Özdilek
Rana Sinem Siklon
Rana Sinem Siklon

40 akıllının çıkartmaya çalıştığı taş

Bir ülkeye ilk defa gittiğinizde o ülkedeki medeniyeti anlayabilmeniz için bazı değişkenlere bakmanız gerekiyor.

17 Mart 2022 Saat: 10:27

Mesela, ben trafiği inceliyorum.  Trafik o ülkede nasıl işliyor? O ülkedeki medeniyet seviyesini size gösteren en net etkenlerinden biridir trafik. Hiç şaşmaz. Bir başka değişken ise o toplumda kadının statüsü ne? Kadına nasıl davranılıyor?  Neden buna bakıyoruz? Zayıfa karşı nasıl bir tavır alıyorlar? Hukuk varsa, medeniyet varsa zayıfa karşı medeni bir şekilde muamele edersin. Üçüncüsü o ülkenin toplumu umumi tuvaletleri nasıl kullanıyor? Dördüncüsü ise – bunu ben ekliyorum – o ülkedeki seçim sistemi nasıl işliyor?

Gelelim Türkiye’deki seçim sistemine  …

AKP bir seçim sistemi önerisinde bulundu.  Bu seçim sistemi önerisinin ne anlama geldiğini önceki yazımda anlatmıştım. Bir deli kuyuya taş atmış 40 akıllı şimdi o taşı çıkarmaya çalışıyoruz.  40 akıllıdan biri olarak bugün bu seçim sistem önerisinden partiler nasıl çıkabilir, özellikle muhalefet partileri hangi hamleleri yaparlarsa en verimli sonuçlara ulaşabilirler sorusunu cevaplamaya çalışacağım. Hatta bir siyaset bilimci araştırma ekibinin yaptığı 7 farklı simülasyondan üç tanesini örnek vereceğim.  Araştırma Prof. Dr. Tanju Tosun ve ekibine ait.

Genelde seçim sistemleri büyük partilere avantaj sağlar. Bu dünyanın hemen her yerinde böyledir. Çok küçük partiler de abartılı değilse buna çok fazla ses çıkarmazlar. Bizim seçim tarihine baktığımızda seçim sistemleri büyük partileri iktidarda tutmak üzere hep yenilenmiş, o özellikleriyle birlikte resmedilmeye çalışılmış, yüzde 10 gibi bir baraj kullanılmış ama vahşi bir baraj. Yüzde 10 barajı  biliyorsunuz, Kürtleri ve İslamcıları parlamentoya sokmamak için 12 Eylül darbecileri kullanmıştı. Kürtlerin ve İslamcıların yüzde 10 gibi bir takıntısı kalmamasına rağmen bir adım atılamadı, bir değişiklik yapılamadı taa ki yeni seçim sistemi önerisine kadar.  AKP yüzde 10’u kaldırdı yüzde 7’yi getireceğini söyledi ama küçük partilerin parlamentoya girmesini adeta imkânsız kılan bir ittifak anlayışı getirdi. İttifakla birlikte büyük partiler daha da büyük bir kartel oluşturuyor ve küçük partileri eziyorlar. Çünkü artık ittifak içindeki oy oranlarına göre milletvekili dağılımı yapılmıyor, ittifak içindeki partinin o bölgedeki aldığı oy oranına göre milletvekilleri paylaştırılıyor.

Bunu demokratikleşme olarak kabul etmemiz mümkün değil. Bu AKP’yi iktidarda tutabilmek için yazılmış bir senaryo. Ama önemli ölçüde yanılıyorlar. AKP buradan hiçbir şey çıkartamaz. AKP’nin buradan çıkartabileceği şey ne biliyor musunuz? İktidara gelmek, seçilmek, parlamentoda güçlü olmaktan çok daha farklı.  

AKP’nin bu noktada hamlesi şu olabilir:

“Ben Millet İttifakı bileşenlerini birbirine düşüreyim, hangi listeden aday olacağım, bana ne kadar yer vereceksin, hangi partinin çatısı altında seçimlere gireceğiz vs gibi konularla birbirine dolaşsınlar, kavga etsinler, ben de oradan çıkayım, ittifakımla birlikte pastadan en büyük payı alayım, onlar ortak aday bile belirleyemesinler”

Bence AKP’nin temel hedefi buydu. Bakalım buna ulaşabilecekler mi? Çünkü, bahsettiğim simülasyonlara  baktığımızda, en sonda söyleneceği en başta söyleyeyim, hiçbir senaryoda ve simülasyonda Cumhur İttifakı Millet İttifakı’nın önüne geçemiyor.  Araştırma ekibi  Şubat ayı içindeki beş veya altı anketin ortalamasını almışlar. Cumhur İttifakı  Millet İttifakı’ndan çok daha baskın bir şekilde çıkamıyor.  Bu senaryoları size anlatmadan önce farklı bir şey anlatmam gerekiyor.

AKP o kadar çok kendine göre hesap yaptı ki! AKP hâlâ kendine göre o kadar çok hesap yapıyor ki! Hep kendi kazdığı kuyuya düşüyor. Bugün başkanlık sistemi olmasaydı, AKP hala birinci parti olacaktı  MHP’yle de bir şekilde seçim sistemiyle oynayarak koalisyonuna devam edebilecekti.  Ama başkanlık sistemiyle birlikte o kadar büyük bir tuzağa düştüler ki!

Biz neyi konuşuyoruz? Seçimleri. Hangi seçimleri konuşuyoruz? Meclis  seçimlerini. AKP meclisi askıya aldı. Meclisin artık hemen hemen hiçbir etkisi yok. O kadar silik, o kadar güçsüz ki. Meclis   karar alma mekanizmasında, kabinenin oluşturulmasında, bütçede, dengede, denetimde o kadar etkisiz hale getirildi ki … Bu meclisten artık iktidar da çıkartmıyoruz. İktidarı halk seçiyor. Başkan kendi kabinesini oluşturuyor. Burada kavga etsek ne olacak etmesek ne olacak? Üç parti üç tane milletvekili fazla kazansa ne olacak kazanmasa ne olacak?

Bir tane hesap çok önemli. Mevcut oranlara göre muhalefet o hesabı da tutturamıyor. Mecliste 360’ı bulup anayasa değişikliğine gitmek. Bunu muhalefet bulamıyor. Burada da bir hamle var. AKP yaptığı değişiklikle “Bakın, siz sistemi değiştireceğiz diyorsunuz. Hayır! Değiştiremeyeceksiniz. 360’ı bulamıyorsunuz. Siz CHP’nin adayını başkan yapacaksınız, bunun dışında da başka bir şey yapma şansınız yok çünkü anayasa değişikliğine gidemiyorsunuz, o çoğunluk çıkmıyor” diyor.

İşte, asıl hamleler bunlar. AKP aritmetik hamleler yerine Millet İttifakına, İYİ Parti’ye, küçük partilere politik psikolojik hamleler yapmış. Mesela, İYİ Parti’ye “Başbakanlık hayali kurma, sen bir CHP’liyi başkan yapacaksın, film orada bitecek” diyor.  

Hesap bu. Peki, böyle mi? Böyle değil. Bence  seçimden sonra o güçlü başkanlık muhalefetin eline kalmasın diye AKP bile “Hadi parlamenter sisteme dönelim ama nasıl dönüyoruz, nasıl yapıyoruz” diyecek. Çünkü hiçbir muhalefet partisi bu kadar güçlü bir silahın farklı bir partinin elinde olmasını istemez. Bu cümledeki muhalefet ilk seçimden sonra AKP olacak, AKP’yi kastediyorum.

