Avrupa Kendine Ağlasın! Dünyada İnsan Kalacak Mı?

Robot mezarlığına dönüşmüş şehirler.

Tarihini unutan bir kıta.

Bugün Avrupa'nın derdi ne ekonomi ne enerji ne de güvenliktir. Gerçek kriz: Avrupalının kendisinin tükenmesidir.

Nüfusun yaş ortalaması 47’ye dayandı. Genç yok. Kadın doğurmuyor. Erkek evlenmiyor. Aile çözülmüş. Fransız sokağında Arap çocukları, Alman mahallesinde Afrikalı gençler var. Peki bu kötü mü? Belki insani olarak değil ama sosyolojik olarak Avrupa'nın sonudur. Çünkü Avrupa artık Avrupa değildir.

Sadece 30 yıl sonra, Fransa’da Fransız, İngiltere’de İngiliz, Almanya’da Alman kökenli bireyler azınlık olacak. 50 yıl sonra Batı Avrupa’da yerli nüfus diye bir şey kalmayacak.

“Çeşitlilik güzeldir” dediler. Öyle bir çeşitlendiler ki, artık kendilerinden eser kalmadı.

---

TÜRKİYE’YE GELİNCE…

Avrupa’ya bakıp özenenler, aynı uçuruma kendi elleriyle yürüyor. Türk kadını çocuk istemiyor. “Özgürlük” adı altında annelik unutuluyor. Kadınlarımızın gözleri Instagram’da, gönülleri yurtdışında…

Ama yarın ne olacak?

Bir millet, çocukla yaşar.

Kadın doğurmazsa tarih susar.

Aile olmazsa vatan boşalır.

Bu gidişle Türkiye de, Avrupa'nın düştüğü "nüfus tuzağına" düşecek. İthal nüfusla dolan şehirler, Türkçe konuşmayan sokaklar, kimliğini kaybetmiş mahalleler…

Uyan ey Türk milleti!

Bu gidişat bir medeniyet meselesi değil, varlık yokluk meselesidir.

---

DÜNYA GENELİNE BAKINCA…

Teknoloji çağı diyorlar.

Ben diyorum ki: Bu “Yıkım Çağı”.

İnsan, teknolojiye esir olmuş.

Aklını yapay zekâya, bedenini ekrana, vicdanını algoritmaya teslim etmiş.

Çocuk yok, aile yok, merhamet yok.

Peki kaç yüz yıl sonra dünyada insan kalmaz?

Bunu tahmin etmek kolay:

Bugünkü doğurganlık hızlarıyla, 250-300 yıl sonra dünya nüfusu dramatik biçimde çökecek.

Doğa kendi dengesini kurar ama insan, kendini yok ederek ilerliyor.

Evrim değil bu, intihar.

Yani öyle küresel ısınma, kıtlık, savaş değil…

Dünya’nın sonunu insanın kendisi hazırlıyor.

Yani “insan türü”, kendi neslini doğurmamakta karar kıldı.

İronik değil mi?

Ay’a gitmeyi başaran insanlık, doğurduğu son çocuğun altını bile değiştirecek zamanı bulamıyor.

---

SON SÖZ:

Avrupa, geçmişin şanlı kıtasıydı, şimdi tükenişin vitrini.

Türkiye, bir milletler mezarlığı olmamalı.

Dünya, insanlığın değil, yazılımların hâkimiyetine doğru sürükleniyor.

Bugün doğmayan çocuklar,

Yarın mezar taşımıza bile bakacak kimsenin kalmamasına neden olacak.

Geriye sadece bu sorular kalacak:

> “Kimdi bu insanlar?”

“Niye doğurmadılar?”

“Neyi beklediler?”

Ve cevap gelmeyecek.

Çünkü kimse kalmayacak.