Altılı masadan çıkma ihtimali en yüksek aday olan Ekrem İmamoğlu’na dava açıldı
24 Nisan’da altılı masa tekrar bir araya gelecek. Düne kadar altı liderin bir araya gelmesi hepimizi heyecanlandırıyordu ve hepimiz için değerli bir olaydı.
Yoğun ısrarlar üzerine yazılarımı kısa tutacağım. Söz veriyorum artık bu köşede kısa yazılar bulacaksınız. Gelelim gündeme ..
AKP Gençlik Kolları lüks otellerde yaptıkları çılgın sahur partileri görüntülerini sosyal medyada paylaştılar
İlginç şeyler oluyor değil mi?
Kültür ve sanat hakkında yazmayalı uzun süre oldu. Sanırım son kültür sanat yazısını muhabirlik yaparken yazmıştım. Öte yandan da eğitimime devam ediyordum.
Altı lider tekrar bir araya geldiler ve oldukça uzun bir toplantı gerçekleştirdiler. Bu toplantıdan sonra bir yığın soruyla karşılaştım. İşte bazıları;
Bir ülkeye ilk defa gittiğinizde o ülkedeki medeniyeti anlayabilmeniz için bazı değişkenlere bakmanız gerekiyor.
Tilkinin dönüp dolaşıp geleceği yer kürkçü dükkanıdır misali gene Kocaeli Haberci’ye döndüm.
Düşünüyorum da Türkiye’de yaşayan yabancıların canı sıkılmıyordur. İktidar her gün bir şey icat ediyor, nasıl sıkılsınlar ki? İktidar bana bile devamlı köşe yazıları yazdırıyor.
Ne zaman Millet İttifakı hakkında yazmaya karar versem CHP, İYİ Parti diye yazıya başlamak istesem ülkede bir şeyler oluyor.
Yazmak istediğim çiçekli böcekli yazıları seçim bitene kadar yazamayacağım gibi görünüyor. Seçimden sonra da başka yazıları yazmak zorunda kalacağımı biliyorum.
Cumhurbaşkanı Türkiye’yi faiz belasından kurtarmaya çalışırken ekonominin başı döndükçe dönüyor.
Ülke olarak çok şanslıyız. Cumhurbaşkanımız ülkemizi kendi yarattığı acayip bir iktisat teorisine dayanarak yönetiyor.
Seçim atmosferine girmiş bir ülkede çiçek ekmekle uğraşamayacağıma karar verdim.
Son iki haftadır yazmıyorum. Bir olay olsun kalemimi oynatayım diye beklemiyorum açıkçası. Ama Türkiye dinamik bir ülke, her şey olabiliyor.
Son bir hafta sessiz sakin gittiği için bu haftaki yazımda Eylül ayı içerisinde ekilebilecek çiçeklerden bahsedecektim. Dağ Lalesi, Ağlayan Gelin, Çiğdem, Süsen gibi çiçekler ekiliyormuş.
Geçen hafta bir okuyucumun dediği hanımeli ve yasemin kokulu bir yazım yoktu çünkü şehir dışındaydım. Ama memlekete dönünce gördüm ki gene ortalık karışmış.
Ben bir türlü çiçek böcek yazıları yazamıyorum. Oysa size söz vermiştim.
Uzun zamandır yazılarımı okuyamıyorsunuz, biliyorum. Yazılarımı gazete sahibi “Çiçek böcek yaz kızım” dediği için okuyamıyorsunuz.
Üniversite eğitimime başladığım yirmili yaşlarımdan itibaren siyaseti yakından izlemeye çalışıyorum. Talih bana gülmüş olmalı ki; Türkiye çok ağır ekonomik krizlerden geçiyor.
“AKP ülkeyi nasıl yönetiyor?” başlığını kullandım ama doğrusu “AKP ülkeyi nasıl yönetemiyor?”
Ülkemi seviyorum. Her gün değişik bir olay her gün yeni bir heyecan.
Muhalefetin cumhurbaşkanı adayı kim olacak diye herkes birbirine sorarken taşlar yerli yerine oturmaya başladı.