyelerimiz var. Darbe döneminde bile olmayan bir saldırı altındaki Cumhuriyet Halk Partisi’ni, Atatürk’ün iki büyük eserinden biri olan Cumhuriyet Halk Partisi’ni savundular, savunmaya devam ediyorlar. Hepsi adına sizi selamlıyorum. Bir bahçıvanın torunu, bir devlet memurunun torunu, iki emekli öğretmenin çocuğu olarak, Atatürk’ün kurduğu ülkede, onun yarattığı imkanlarla, devlete parasız yatılı burslarıyla, 10 yaşından beri okumuş bir evlat olarak, Allah nasip etti. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün koltuğunda oturuyorum, Cumhuriyet Halk Partisi’nin Genel Başkanı olarak. O, Türkiye’ye tek adam rejiminden, Cumhuriyet rejimini getirdi. ‘Tek adam ne derse o olur, kimi derse o seçer, kimi atarsa o görev yapar’dan; ‘Sandık var. Tek adam bilmez, hepimiz biliriz. Seçimlere tabiyiz. Millet kimi isterse onu seçer, yönettirir; istemezse geri alır, başkasına yetkiyi verir’i Cumhuriyet Halk Partisi getirdi. Ben Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı olarak Atatürk’ün getirdiği bu rejimde onun koltuğunda oturuyorum. Benim İstanbul’daki vekilim, İstanbulluların, İstanbul’daki CHP’lilerin seçtiği seçilmiş İl Başkanı Özgür Çelik’tir. O yüzden hizmet de açsak, hapis de yatsak Özgür Çelik’le yatarız. Seçilmişlere saygı duyarız, seçenden ötürü. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten emanettir sandık. Bugün İstanbul ilde sandığı kaptırırsan, yarın İstanbul Büyükşehir’de, Türkiye genelinde, Meclis’te, başkanlıkta sandığı kaptırırsın. Biz bu sandığı tek adamlardan söke söke aldık. Bir tek adama vermeyeceğiz. Onun için direniyoruz. Seçilmiş İl Başkanım’la birlikte, seçilmiş İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan’ının yerine kayyım atamaya çalışanlara inat hep birlikte mücadelemizle… Belediye meclisinden seçilmiş Vekili ile birlikte, seçilmiş Tuzla Belediye Başkanı’yla, seçilmiş milletvekillerim, Parti Meclisi üyelerimle birlikte hepinizi saygıyla selamlıyorum. Sağ olun, var olun.”

 

Kocaeli Haberci Tavsiye Formu

Bu Haberi Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız