Kadın-erkek eşitsizliği, hayatın pek çok alanı gibi, spor sektörü ve medyasında da kendini gösteriyor. Bu eşitsizliğin kökeninde kuşkusuz, alışılmış toplumsal cinsiyet rollerinin etkisi büyük.
Bu konunun temelini araştırdığımızda, eski Yunan döneminden itibaren sporda erkek egemen bir yapının ortaya çıktığını görüyoruz.
Öyle ki, eski Yunan’da kadınları spor alanlarından dışlayan anlayış, 20. yüzyılın başlarında da devam etmiş, modern olimpiyat oyunlarının kurucusu Fransız Baron Pierre de Coubertin’in olimpiyatlarda sadece erkeklerin yarışmasını savunan yaklaşımı da spor kültürünün erkek egemenliği üzerine kurulmasına zemin hazırlamıştır. Dünya sporunun gelişmesinde ve yaygınlaşmasında önemli bir yeri olan Coubertin, kadınların her türlü sporu yapmalarını ancak yarışmalara alınmamalarını savunmuştur. Coubertin’in tutucu yaklaşımının etkisi belli bir düzeyde kalsa da, günümüze kadar gelen tarihsel sürece batığımızda kadınların performans sporlarına katılımda erkeklerin gerisinde kaldığını açıkça görmekteyiz.
Özetle; sadece ülkemizde değil tüm dünyada, kadınların ve erkeklerin spora katılım oranları arasında fark edilebilir bir eşitsizlik söz konusu. Kadınların kimi spor alanlarındaki ötekileştirilmesinin, ikinci plana atılmasının ortadan kaldırılmasına ve spor programlarına katılımlarının daha da arttırılmasına ihtiyacımız var. Son yıllarda potanın perileri, filenin sultanları, kadın futbol takımları, ve adını yazamadığım diğer branşların ortaya çıkması, uluslararası başarılara imza atması elbette ülkemiz adına güzel gelişmeler. Aslında tüm kadınlar için de onur verici… Ancak, yetmez! Bizler, tarih boyunca kadını el üstünde tutan ataların ecdadıyız, sporda da bunu ön sıralara taşımalıyız. Kadınları teşvik etmeli, erkek egemenliğinden sporu tez elden kurtarmalıyız. Tabi bu bağlamda spor medyasına da çok görev düşüyor:
Erkeklerin büyük ölçüde egemen olduğu spor medyasında, kimi zaman kadınlara maalesef adeta konu mankeni gibi tamamen “pasif” ve “görsel hitap” amaçlı yer verildiğine çok kez şahit olmuşuzdur. Bunlardan vazgeçin sayın medya ve unutmayın; "Kadınlar da erkekler kadar spordan anlar, spora dair muhteşem yorumlar yapar, isterse her spor branşını başarıyla pekala yapar. " Devir cinsiyet ayrımı yapmaksızın tam destek devri.” Kadın sporcuların hakkını verelim. Spor arenasında kadınlara, kadın sporculara tahammülsüzlük ve görmemezlik düşmanlığını milletçe yok edelim. Biyolojik farklılık ayrımı gerilerde kaldı nitekim…
“Sevgi ve Sporla Kalın”