Özdilek
Özcan Taras
Özcan Taras

Geçmişten Bir Esinti

Yaşamın en güzel döneminde devam eden “zamanı kovalama” yarışının ardından, ayağınızı gazdan çekip hızınızı biraz düşürdükten sonra, gidilmekte olunan yolun üzerindeki güzelliklerin daha çok farkına varılıyor.

13 Ağustos 2016 Saat: 09:39

Gerçi bunların hiç biri diğerinin yerine geçmiyor. Hepsi, yaşa, çağa, olanaklara göre sizi yaşamın kalıpları içerisinde bir yerlere tanımlıyor ve siz, yaşamın o süreçte sadece o kovalamadan ibaret olduğu kabulünü yaparak mutlu yaşadığınızı düşünüyorsunuz.

Ben de ayağımı gazdan biraz çektiğimden, alt katta, depoda, uzun yıllardır bir ayak sesi bekleyen mukavva kutuları açmaya fırsat buldum.

Kutulardan bana bakan irili ufaklı eşyalar, zamanında ailemin ve benim kullandığımız artık işlevlerini yitirmiş veya belki tekrar bizden yeni işlevlerini yerine getirmek için bir fırsat daha bekleyen eski tanıdıklar, dostlar ve onların üzerine sinmiş anılar…

İşte bu gün böyle bir kutunun kapağını araladığımda, yılların unutulmuşluğunun içinden, simsiyah siması ile pırıl pırıl gülümseyen, aşina bir dostla göz göze geldim.

Siyaha yakın rengi üzerinde biriken bembeyaz tozlar, yılların saçlarımıza düşürdüğü aklar gibi sanki onun da başını kırlaştırmış. Tek fark onun üzerindeki kırları silince yine eski görüntüsüne kavuşarak, bana inat, zamana meydan okuması idi.

Yılların içerisinden bu gün bana gülümseyen bu tanıdık yüz, şu an teknik olarak işlevlerini yerine getiremez halde, vefasızlığımıza kırgın, 1930 yada 1940 tevellütlü Hollanda malı Philips bir lambalı radyo.

Benden daha yaşlı. Belli ki sadece benim dünyaya gelişime, çocukluğuma, ilk gençliğime değil, annemle babamın gençliklerine, anneannemle dedemin olgunluk yıllarına da tanıklık etmiş.

Şimdi, zamana ve teknolojik gelişmeye yenik düşmüş dostumun düğmelerine acaba daha kimlerin eli değmiş, hoparlörünün titreşimleri hangi kulaklara ulaşmış ve artık var olmayan ne duygular yeşertmiş o günlerde.

Mutlu haberler ile ev halkını sevindirmiş, şarkılar, türküler ile coşturmuş, ülkenin acılarını paylaşmış, umutlarını sunmuş. Belki Özcan bebeğin huysuzluklarını, yaramazlıklarını onun sesi ile engellemeye çalışmışlar. Şimdi, en az üç çeyrek yüzyılın yorgunluğu omuzlarında.

Günü yaşarken sergilediğimiz davranışlarımızın, eğilimlerimizin, yaşama yaklaşım şeklimizin, belkide kişiliğimizin bir kısmının altında, geçmişten gelen bir tını, bir koku, bir görüntü, bir duygu yattığını düşünmüşümdür hep.

Bu, bir renktir. Bence, seslerin rengi gibi, insanların duygularının da renkleri vardır. Hiç biri diğerine benzemez, parmak izi gibidirler. Bizi biz yaparlar.

Bu gün karşımda duran çocukluğumdaki ilk teknolojik dostumun da bende izler bıraktığını, kişiliğime renk kattığını onunla baş başa kaldığımda fark ettim.

Türkülerimizi Muzaffer Akgün’ün sesi ile onun sayesinde tanıdım.

“şimdi Zeki Müren’den şarkılar dinleyeceksiniz” anonsu ile canlı yayında sanat müziğinin o duygu dolu dünyasını onunla sevdim.

Münir Nurettin’i, Sadi Hoşses’i, Mualla Mukadder’i, Hayri Pekşen’i, Bülent Oral’ı, Özdal Orhon’u, Şecaattin Tanyerli ve daha kimlerin seslerini ilk kez ondan duydum.

