Özdilek
Rana Sinem Siklon
Rana Sinem Siklon

Bu aşkın nedeni ne?

Kolumun kırık olması ve hemen ardından yakalandığım Covid nedeniyle uzun süre ara verdiğim yazılarıma başlamanın tam zamanı.

13 Ağustos 2022 Saat: 16:22

Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK)’nın kontrolü altında olan Azez’de neler oluyor sorusuyla gündeme tekrar merhaba diyelim.

Şu anda TSK’nın kontrolü altında olan Azez’de Türk bayrakları yakılmaya başlandı. On seneyi aşkın süredir yaklaşık 5 milyon Suriyeliye ev sahipliği yapan, Suriye’deki Özgür Suriye Ordusu’nun ayakta kalabilmesi için elinde avucunda ne varsa resmi ve gayrı resmi yollardan destek veren AKP’nin yönettiği Türkiye’nin bayrakları Azez’de yakılıyor.

Neden?

Çünkü Cumhurbaşkanı Erdoğan “Esad rejimiyle görüşmeliyiz ve Suriye’deki muhalif grupları bir şekilde Esad rejimiyle barıştırmalıyız” açıklamaları yapmaya başladı. Bu ilginç bir tercih. Çünkü aslında Suriye’de barışın sağlanabilmesi için hem muhalif partilerin belirttiği hem de konuyu araştıran akademisyenlerin başından beri ifade etmeye çalıştığı şey buydu. Ama bunu söylediklerinde Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ve Türkiye’nin kartları çok güçlüydü.  Akademisyenler ve muhalif partiler “Elinizdeki kartlar bu kadar güçlüyken Suriye’yi demokrasiye kavuşturmak istiyorsanız masaya oturun, bu savaşın kazananı olması imkansız” demişlerdi. Ancak bu cümleleri sarf edenleri susturdular ve bastırdılar. Ama şu anda AKP’nin geldiği nokta bu. AKP’nin elinde sadece Esad’a teslim edilmek üzere tüketilmiş birtakım gruplar var. Sadece  ÖSO da değil. Biz onlara ÖSO diyoruz. O bölgede her hafta farklı bir grup, farklı bir örgüt doğuyor. Böyle bir bölgeden bahsediyoruz.

Bu kadar Suriyelilere yardım etmiş, bu kadar Suriyelileri almış, oradaki gruplara bu kadar silah yardımı yapmış Türkiye yoluna neden bu şekilde devam etmek istiyor?

Bu Aşkın Nedeni Ne?

AKP rejimi kesinlikle Suriye’deki Kürt bölgesine yönelik bir savaş açma hesabı içinde. Seçimlere bu zeminde gitmek istiyor. Seçimlere bu zeminde giderek kazanma şansını sonuna kadar zorlayabilir. Eğer kazanamayacağını görürse savaşı bahane ederek seçimi bir yıl daha erteleyebilir. Çünkü Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın böyle bir yetkisi var.

Bu planlar içinde bir plan olabilir. Bu böyledir demiyorum. Benim Ankara’da bir tanıdığım yok, herhangi bir duyum da aldım demiyorum. Benim görebildiğim fotoğraf bu. Ama Türkiye adım adım seri bir şekilde o noktaya doğru sürükleniyor. Yani Erdoğan “Katil Esad, haydut Esad, terörist devlet” dediği Esad rejimiyle görüşmeye başladı. İstihbarat örgütleri zaten görüşüyormuş, dışişleri bakanlığı görüşmeye başlamış. Sıra adım adım Erdoğan’a geliyor.

Erdoğan Neden Esad’la Görüşmek Zorunda?

Putin! Putin var ya Putin … Putin muhtemelen Erdoğan’a şunu söyledi:

“Demek sen buraya girmek istiyorsun. Ama buranın sahibi ben değilim ki! Buranın sahibi Esad. Bu ülke Suriye ve bu ülkenin bir lideri var. Sen onunla görüşmeden, konuşmadan, anlaşmadan bu ülkeden istediklerini alırsan olmaz ki” diyerek muhtemelen Erdoğan’ı tıpış tıpış Esad’ın kapısına Putin gönderdi. Çünkü Rusya ziyaretinden döndükten hemen sonra Esad rejimiyle anlaşma hesapları içine girmeye başladı.

