Bu önemli konuyu, uzmanından, Dr. Mert Eray Önen’in “Sporda Doping” adlı kitabından alıntılarla sizlere anlatmak istedim:
Dünyada tüm sporcular eşit şartlarda yarışabilmelidir. Aksi taktirde ortaya çıkan durum; sporun amaç ve ruhunu öldüren bir oyunbozanlıktır en kibar tabiriyle…İnsanoğlu için kazanma arzusu, kimi zaman tüm etik değerleri ve sağlığı hiçe sayarak çeşitli yollara başvurmaya sebep olabiliyor. Konu spor ve sporda başarı olunca bu olumsuz durumun adı doping olarak çıkıyor karşımıza…
Yüzyıllardan beri insanoğlu iş verimini arttırmanın ve yorgunlukla başa çıkmanın çeşitli yollarını aramıştır. Buradan yola çıkarak geçmişe doğru ilerlediğimizde; Güney Amerika ve Afrika yerlilerinin, fiziksel gücü, kapasitelerini ve cesareti arttırdığı gerekçesiyle bazı doğal maddeleri kullandıklarını görmekteyiz. Benzer şekilde, Orta ve Güney Amerika yerlilerinin uzun dağ yürüyüşleri sırasında yorgunluk hissini azaltmak ve dayanıklılığı arttırmak amacıyla coca yaprağı çiğnedikleri, mate (Paraguay çayı), ginseng kökü, kendir, kava (karabiber bitkisinden elde edilen bir ekstre) gibi maddeleri kullandıkları günümüze ulaşan bilgilerden anlaşılmaktadır. Yunanlıların ise İ.Ö. 3. yüzyılda mantarı ve susamı sportif verimi arttırdığı gerekçesiyle kullandıkları, İ.Ö. 6. yüzyılda gladyatörlerin sakatlık ve yorgunluğu önlemek amacıyla uyarıcı maddeler aldıkları bilinmektedir. 1865’lerde Hollanda’da kanal işçilerine yorgunluğu azaltan maddelerin verildiğini, İrlanda’da yeni evli çiftlere bir çeşit fermente bal içirmenin ise bir gelenek olduğunu, hatta “balayı” teriminin bu gelenekten kaynaklandığını değişik kaynaklardan öğrenmekteyiz.
Etimolojik açıdan incelediğimizde ise doping kelimesinin güney doğu Afrika kökenli olup daha sonra Afrika yerli dillerinden Hollandalı göçmenlerin diline (flamanca) geçen “dop” kelimesinden geldiği bilinmektedir. Dop, buradaki kaffir yerlilerinin ve zulu savaşçılarının kullandığı, üzüm kabuğundan yapılan ve kuvvetli bir uyarıcı etkiye sahip alkollü bir içkidir. Doping maddelerinin insan sağlığını ciddi şekilde tehdit etmesi, doping kullanımına bağlı ölüm vakalarının artması başta olmak üzere, sportif mücadelelerde fırsat eşitsizliği yaratarak haksız rekabete yol açması, spor ruhuna ve fair-play felsefesine uymaması düşüncesiyle dopingle mücadele çalışmalarına hız verilmiştir. Dopingle mücadele konusuna en yetkili olan kurum olan WADA her yıl yeni yasaklı maddeler ve yöntemler listesi hazırlayarak bunu yayımlamakta, Uluslararası Olimpiyat Komitesi ve Uluslararası Spor Federasyonları bu listeleri kabul etmektedir. Sportif randımanı arttırmak için kullanılan doping maddeleri spor branşlarına ve amaca göre farklılık gösterir. Bazı spor disiplinlerinde kuvveti, dayanıklılığı arttırmak, yorgunluk hissini azaltmak amacıyla kullanılırken, bazı spor branşlarında da sedatif etkisinden faydalanarak, sinirsel gerginliği azaltmak için kullanılır.
Doping, sonuçta tüm dünyada sporun, sporcunun en büyük ve en acı sorunudur. Doping; sporcuların eşit koşullarda yarışma hakkını yok etmenin yanı sıra, sporcularda ölümle sonuçlanabilecek pek çok sağlık sorunlarına yol açmaktadır. Klişe denmesin lütfen: “Kökünü kurutmak için, sporcularımızı uzak tutmak için yine tek şart okumak, bilinçlendirmek, farkındalık sağlamaktır…” Üzerimize düşeni yapalım.
“Sevgi ve Sporla Kalın”