Bir tek günün içinde “Namus” hakkında nasıl karar verilirdi şaşıyordum!
Neye göre, neye dayanarak ve ne hadlerineydi?
Bedenlerimizin başka sahipleri mi vardı?
O kadar insan ağız birliği etmişcesine, işe yeni başlayan kız hakkında “çok hanım, çok namuslu” demeye başlamışlardı bile…
Ben kız ile tanışıp adını dahi öğrenememiştim oysa.
Benim dışımda koca bir işyeri kızın hanımlığını namusunu öğrenmişti.
Aynı günün akşamı iş arkadaşlarımızdan birinin düğünü vardı.
Ben gitmedim düğüne, sevmem düğün dernek işlerini.
Marmara'da teknede yapılan bu düğün ertesi gün rezilliği ile anlatılacaktı.
Sabah işe gittiğimde ortalık çalkalanıyordu.
Dün işe başlayan hanım “Namuslu Kız” bugün “Namussuz Çirkef” olmuştu.
Aynı gün davete giden kızcağız, sevgilisinin kendisini terketmesi nedeni ile içkiyi fazla kaçırması sonucu sarhoş olmuş.
Namustan “Dem” vuran iş arkadaşlarımız, olanca namussuzlukları ile kendilerini teşhir ve ifşa etmeleri kötü niyetleri, kadın arkadaşlarımız tarafından duruma müdahale edilmesi ile, olayın ne kadar iğrenç olduğunu ortaya koymuştu.
Bir insanın üstelik gencecik bir kızın duygusal durumundan faydalanmak isteyen aşağılık namusluların hedefi haline gelmesi, ertesi gün o kızın bir daha işe gelmemesine, işi bırakmasına sebep olmuştu.
Yirmidört saat bile tanımadıkları bir insan hakkında nasıl oluyordu da, namusu hakkında fikir sahibi olup, ona göre davranma hakkı ve teşebbüsünde bulunuyorlardı…?
İğrendim aşşağılık namuslulardan.!!!