Ekranların tanınan yüzü Pelin Çift ve Tarih Profesörü Tufan Gündüz, 12. Kocaeli Kitap Fuarı'nda sevenleri ve okurlarıyla buluştu

KOCAELİ (İGFA) - Kocaeli Büyükşehir Belediyesi'nin düzenlediği 12. Kocaeli Kitap Fuarı, Türk edebiyatının nabzını tutmaya devam ediyor. 315 yayın evi ve 380 yazarın yer aldığı fuarda, söyleşiler, imza günleri gibi etkinliklerle Kocaeli kenti kültür ve sanata doyuyor.

Fuar kapsamında televizyon programlarında tarihi farklı perspektiflerden ele alan Prof. Dr. Tufan Gündüz ve Pelin Çift eserleriyle kültür sanat dostlarıyla buluştu.

Akçakoca Salonu'nda  'Tarih bizi çağırıyor' konulu söyleşide Gündüz ve Çift, katılımcıların tarihle ilgili sorularını cevapladı.

Söyleşiye katılan bir tarih severin 'Tarih bizi nereye çağırıyor, olumlu mu, olumsuz mu?’ sorusuna Pelin Çift, "Benim şahsi fikrimi soracak olursan olumsuz demem. Asla yılgınlığa düşmek yok" cevabını verirken, Prof. Dr. Tufan Gündüz ise soruya detaylı bir cevap vererek, "Biz tarihimize 100 yıllık Cumhuriyet olarak bakmıyoruz. Bunun arkasında 600 yıllık bir Osmanlı İmparatorluğu, onun da arkasında 3 bin yıllık derin bir tarihimiz var. Tarihte bazen kesintiler oluyor. Çünkü tarih hiçbir millete sonsuza kadar tahammül etmiyor. Bazen bizi de kesintiye uğratıyor, imparatorluğumuz yıkılabiliyor. Yeni baştan dipten tekrar bir devlet çıkardığımız oluyor.  Hun İmparatorluğumuz  yıkıldı, Göktürk kuruldu. Göktürk yıkıldı, Karahanlılar, Oğuzlar dönemi yaşandı. Onlar yıkıldı, Selçuklular geldi. O yıkıldı Osmanlı İmparatorluğu var oldu.  Osmanlılar yıkıldı, Cumhuriyet kuruldu. Bu kesinti dönemlerindeki ruh halini biz Cumhuriyet döneminde yaşadık. İmparatorluğumuz elimizden kaydı, büyük toprak kayıplarına uğradık" diye konuştu.

"TARİH BİZİ YENİDEN ÇAĞIRIYOR"

O dönemlerde tarih ile örtüşmeyen bir yapıya dönüştüklerini kaydeden Prof. Dr. Tufan Gündüz, "Çok derin bir tarihimiz olmasına rağmen askeri ve siyasi gücümüz zayıftı. Cumhuriyet döneminin ilk yılları ile Osmanlı'nın son dönemlerinin ilk perişanlıklarını atlattık. Askeri, siyasi ve ekonomik bakımdan güçlendik. Bir lokma ve bir hırka ile yetinen bir toplumdan gardırobunda çeşit çeşit elbiseleri ve ayakkabıları olan, günlük yaşam standardı yükselmiş bir topluma doğru ilerlemeye başladık. Dolayısıyla o görkemli dönemlere doğru tarih bizi yeniden çağırıyor"  dedi.