Sözünü ettiğim simülasyonlarına dönelim. Seçim sistemine baktığımızda buradan demokratik bir senaryo çıkarma şansımız yok. Yüzde 7’ye çekilmiş ama küçük partiler ezilmiş. Oradan çıkma şansları yok. Araştırma ekibi beş tane anketin ortalamasını almış. Buna göre;  

AKP : %30.8

CHP : %25.7

MHP: %8.0

HDP : %10.0

İYİ Parti: % 12.8

DEVA:%2.5

Gelecek Partisi: % 2.2

Saadet Partisi: %1.0

DP : % 0.5

Memleket Partisi: % 0.9

Yeniden Refah Par: %0.8

TİP: % 0.9

BBP : 0.6

BTP: 0.7

Araştırma ekibinin yaptığı üç tane simülasyonu seçtim.

Birinci senaryo her partinin seçime tek başına gitmesi üzerine kurulmuş. Yani ittifak mittifak yok hepsi dağıldı. Bu senaryoda MHP, AKP’ye “ben %7’yi aşıyorum sana da ihtiyacım yok” diyor ve AKP’ye bir elveda çekiyor. Diğer partiler de ittifakta anlaşamadı. Bu senaryoya göre AKP 239 CHP 181 vekil kazanıyor ama sonuca baktığımız zaman muhalefet toplamda 323 vekil kazanıyor, iktidar 277 vekilde kalıyor.

Şunu söyleyeyim her senaryoda  Cumhur İttifakı meclisteki üstünlüğünü yitiriyor. Ama hiçbir senaryoda 360’ı bulamıyor. Muhalefete en yaklaştıkları senaryo 3 numaralı senaryo ve bu senaryoda mevcut oy oranlarına baktığımız zaman 245’e geliyorlar. AKP’nin tek başına, BBP ve MHP’nin bir listeden, Memleket Partisi CHP’den, DEVA, Gelecek, Saadet Partisi ve DP’nin tek bir listeden girdiği HDP ve TİP’in bir listeden girdiği zaman AKP milletvekili sayısı 239’dan 218’e düşüyor. Ama muhalefet 345 milletvekili kazanıyor.

Seçtiğim üç numaralı senaryoya göre MHP ve BBP’nin AKP listesinden diğer partilerin de tek başına seçime katıldığı yani AKP’nin hayal kurduğu şekilde Millet İttifakı’nın dağıldığı ama MHP ve BBP’nin de AKP’den ayrılıp bir milliyetçi ittifak kurduğu bir senaryo kurulmuş. Burada da muhalefet partileri 324 milletvekili kazanırken AKP, MHP ve BBP 276 milletvekilinde kalıyor. AKP ne yaparsa yapsın mecliste çoğunluğu yakalamıyor.  Kafasındaki senaryoların hiçbirine uymuyor.

AKP’nin anketleri çok iyi okuduğu uzun yıllardır biliniyor. Anket okumada, seçmen davranışlarını incelemede  hem Erdoğan’ın hem de AKP’li aktörlerin çok tecrübeli olduğu da iyi biliniyor. Dolayısıyla, bu değişikliği yapma nedenleri meclisteki üstünlüğü ele geçirmek değil. Bu değişikliği yapma nedeni Millet İttifakı’nın bir ortak aday çıkartamaması, onları birbirine düşürmek ve onları birbirine düşürdükten sonra yollarına nasıl devam edeceklerine karar vermek.  

Bakın, başkanlık seçimlerinde sistem adım adım iki partiye dönüşür. Görüyorsunuz, AKP yaptığı hamlelerle tıpkı Amerika’da olduğu gibi iki tane farklı bloğun oluşmasını sağlıyor. Burada Millet İttifakı ne yapmalı?

CHP ve İYİ Parti, parti olarak ittifakta kalır, diğer partilerin genel başkanları veya gösterecekleri potansiyel adaylar milletvekili olurlar ve meclise girerler. Genel başkanların bunu isteyeceklerini zannetmiyorum ama partilerinin mutlaka mecliste temsil edilmesini istiyorlar. Burada en zararlı çıkacak olanlar DEVA ve Gelecek Partisi gibi yeni kurulan partiler. Çünkü parti kimliklerini oluşturamadan, parti tabelasıyla seçime giremeden ittifak içinde tuz buz olacaklar, bir seçimi ıskalayacaklar.