Peki ÖSO Ne Yapabilir?

ÖSO öncelikle şunu anlaması gerekiyor; AKP rejiminin partnerlik yapıp da satmadığı, sırtını dönmediği, arkadan vurmadığı çok az grup kaldı. Bu ÖSO’nun da başına gelecek. Sormamız gereken yeni sorular var.

ÖSO sadece Türk bayrağı mı yakacak? İçeride yaklaşık 5 milyon Suriyeli var, bunların içinde ÖSO sempatizanı yok mu? İçeride gösteriler yapılmayacak mı, daha ileriye gitmek isteyenler olmayacak mı? Türkiye’de eylem yapacaklar mı?

Farklı şekilde soralım;

ÖSO ile Türkiye’nin arasını açmak isteyen farklı marjinal örgütler veya istihbarat örgütleri büyük şehirlerde çok büyük terör eylemleri planlarsa Türkiye buna nasıl cevap verecek?

Bundan sonra ne olacak sorusunun cevabı yok çünkü Türkiye’nin bir öngörüsü yok! Türkiye, tüm kurum, kuruluş, nakit, yeraltı, yerüstü, beşeri sermayesiyle Erdoğan ve ailesi, yakınındaki beşli çete ve yakın çeperini korumak üzere PR yapan bir organizasyon haline geldi. Bu organizasyonun içinde doğrudan veya dolaylı olarak bulunup gidişatı gördüğü halde Türkiye’nin çıkarları yerine bu organizasyonun çıkarlarına hizmet eden herkesin akıbeti bu karar alıcılar gibi olacak.

Geleneksel Türk dış politikası için Ortadoğu politikası şöyle; “Ortadoğu’daki hiçbir çatışmanın taraftarı olmayız, Ortadoğu’daki tüm gruplarla eşit mesafede dururuz, herkesle konuşabiliriz, durum sıkıştığında “Kim arabulucu olsun” sorusuna “Türkiye” cevabı yanıt olsun.  

Türkiye senelerce bu dış politikadan vazgeçmedi. AKP de berduş ağzına benzer şekilde “Monşerler bunlardan anlamaz” diyerek Türkiye’nin dış politikasını yerle bir etti.

Türkiye’nin Geldiği Nokta …

AKP, Kürt bölgesine girebilmek, istediğini alabilmek için elde avuçta ne varsa saçıyor, yakıyor. Çünkü içeride o kadar sıkıştı ki! İçerideki hareket alanı o kadar daraldı ki! Buradan başka türlü çıkma şansı yok.  “Erdoğan’a kesinlikle oy vermem” diyenlerin oranı yüzde 57’ye yükselmiş durumda.

Yani, bundan sonra Erdoğan ne yaparsa yapsın, bu oranları değiştirme imkânı yok. Muhalefet çok büyük bir hata yapmadığı takdirde başkanlık seçiminde göstereceği doğru bir adayla -ki elinde seçimi kazanabilen birkaç tane aday var – bu seçimi alabiliyor ve Erdoğan’ı oyun dışında bırakabiliyor. Bu durumda Erdoğan’ın X,Y,Z planlarına dönmek zorunda kalınıyor. İşte bu planları hepimiz büyük endişeyle takip ediyoruz, üstüne kafa yoruyoruz ve “Bu adamlar gitmez, giderse de şöyle gider” söyleminin üzerine hesaplar yapıyoruz.

Peki, Erdoğan’ın  X,Y,Z Planları Neler Olabilir?

İçeride HDP’yi kapatabilir, sınır ötesi harekat yaparak tamamen Kürt karşıtlığı üzerinden, PKK üzerinden Türkiye’yi bir seçim zeminine sokabilir, “muhalefetin cumhurbaşkanını PKK seçecek” diye bölücü bir söylem geliştirebilir, bunun üzerine inşa edeceği gerçeklerle yoluna devam ederek anket sonuçlarına baktığında seçimi kazanamayacağını görürse savaşı bahane ederek anayasal hakkını kullanabilir ve  seçimleri  bir yıl  daha erteleyebilir.

Bir Yıl Sonra Ne Olacak Diyorsanız …

Bir yıl sonra ne olacağını hiç kimse öngöremez. Öngörebildiğim şey şu;

“Milli irade, milli iradeden mi korkuyorsunuz” diyen Erdoğan milli iradeden korkuyor. “Sandıktan mı korkuyorsunuz, hadi bakalım sandığa” diye meydan okuyan Erdoğan sandıktan çekiniyor.

