
Bazı kesimlerin hâlâ ısrarla anlattığı bir masal var: “Hiçbir şey yapmayın, dua edin, Allah sizin için her şeyi yoluna koyar.
” Bu söz, Allah’a iftiradır! Kur’an’ın apaçık hükümleri ortadayken, bu uydurmaya iman edenlere sadece şunu sormak isterim:
Hiç mi düşünmüyorsunuz?
Allah’ın düzeni, tembelliğin değil; direnişin ve mücadelenin üzerine kuruludur. Bedir’de, Uhud’da, Hendek’te sahabeler kılıç kuşanıp canını ortaya koydu.
Okçular Tepesi’nde ganimet hırsıyla yerini terk edenler yüzünden Peygamber Efendimiz bile ağır mağlubiyet yaşadı. Eğer Allah’ın düzeni, sizin hayal ettiğiniz gibi mucizeye dayalı olsaydı, o gün mağlubiyet değil, meleklerin ordusu inerdi. Ama inmedi. Çünkü Allah insanı sorumlu kıldı, akıl verdi, irade verdi, ardından da peygamberler ve vahiy ile doğru yolu gösterdi.
Tayyif’te Resulullah’a taş atıldığında da aynı şey oldu. Allah, bir anda o şehri yerle bir edebilirdi. Etmedi! Çünkü sınav akıl ve irade iledir.
Mücadeleyi siz vereceksiniz ki Allah’ın yardımı gelsin.
Bu hakikati anlamayanlar hâlâ gökten mucize bekliyor. Oysa Allah’ın ayeti nettir: “İnsan için ancak çalıştığının karşılığı vardır.”
Peygamberler, komutanlar ve devlet adamları bize bu gerçeği tarihin her safhasında gösterdi.
Hz. Muhammed, Hz. Ali, Selahattin Eyyubi, Fatih Sultan Mehmet, Mustafa Kemal Atatürk… Hepsi imanla birlikte aklı, disiplini, cesareti ve kararlılığı birleştirdi.
Onlar dua ettiler ama sadece dua etmediler; mücadele ettiler, bedel ödediler, tarih yazdılar.
Bugün de Müslümanların ve Türk milletinin önünde aynı sınav var. Sloganlarla, sahte boykotlarla, ikiyüzlü siyasetçilerle değil; akılla, iradeyle, cesur liderlerle ve gerçek mücadeleyle yol alınabilir.
Unutmayın: Allah yan gelip yatanın değil, çalışan, direnen, mücadele edenin yanındadır