Son zamanlarda uzmanların da her fırsatta hatırlattığı; teknolojiyle sohbet, daha doğrusu sosyalleşmeyi medya araçları üstünden yapmak sıkıntısı, kişiler arası iletişimi fazlaca sekteye uğrattı.
Geçen her bir saniye, yalnızlığı tercih eden “sosyal canlılar” olma yolunda hızla yol alıyoruz sanki… Bilgisayar ve telefonlarla mutlu oluyor hissi sarıyor gözlemleyince etrafımı…
Bırakın parmaklar ve alfabe yardımıyla anında online arkadaş haberleşmelerini, konuşmak bile tek başına bir iletişim değil dostlar. İletişim aynı zamanda; ne söyleyeceğini, ne zaman söyleyeceğini, nerede söyleyeceğini, en iyi nasıl söyleyeceğini bilmek, olayları basitçe anlatabilmek ve akıcı bir dil kullanarak karşımızdaki kişiyle göz kontağı kurarak konuşabilmektir. Unuttuk belki ama bizi diğer canlılardan ayıran özellik tam da buydu.
Kişiler arası iletişimin temel ilkesi: başkasını olduğu gibi kabul etmek, sevmektir. Yanlış anlaşılmasın; "kabul etmek kavramı, karşıdakinin söylediği her şeyi onaylama, ileri sürdüğü her fikre katılma, tüm yorumları sualsiz kabullenmek değildir. Burada sözü edilen; düşünce, fikir ya da yorumlarda tümüyle zıt kutuplarda bile yer alsak, karşımızdakinin duygularını anlamak ve saygı göstermek demek... Kişiyi söyledikleri, düşündükleri ve hissettikleriyle birlikte bir birey olarak kabul etmek, onun bireyselliğine, farklılığına saygı gösterebilmektir. Yoksa, söylediği her şeyi kendi değer sistemimizde onaylamamızı ve kabullenmemizi gerektirmiyor. Yalnızca insani çerçeveler içinde; hatalı bulsak da, her insanın kendine özgü varlığını göz ardı etmeden onu kendimize benzetme çabasına girmememiz, onu kabul ettiğimiz anlamı taşıyor yani. Ünlü düşünür Voltaire'in de dediği gibi, "söylediklerini kabul edemem ama konuşma hakkını ölene kadar desteklerim...”
İyi bir iletişim için iyi bir dinleyici olmak da şart. İletişim kurulan kişinin sadece söylediklerini değil, yüzü, eli, kolları ve bedeniyle yaptıklarını, vücut dilini de duymak lazım, çünkü mimikler, el ve kol hareketleri, bedenin duruş tarzı, ses tonu gibi sözsüz mesajlar da iletişimin bir parçasıdır. Hatta bazen tek başına iletişimdir.
Çevrenizle, eş, çocuklarınızla etkili bir iletişim için sizlere naçizane ipuçları:
Zaman yaratın insanlara, bırakın cep telefonu ve internetle haşır neşir olmayı.
Dikkatinizi dağıtmadan, ilgiyle konuşun, göz temasını asla ihmal etmeyin.
Belirsiz olmak yerine kesin ve açık olun.
Bırakın klavye alfabelerini artık, ben- sen dilini de unutun, yüz yüze sohbetler edin, “BİZ” alfabesini hatırlayın...
“Sevgi ve Sporla Kalın”