Çarşamba akşamları saat sekizde başlayan radyo tiyatrosunun sinyal müziği hala aklımda ve beni sürüklediği dünya…

Her sabah saat 9.40 ile 10.00 arasında yayımlanan “arkası yarın” ların hayal dünyama kattığı emsalsiz derinliği inkar edemem.

Pazar sabahları “çocuk saati”, öğleyin “şan konserlerinden canlı yayınlar”.

Tarık Gürcan’ın sunumları, Şevket Rado sohbetleri. Ramazan aylarında İsmail Dümbüllü’nün orta oyunları,

Cumartesi öğlenden sonra ve Pazar günleri futbol maçlarını naklen anlatan Orhan Ayhan, Halit Kıvanç’ın mükemmel Türkçeleri, seslerinin tınıları.

Akşam saatlerinde reklam kuşağında anneannemle birlikte heyecenla beklediğimiz “Uğurlugil Ailesi”.

“Karamani Reklam”ın sinyal müziği.

Orhan Boran ve Yuki’si.

Sabah 7.30, öğlen 13.00, akşam 19.00 ajans’ları.

Kısa dalga konumunda istasyon ararken duyulan o tarifsiz inişli çıkışlı sesler, merakla milim milim çevrilen düğme.

Daha sonraları ve uzunca yıllar sabah 7.30 haberlerinin ardından “Demirbank hayırlı işler diler” anonsları.

Bu gün zorlanarak anımsayabildiğimiz bunun gibi bölük börcük anlar. Kim bilir daha neler neler…

Nasıl sığar koskoca anlı şanlı yaşamlar küçücük bir kutunun derinliklerine?

Aileyi etrafında toplayan o tılsımlı, o küçük siyah kutu. Gözümü açtığımda gördüğüm, hala karşımda, yılların içinden bana bakmakta, acaba daha nelere tanıklık ettin benim kadim dostum?

Evet, bu gün sahip olduğum kişiliğimi etkileyen bir çok duyguda, senin bana karşılıksız, beklentisiz, durmadan, dinlenmeden aktardıklarının çok büyük payı var. Sen görevini fazlası ile yaptın.

Seninle tekrar buluştuk, itinayla sildim temizledim seni bu gün, her göz attığımda bulacağım bir köşeye yerleştiriyorum seni. Ne olur bana gücenme ayrı geçen yıllarımız için. Onlar da yaşamam gereken zamanlardı belki. Artık bu güne bak ve bundan sonraya…

Sevgiyle kalın

Özcan Tarasın fotoğrafı.  
Özcan Tarasın fotoğrafı.

YORUMLAR Üye Girişi

Bu Yazıya Yorum Yapılmadı. İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz? 
Lütfen Resimdeki kodu yazınız
 

Kocaeli Haberci Tavsiye Formu

Bu Yazıyı Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız

Yazarın Diğer Yazıları

Bir yolculuk, bir kaç düşünce22 Şubat 2017 Saat: 07:46
Birkaç hafta önce kurucu başkanı olduğum Türkiye Fotoğraf Sanatı Federasyonu’nun Ankara’daki toplantısına davet edildim.
ITRİ ve BACH’ın Kocaeli buluşması üzerine14 Şubat 2017 Saat: 07:55
Katılmak üzere notunu aldığım, Büyükşehir Belediyesi tarafından SDKM’de organize edilen “Doğu’dan Batı’dan Yankılar, Itri ve Bach” konseri’ne 25 Ocak akşamı gittim.
İzmit’te Bir Nefes Müzik8 Aralık 2016 Saat: 12:08
Yaşam mücadelesi içerisinde, çocuklarımız eğitimlerini alırlarken, bizden daha donanımlı yetişmeleri için sanata, spora, müziğe de yönlendirmeye çalışırız.
Bir ses, bir duygu25 Haziran 2016 Saat: 02:14
Yaşamımda müzik daima yer almıştır. Her ne kadar Türk sanat müziğine kendimi yakın bulsam da, türkülerimiz ve klasik müzik ile caz müziğinin de dinleyicisiyim.
KAÇAMAK14 Haziran 2016 Saat: 10:46
Yıllarca bir yerlere gitmek için ya hafta sonunun veya resmi tatillerin gelmesini bekledim. Ya da iznimi..
Tüm Yazıları
DepolamaTaşıma iletme sistemiMerdiven Tırmanma CihazıEngelli merdiven tırmanıcıUluslararası evden eve nakliyatAdaklıklazer epilasyonAnkara evden eve nakliyat