Ama Millet İttifakı’nın belirlediği  potansiyel başkan adayı “bu bir tarihi seçimdir” deyip şöyle yapabilir: Diyelim ki Millet İttifakı başkan adayını belirledi, genel başkanları çağıracak “ben kabinemi sizlerden kuracağım, siz partilerinizi benim kabinemde bakanlık yaparak temsil edeceksiniz. Mecliste de temsiliniz çok önemli. Bu noktada göstereceğiniz milletvekili adaylarını partilerinizin alabileceği oy oranı düzeyinde listelerden göstereceğiz” diyebilir. Böylece Millet İttifakı’nın başkan adayının kuracağı kabine koalisyon kabinesi gibi olacak.

CHP ve İYİ Parti zaten bir ittifak oluşturdular. DEVA, Gelecek, Saadet ve Demokrat Parti’ye oy oranlarına göre seçilebilecek yerlerden garantili milletvekilliği sırası verilir. Mecliste güçlü bir şekilde temsil edilmeleri sağlanır. Zaten meclis çok güçlü değil. Küçük partilerin buradan çıkartabilecekleri en güçlü şey,  madem bu bir ittifak kabinesi olacak,  birer tane bakanlık olur.

Demek ki buna göre başkan adayı çok daha önemli bir noktaya geldi. Neden önem kazandı? Tüm bunları koordine edecek, küstürmeyecek, dışlamayacak, bilge ve vakur bir başkan adayına ihtiyacımız var. 

Küçük partilerin de süreci bir ölüm kalım meselesi olarak değerlendirmeleri, demokrasi adına doğru yerde bulunmaları gerekiyor. Ayrıca, tüm hesapları bir tarafa bırakıp olması gereken en güçlü aritmetik çözüm neyse onu tercih etmeliler.

Bu seçim sistemi bize  hakimlerin atanması, kurayla seçilmesi tıpkı bul parayı al karayı veya kaptıkaçtı gibi bir seçim süreci hazırladıklarını gösterdi. Burada Millet İttifakı’nın ittifakın birlikteliğinin bozulmamasına ve ittifakın çok güçlü bir şekilde durmasına dikkat etmeli. Bunun yanında bir strateji belirlemesi gerekiyor.

Ama tüm bunlardan daha önemli olan şey seçim güvenliği. Millet İttifakı içinde bulunan partiler seçim güvenliğine çok dikkat etmeliler. Parmak boyasının geri gelmesi için bastırmalılar. Çünkü AKP her türlü katakulliyi yapacağının işaretlerini vermeye başladı.

 

YORUMLAR Üye Girişi

Bu Yazıya Yorum Yapılmadı. İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz? 
Lütfen Resimdeki kodu yazınız
 

Kocaeli Haberci Tavsiye Formu

Bu Yazıyı Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız

Yazarın Diğer Yazıları

Ak Partililerin En Sevdiğim Yanı …3 Mayıs 2024 Saat: 12:05
Beklenen buluşma gerçekleşti.
“Yerel Halk” Neyse Artık!23 Nisan 2024 Saat: 11:26
Özgür Özel tarihi bir zafer kazandı.
Sandığa gitmeyen seçmenler kimler? AKP’liler mi?11 Nisan 2024 Saat: 23:22
Seçimden sonra benim de çok merak ettiğim bir soru vardı.
Kan Ve Ruh Kaybı Varmış!6 Nisan 2024 Saat: 11:40
Büyükşehirlerde büyükşehir belediye başkanları görevi devralmaya başladılar.
AKP Kaybettiği Seçimden Ders Çıkarttı Mı?3 Nisan 2024 Saat: 10:14
Aslında bugün seçim analizleri yapmaya devam edecektim.
Tüm Yazıları
DepolamaTaşıma iletme sistemiMerdiven Tırmanma CihazıEngelli merdiven tırmanıcıUluslararası evden eve nakliyatAdaklıklazer epilasyonAnkara evden eve nakliyat