65 kilo olarak girdiği hastanede 35 kiloya düşen ve sadece acı dolu bakışlarıyla etrafına bakabilen Ayşe Hakan'ın, yaşadığı şiddete rağmen korunmadığı ortaya çıkarken, saldırgan ise aradan geçen 5 aya rağmen halen bulunmadı.

İzmit’e bağlı Akmeşe Mecidiye köyünde daha önceki eşini öldürdüğü için 16 yıl hapis yatan 64 yaşındaki Abdulhadi Hakan, 11 Temmuz'da 5'inci eşi olan kendisinden 37 yaş küçük 27 yaşındaki Ayşe Hakan'ı da baltayla vurarak ağır yaralamıştı. Aldığı balta darbeleriyle kanlar içinde kalan Hakan, Kocaeli Devlet Hastanesi'ne kaldırılmış ve aylarca tedavi görmüştü. Yapılan tüm müdahalelere rağmen aldığı ağır darbeler nedeniyle sadece bilinci açılan Hakan, felç kaldı. İki ay boyunca Kocaeli Devlet Hastanesi'nde tedavisi devam eden Hakan, iyileşme durumu olmadığı için ailesi kendisini koruyamayan İçişleri Bakanlığı'na başvurarak, sadece makinelerle yaşayabileceği, doğduğu yer olan Van'a getirilmesini talep etti. Yaklaşık iki ay önce helikopterle Van'a getirilen Hakan'ın tedavisi özel bir hastanede devam ederken, saldırgan Abdulhadi Hakan ise aradan 5 ay geçmesine rağmen hala yakalanmadı.

Ölümden kıl payı kurtulan ve geçirdiği felç nedeniyle hiçbir zaman iyileşemeyecek olan Hakan'ın yaşadıkları devletin kadın cinayetlerine nasıl seyirci kaldığını bir kez daha gözler önüne serdi. Daha çok küçük yaştayken, "kaderi" yazılmış ve hayatı yönlendirilmiş olan Hakan, 14 yaşındayken Van'da tanımadığı biriyle evlendirilmiş ve eşinin evliliğinin 6'ncı ayında kaza geçirerek yaşamını yitirmesinin ardından tekrardan ailesinin yanına gönderilmiş. Annesinin "Artık kadındı, vermek zorundaydık" dediği Ayşe'nin hayatı, ağabeyinin "Adam öldürmek" suçuyla girdiği cezaevinde tanıştığı Abdulhadi Hakan'a para karşılığında satılmasıyla daha da karardı. Kendisinden 37 yaş büyük kişi ile evlendirilen Ayşe Hakan, evli kaldığı 13 yılı, gördüğü cinsel ve fiziki şiddeti gizleyerek geçirdi. Zaman zaman gördüğü ağır şiddet nedeniyle ailesini ve yakınlarını arayarak yardım talebinde bulunsa da karşılaştığı cevap hep "Sabret, yuvam bozulmasın" oldu ve celladıyla yalnız bırakıldı. Kendisini felç eden son saldırıdan iki ay önce, öldürüleceğini bilircesine sığındığı jandarmadan yardım talep etmesi üzerine kısa bir süreliğine sığınma evine yerleştirilen Hakan, dönmek istememesine rağmen feodal yapının ve törenin kurbanı edilerek araya giren eş, dost, akraba hatırına yeniden saldırgan eşine verildi, sonrasında ise 11 Temmuz'da 3 çocuğunun gözleri önünde baltalanmış ve kanlar içinde kalmış şekilde evinden çıkarıldı.

Karakola ve jandarmaya başvurmasına rağmen korunamadığı ortaya çıkan Hakan'ın tüm çabalarına rağmen sığınma evinde kalması sağlanmamış ve kendisine sürekli tehditler yollayan eşi tutuklanmamış veya gözetim altında bulundurulmamıştı. 65 kilo olarak girdiği hastanede 35 kiloya kadar düşen ve sadece yaşlı gözlerle etrafına bakan Hakan'ın durumunda iyileşme olmadığı için hastane yönetimi onu ailesinin yanına göndermeyi planlıyor. Hakan'ın 3 çocuğunu "Bakamayacağımız için alamadık" diyerek yanına almayan Hakan'ın ailesi ise çocukları saldırgan Abdulhadi Hakan'ın daha önceki eşinden olan oğlunun yanına bıraktı. Hakan, yaşayan bir ölü olarak hayatını sürdürürken, saldırgan eş ise birçok örnekte olduğu gibi hala yakalanmadı.