 

Muhalefet AKP Rejimine Hangi Soruları Sorsun?

“Senin Suriye’deki nihai hedefin ne?” diye sorabilir. Orada bir Kürt bölgeciği oluşuyorsa bu Esad rejiminin sorunudur, biz sınırımızı koruruz, sınırımıza sahip çıkarız ondan ötesi Esad’ın sorunudur” diyebilir.

“Madem burada bir rejim konuşmasına karşıydın niçin milli devletlere verilen ağır silahları Türkiye toprakları üzerinden oraya aktarılmasına izin verdin” diye sorabilir.

“Mehmetçiği bir riske sokuyorsun, oradan devamlı şehit haberleri gelecek, nihai hedefin ne” diye sorabilir.

“Orada 2.5 milyon Kürt var, onları yok mu edeceksin? Çözüm önerin ne? O bölgeyle ilgili hedefin ne?” diye sorabilir.

Liste çok uzun. Türkiye’nin bir sınır ötesi harekat daha kaldıracak ne ekonomik ne de dış politikayla ilgili bir konumu var.

Yapılması Gereken Ne?

Yapılması gereken şey gerçekten öncelikle Esad rejimiyle konuşmak, bölgenin barış ve huzur içinde nasıl şekilleneceğine karar vermek, oradaki muhalif grupların Esad rejimiyle barışıp barışmayacağı konusunda zemin hazırlamak ama kesinlikle o bölgeye yönelik savaş açmak veya askeri harekat yapmak değil. Suriye’deki Kürtlerin geleceğini Kürtler kendi başına Esad’la pazarlık yaparak belirleyebilirler. Bu Türkiye’nin üstüne düşen bir vazife değil. Türkiye’nin üstüne düşen vazife sınırına sahip çıkmak.

AKP Rejimi Ne Yapsın?

Bunu muhtemelen şöyle pazarlamaya çalışabilirler; “Biz 5 milyona yakın Suriyeliyi gönderebilmek için bu savaşa girmek zorundayız” diyebilirler.

Madem o 5 milyona yakın Suriyeli ülkesine dönmek istiyor, onları eğitsin, donatsın ülkelerini geri alabilmeleri için sınırdan içeri soksun ve destek versin, destekten kastım stratejik destek. Onlar da çok savaşıp ülkelerini geri almak istiyorlarsa ülkeleri için savaşabilirler.

AKP rejimi, Mehmetçik savaşacak, Mehmetçik oraları fethedecek ondan sonra da lütfederse Suriyeliler geri dönecek senaryosunu Türk halkına anlatabilirse, o Türk halkı da inanıp AKP’ye oy verirse benim diyecek başka bir sözüm kalmıyor.

 

 

 

YORUMLAR Üye Girişi

Bu Yazıya Yorum Yapılmadı. İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz? 
Lütfen Resimdeki kodu yazınız
 

Kocaeli Haberci Tavsiye Formu

Bu Yazıyı Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız

Yazarın Diğer Yazıları

Ak Partililerin En Sevdiğim Yanı …3 Mayıs 2024 Saat: 12:05
Beklenen buluşma gerçekleşti.
“Yerel Halk” Neyse Artık!23 Nisan 2024 Saat: 11:26
Özgür Özel tarihi bir zafer kazandı.
Sandığa gitmeyen seçmenler kimler? AKP’liler mi?11 Nisan 2024 Saat: 23:22
Seçimden sonra benim de çok merak ettiğim bir soru vardı.
Kan Ve Ruh Kaybı Varmış!6 Nisan 2024 Saat: 11:40
Büyükşehirlerde büyükşehir belediye başkanları görevi devralmaya başladılar.
AKP Kaybettiği Seçimden Ders Çıkarttı Mı?3 Nisan 2024 Saat: 10:14
Aslında bugün seçim analizleri yapmaya devam edecektim.
Tüm Yazıları
DepolamaTaşıma iletme sistemiMerdiven Tırmanma CihazıEngelli merdiven tırmanıcıUluslararası evden eve nakliyatAdaklıklazer epilasyonAnkara evden eve nakliyat